8. Hukuk Dairesi 2015/15195 E. , 2017/17514 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, müvekkili kurumun... Halk Bankasındaki tüm hesaplarına haciz konulduğunu, hesaplarında ... Bankasından gelen paraların bulunduğunu, bu hesap üzerine haciz konulmasının hukuken mümkün olmadığını, ayrıca alacaklı kişinin vefat ettiğini, bu kişi adına takibin devam ettirilmesinin mümkün olmayacağını, takibin mirasçılar adına devam etmesi gerektiğini belirterek hacizlerin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, alacaklının 03/02/2014 tarihinde vefat ettiği, alacaklı vekilinin 13/01/2015 tarihinde borçlunun mal ve haklarının haczi için müzekkere yazılmasını talep ettiği, talebe istinaden borçlunun hesaplarına haciz konulduğu, talep ve haciz sırasında alacaklının ölü olması nedeniyle vekalet ilişkisinin sona erdiği, dolayısıyla yetkisiz vekil tarafından yapılan iş ve işlemlerin geçersiz olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun "" Ölüm, ehliyetin kaybedilmesi ve iflas"" başlıklı 513. maddesi "Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanır.
Vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür." hükmünü içermektedir.
Somut olayda;... Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/31 Esas 2014/273 Karar sayılı ilamına dayalı olarak alacaklı ... adına 16.09.2014 tarihinde ilamlı takip başlatılmış, alacaklı takipten sonra 03.12.2014 tarihinde vefat etmiş, alacaklı vekili ise müvekkilinin ölümünden sonra 13.01.2015 tarihinde İcra Müdürlüğünden haciz telep etmiş ve 12.02.2015 tarihinde şikayete konu hacizler konulmuştur. Alacaklı vekili, İcra Müdürlüğü"ne
13.02.2015 tarihli başvurusunda mirasçılardan ..."in vekaletnamesini sunmuş ve diğer mirasçıların vekaletlerini ibraz için süre istemiştir. Bu durumda yukarıda anılı yasa maddesinin, vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür, hükmü gözönünde bulundurulduğunda alacaklı vekiline süre verilerek vekaletnamelerin ibrazının sağlanması halinde takibe devam olunması gerekir. Bu nedenle borçlu vekilinin diğer şikayet sebepleri incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde iadesine 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.