Esas No: 2018/1009
Karar No: 2021/5469
Karar Tarihi: 16.11.2021
Danıştay 9. Daire 2018/1009 Esas 2021/5469 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2018/1009
Karar No : 2021/5469
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVALI) ... Vergi Dairesi Müdürlüğü-...
VEKİLİ : Av. ...
2-(DAVACILAR) 1- ...
2- ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adi ortaklık adına,sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011, 2012,2013 yıllarının muhtelif dönemleri için re'sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; eleştiri konusu edilen faturaları düzenlemiş görünen mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporları ve eklerinin incelenmesinden dava konusu ihtilaflı faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşıldığı, sahte belgeleri yasal defterlerine kaydeden davacı hakkında re'sen takdir nedeninin gerçekleştiğinin anlaşıldığı ve davacıların bahsi geçen firmalardan gerçekten mal alışı yaptıkları iddiasını somut olarak ortaya koyamadıklarının görüldüğü,bu durumda dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 44. maddesinde, katma değer vergisinin genel kural olarak vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunacağı, bu genel kuralın uygulanmasına imkan görülmeyen istisnai durumlarda tarhiyatın muhatabının kimler olacağının anılan maddede iki bent halinde ayrıca düzenlendiği, buna göre katma değer vergisi mükellefi bir adi ortaklık ise verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi birinin tarhiyata muhatap olacağı; zira, katma değer vergisinde, adi ortaklık müstakil bir birim ve mükellef olsa da ortaklığın ayrı tüzel kişiliği bulunmadığından, vergi borcuna muhatap olma ve borcu ödeme mükellefiyetinin ortaklara düştüğü; uyuşmazlıkta, müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken, adi ortaklık adına ihbarname düzenlenmesi, anılan Kanun'un 44. maddesine uygun düşmediğinden, dava konusu cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne dava konusu tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
DAVACININ İDDİALARI: Olayda, eksik inceleme ve varsayıma dayalı olarak tarhiyat yapıldığı, söz konusu faturaların sahte olduğunun şüpheden uzak kesin olarak ortaya konulamadığı, sahte olduğu kabul edilen faturalara ilişkin alımların gerçek olduğu,istinaf incelemesinde esasa ilişkin iddiaların incelenmediği,sadece usul yönünden değerlendirme yapılarak karar verildiği,davanın esasına ilişkin temyiz istemlerinin kabulü gerektiği iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
DAVALININ İDDİALARI:Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında esasa ilişkin hiçbir hukuka aykırılık tespit edilmediği,sadece adi ortaklık adına ihbarname düzenlenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, katma değer vergisi uygulamasında adi ortaklıkların bağımsız işletme birimi olarak vergi mükellefiyetine sahip oldukları,vergisel yükümlülüklerin ortaklık adına yerine getirildiği,dolayısıyla adi ortaklık adına ihbarname düzenlenebileceği iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Davalı tarafından savunma verilmemiştir.Davacının savunması, yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı adi ortaklık adına,sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011, 2012,2013 yıllarının muhtelif dönemleri için re'sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türk Borçlar Kanunu'nun 620. maddesinde, adi ortaklık sözleşmesinin, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme olduğu ve bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılacağı, 638. maddesinin 3. fıkrasında, ortakların, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa, müteselsilen sorumlu olacakları düzenlenmiş; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 8/a. maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, bu işleri yapanların katma değer vergisinin mükellefi olduğu; 44. maddesinde de katma değer vergisinin, bu vergiyle mükellef gerçek veya tüzelkişiler adına tarh olunacağı, şu kadar ki: adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi birinin tarhiyata muhatap tutulacağı kurallarına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan maddelerin birlikte değerlendirilmesinden, adi ortaklıklarda mal teslimi ve hizmet ifası adi ortaklık tarafından yapıldığından, katma değer vergisinin mükellefi adi ortaklık olacak, beyanname ortaklık adına düzenlenecek, ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle vergi dairesine verilecek, ancak verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir. Aynı zamanda adi ortaklıklar Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen bütün mükellefiyetleri yerine getirmek zorundadırlar. Bu açıdan, Kanun'un belirtmiş olduğu belge düzenine uymaları, yani, fatura, gider pusulası gibi belgeleri bastırmaları, defter tutmaları, kullandıkları defter ve belgeleri zamanaşımı süresi içinde muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmeleri gerekmektedir.
Bu durumda, vergi mükellefi olan adi ortaklık adına, mükellefi olduğu vergilerin takibi amacıyla vergi-ceza ihbarnamesi düzenlenebileceğinden, işin esası incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, davanın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunu, ortaklık adına vergi-ceza ihbarnamesi düzenlenemeyeceği gerekçesiyle kabul ederek, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar veren Bölge İdaresi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ve davanın kabulü yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 16/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.