Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/21436
Karar No: 2018/4596
Karar Tarihi: 17.04.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/21436 Esas 2018/4596 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı avukatın, müvekkili adına tahsil ettiği para üzerinden fazla miktarda vekalet ücreti talep ettiği iddiasıyla açılan davada, mahkeme önceki kararını Yargıtay bozdu ve davalı avukatın daha az ücret almasına karar verildi. Ancak sonraki yargılama sürecinde bilirkişi raporları yanlış hesaplama yapıldığına dair görüş bildirdi. Mahkeme bu rapora dayanarak karar verdi ancak gerekçeli karar yazılmadı. Bu nedenle, Anayasa'nın gerekçeli karar yazılması hakkını ihlal ettiği için karar bozuldu. Kararda, davacının diğer temyiz itirazlarına ise bu nedenle değinilmedi. Kanun maddeleri 1136, 4667, 5043, ve Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesi olarak belirtildi.
13. Hukuk Dairesi         2016/21436 E.  ,  2018/4596 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalı avukatın kendisine vekâleten ... Asliye 1.Ticaret Mahkemesi"nin 2007/243 esas sayılı dosyası üzerinden ... İletişim Hizmetleri A.Ş aleyhine 39.789 TL"lik alacak davası açtığını, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından ... 7.İcra Müdürlüğü"nün 2009/19327 esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, söz konusu takip sonucunda davalının, .... İletişim Hizmetleri A.Ş."den 18.12.2009 tarihinde 106.215,00 TL, 30.12.2009 tarihinde de 1.515 TL olmak üzere toplam 107.730,00 TL tahsil ettiğini, ancak kendisine 70.000,00 TL. ödediğini, halen 37.731,00 TL’nin davalının zimmetinde olduğunu ileri sürerek, 37.731,00 TL."nin 01.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, tahsil etmiş olduğu miktardan, Avukatlık Kanunu gereğince vekalet ücretlerini mahsup ederek, bakiyesini banka kanalıyla davacıya ödediğini, borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen ilk karar, Dairemizce "...Mahkemece ücret hesabı yapılan .... 1. Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2007/243 esas sayılı dava dosyası nedeniyle % 10 ile % 20 arasındaki oranlar üzerinden takdiren % 20 oranına göre ücret hesabı yapılmışsa da, söz konusu dava 22.10.2003 tarihinde açılmış olup, 1136 sayılı Yasanın, 2.5.2001 tarihinde 4667 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonraki, ancak 13.1.2004 tarihinde 5043 sayılı yasa ile yapılan değişiklikten önceki hükümlerinin esas alınması gereklidir. Anılan yasanın 4667 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonraki 164. maddesinin 4. fıkrasında “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu hallerde değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde ise asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın sonucuna ve avukatın emeğine göre değişmek üzere ücret anlaşmazlığı tarihindeki dava değerinin yüzde beşi ile yüzde on beşi arasındaki bir miktar, avukatlık ücreti olarak belirlenir.” hükmü bulunmakta olup, davalının vekil olarak görevini ifa ettiği dava nedeniyle, anılan hüküm doğrultusunda dava değerinin yüzde beşi ile on beşi arasındaki oran üzerinden bir ücret takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Kanunu"nun 5043 sayılı yasa ile değişik 164/4. maddesinde öngörülen dava değerinin % 10’u ile % 20’si arasındaki oranların esas alınmış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklinde bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bu kez; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Yargılama makamları iddia ve savunmayı, taraflarca gösterilen delilleri gereği gibi incelemek ve ulaştıkları sonucu ikna edici bir gerekçeyle kararlarına yansıtmak zorundadırlar. Aksi bir durum adil bir yargılama yapıldığını göstermez. Mahkeme kararlarındaki gerekçesizlik Anayasa"nın 36. maddesinde tanımlanan "adil yargılanma hakkı"nın ihlalidir. 6100 sayılı HMK 297 maddesi gereğince de; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı, belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı avukatın davacı müvekkiline vekaleten yapmış olduğu tahsilatlardan, fazla miktarda vekalet ücretini alıkoyduğu ileri sürerek davalının zimmetinde bulunan paranın tahsilini istemiştir. Mahkemece, Yargıtay bozma ilamı ve bozma sonrası alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilin tahsil ettiği vekalet ücreti, yasal sınırlar içerisinde kaldığı, davacıdan yasal olarak hak ettiğinden daha fazla bir ücret tahsil etmemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında alının bilirkişi raporunda, sonuç olarak davalının fazladan yedinde tutarak davacıya ödemediği 834,93 TL.yi davacıya ödemesi gerektiği şeklinde görüş bildirmiş, itiraz üzerine alınan ek raporda ise; asıl rapordaki hesaplamaların, mahkemece esas alınan oranlar üzerinden yapılması nedeniyle Avukatlık Kanun"un 164"ncü maddesindeki asgari ve azami oran ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözetilerek yapılan hesaplama sonucunda davalının 32.908,86 TL ile 39.818,94 TL arasında bir meblağ üzerinde hapis hakkı kurabileceği; mahkemece, takdir edilecek ücretin 37.731,00 TL"den düşük olması halinde aradaki farkın davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği şeklinde görüş bildirmiş olup, mahkeme gerekçesinde bilirkişi raporlarında yer alan hesaplamalardan hangisine ve neden itibar ettiği hakkında her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığı anlaşılmaktadır. Oysaki mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması Anayasa hükmü gereği olup gerekçesiz bir şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi