1. Hukuk Dairesi 2018/25 E. , 2020/6657 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, ticari ilişki içinde oldukları ..."nin kendilerini kandırarak, sahibi oldukları taşınmazları teminat olarak ..."a vermeleri karşılığında ..."in kendilerine İtalya"dan ziynet eşyaları getireceğini söyleyerek, taşınmazların ..."e teminat mukabili temliki için davalı ..."ın da yönlendirmesi ile davalı ..."e vekâlet verdiklerini, aradan geçen sürede herhangi bir ziynet eşyasının gelmediğini, daha sonra davalılar ..., ... ve ..."in diğer davalı ..."daki alacaklarına karşılık hep birlikte kendilerini dolandırarak taşınmazların vekil ... tarafından önce ..."e onun da bir süre sonra davalı ..."e muvazaalı olarak devrettiklerini öğrendiklerini, taşınmazlar karşılığında bugüne kadar herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescili olmazsa taşınmazların gerçek değerinin tespiti ile bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteğiyle eldeki davayı açmışlardır. Davalı ..., davacıların beyanlarının kısmen doğru olduğunu, ihtiyacı nedeniyle her üçü de ... Esnafı olan ..., ... ve ..."den borç olarak altın aldığını, bu kişilerin bir süre sonra altınları ya da teminat istediklerini, kendisinin de taşınmazların ..."e teminat olarak verilmesi için davacıları ikna ettiğini, ancak sözlerinde durmayıp taşınmazların daha sonra ..."e devredildiğini bildirerek davanın kendisi yönünden reddini savunmuştur.
Davalı ..., dava konusu taşınmazları iyiniyetli olarak alacağına karşılık ..."den satın aldığını, davacıları tanımadığını, ..."in halen kendisine borcu bulunduğunu ve bu borç nedeniyle hakkında icra takibi başlattığını, davacıların davranışlarının hayatın olağan akışına ters olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar ..., ... ve ..., cevap vermemişlerdir.Davanın, vekâlet görevinin kötüye kullanılması olarak nitelendirilerek kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, " davanın hile hukuksal nedenine dayalı olup mahkemece nitelendirmede hataya düşülerek hile hukuksal nedeni bakımından bir araştırma yapılmadığı, hile olgusunun kabulu halinde ise ikinci el durumundaki ... yönünden TMK"nın 1023.madde koşullarının araştırılması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece, davacıların hileye maruz bırakılmak suretiyle taşınmazların temlike konu edildiklerinin anlaşıldığı, ancak ikinci el durumunda bulunan ..."in TMK"nın 1023. madde koruyuculuğundan yararlanacağı, ..."in kötüniyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece bu kez; ‘’ Somut olayda; davalılar ..., ... ve ..."in Kapalıçarşıda faaliyet gösteren esnaf olup birbirleriyle ticari ilişkilerinin olduğu, ikinci el konumundaki davalı ..."nun da ... esnafından olup gerek ilk el konumundaki davalı ... ve gerekse diğer davalılar ... ve ... ile aralarında alış-veriş ilişkisinin bulunduğu, bu ilişkinin davalı ..."in savunması ve ... Esnafları Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığının 17.4.2013 tarihli yazısının içeriğinden anlaşıldığı, sözü edilen yazıda, davalı ..."in davalı ..."ın çalışanı ve akrabası olduğu, ... işlemleri ve ... döviz alım satımı işlerini Türkiye"de gayriresmi olarak yaptıkları, ..., ... ve ..."nun ise bu işlemlerde zaman zaman birlikte hareket ettikleri, birbirleri arasında al-ver ilişkisi olan esnaftan olduklarının bilindiğinin bildirildiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, el ve işbirliği içinde hareket eden bir kısım davalılarca taşınmazların teminat mukabili temliki karşısında yurt dışından getirilecek ziynet eşyalarının satılarak birlikte kar elde edecekleri telkiniyle davacıları tapu idaresine götürmek suretiyle hileye düşürdükleri, çekişme konusu taşınmazların ..."e bedelsiz temlikinin sağlandığı, davacıların satış iradesinin bulunmadığı, hilenin öğrenilme tarihinden itibaren davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, son kayıt maliki ..."in ise satış bedelini ödeme şekli ve diğer davalılar ile olan ilişkisi dikkate alındığında Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi anlamında iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de, davacıların terditli olarak tapu iptali ve tescil olmazsa bedel istekleri bulunduğu halde iptal - tescil isteğinin reddine karar verilmekle yetinilip bedel isteği ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş ise de, tebligata yarar eksik gider avansı yatırılmadığından duruşma istemi reddedilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Ancak, 3402 sayılı Yasanın 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışması ile, dava konusu 1612, 1614, 1615, 2035 ve 2036 parsel sayılı taşınmazların kaydı kapanarak sırasıyla 108 ada 20, 14, 16, 19 ve 17 sayılı parsellere revizyon gördüğü anlaşılmıştır. O halde mahkemece, infazda tereddüt yaratacak şekilde, doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olarak kapanan sicil kaydı üzerinden karar verilmesi hatalıdır.Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün ( 1. ) fıkrasının tümden çıkarılmasına, yerince; ‘’ 1- Dava konusu 108 ada 14, 16, 17, 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile 108 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına, 108 ada 16, 17, 19 ve 20 parsel sayılı taşınmazların ise davacı ... adına tesciline, ‘’ cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.