21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/19591 Karar No: 2018/3080 Karar Tarihi: 29.03.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/19591 Esas 2018/3080 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/19591 E. , 2018/3080 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde 02/11/2000-31/08/2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum ve davalı Üniversite Rektörlüğü vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, davacının davalı Üniversite Rektörlüğü nezdinde 02.11.2000-31.08.2003 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının 06/08/2003-31/08/2003 tarihleri arasında kesintisiz ve sigortalı olarak çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 02.11.2000 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı Üniversite Rektörlüğünce davacı adına düzenlenmiş olup davacı tarafından imzalı olan bildirgenin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, hizmet cetvelinde, davalı Üniversite Rektörlüğünce davacı adına 01.09.2003 tarihinden itibaren Kurum"a hizmet bildiriminde bulunulduğu, 20.10.2015 tarihli yazı ile 02.11.2000-31.08.2003 tarihleri arasında ve 01.10.2006-30.09.2008 tarihleri arasında ... Edebiyat Fakültesinde Yabancı Uyruklu Öğretim Görevlisi olarak çalıştığının belirtildiği, 01.01.2000-30.06.2001, 01.10.2001-30.06.2002 ve 01.10.2002-30.06.2003 tarihleri arasında çalışmayı öngören hizmet sözleşmelerinin taraflar arasında akdolunduğu, ihtilaf konusu dönem bordrolarının kısa vadeli sigorta kollarına tabi olarak düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 3.maddesinin II-A fıkrasının 4958 sayılı Yasa’nın 57. maddesi ile yürürlükten kaldırılmadan önceki halinde; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının bir işveren emrinde çalışan ve Türk uyruklu olmayan kimselerden, Kurumdan yazılı istekte bulunanlar hakkında ve istek tarihinden sonraki aybaşından başlanarak uygulanacağı belirtilmiştir. 4958 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 06.08.2003 tarihinden itibaren bir işveren emrinde çalışan yabancı uyruklu işçiler isteklerine bakılmaksızın tüm sigorta kolları kapsamına alınmıştır. Somut olayda; uyuşmazlık konusu dönemde yabancıların Türkiye"de sigortalı olabilmesi için 506 sayılı Yasa"nın 3/II-A maddesinin gereği yazılı talebinin olması gerek ise de davacının çalışmasına ilişkin olarak 02.11.2000 tarihli ve davacının imza kaydını içeren işe giriş bildirgesi göz önünde bulundurulduğunda Kurum"a yapılan sigortalılık hizmet bildirimi, yazılı beyan yerine geçer. Böyle olunca uyuşmazlık konusu dönemde davacının sigortalı olduğunun kabulü ile sonuca gidilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 29/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.