3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3199 Karar No: 2019/10249 Karar Tarihi: 13.05.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/3199 Esas 2019/10249 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık ile müşteki arasında tartışma çıktığı sırada sanığın müştekiye kasten saldırarak yaraladığına dair deliller bulunması nedeniyle sanığın olası kast ile basit yaralamadan değil, kasten basit yaralamadan cezalandırılması gerektiği hükmedilmiştir. Sanığın mükerrir olması nedeniyle hapis cezası verilmesi gerektiği belirtilmiş, ancak suçun uzlaşma kapsamına alındığından tekerrüre esas alınamayacağı vurgulanmıştır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle sanığın hak yoksunlukları yönünden hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı TCK'nin 21/2, 86/2, 141/1, 2 ve 7. maddeleri, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi, 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri.
3. Ceza Dairesi 2019/3199 E. , 2019/10249 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Müştekinin “sanık ile tanık..."in aralarında tartışmaya başladıkları, kendisinin aralarına girmeye çalışırken de sanığın..."e vuracağım diye kendisine yumruk attığına” dair beyanına, kabulün de bu şekilde olmasına göre sanığın yaralama eylemini 5237 sayılı TCK’nin 21/2. maddesindeki olası kast ile gerçekleştirdiği anlaşılmakla olası kast ile basit yaralamadan hüküm kurulması gerekirken kasten basit yaralamadan hüküm kurulması, 2) Sanığın mükerrir olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 86/2. maddesindeki seçimlik cezalardan hapis cezasının tercih edilmesinde zorunluluk bulunması ve tekerrüre esas alınan Düzce 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.11.2008 tarih ve 2008/718 Esas – 2008/784 Karar sayılı ilamı uyarınca verilen 11 ay 20 gün hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nin 141/1. maddesi uyarınca verilmiş olduğu, bahse konu suçun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, 5237 sayılı TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, uzlaşmanın sağlanması halinde bu suçun tekerrüre esas alınamayacağı, ancak sanığın adli sicil kaydında başka tekerrüre esas hüküm olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, sanık hakkında TCK"nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesinde zorunluluk bulunması, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesine göre sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 13.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.