Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/18770
Karar No: 2012/19600

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/18770 Esas 2012/19600 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2012/18770 E.  ,  2012/19600 K.
  • İŞÇİLİK ALACAKLARININ TAHSİLİ
  • HÜKMÜN AÇIK OLMAMASI
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (6100) Madde 321
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (6100) Madde 298
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (6100) Madde 297

"İçtihat Metni"

ÖZET: DAVACININ BİRDEN FAZLA TALEBİ OLDUĞU HALDE HÜKMÜN “DAVACININ HAK ETMİŞ OLDUĞU ALACAKLARIN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE” ŞEKLİNDE AÇIKLANMASI TALEPLERDEN HER BİRİ HAKKINDA VERİLEN HÜKÜMLE, TARAFLARA YÜKLENEN BORÇ VE TANINAN HAKLAR, SIRA NUMARASI ALTINDA; AÇIK, ŞÜPHE VE TEREDDÜT UYAN­DIRMAYACAK ŞEKİLDE GÖSTERİLMEMESİ YASAYA AYKIRI OLDUĞU GİBİ, AÇIKLANAN HÜKÜM SONUCUNDA DAVACININ HANGİ TALEPLERİNİN RED­DEDİLDİĞİ, YARGILAMA GİDERLERİNİN NE ŞEKİLDE HÜKÜM ALTINA ALIN­DIĞI, KANUN YOLUNA BAŞVURMA SÜRESİNİN NE KADAR OLDUĞUNUN BELİRTİLMEMESİ DE YASANIN EMREDİCİ HÜKÜMLERİNE AYKIRIDIR.

Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar ve­rilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.

Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak fes­hedilmesi nedeniyle açtığı işe iade davasında verilen ve kesinleşen kabul kararına rağmen işe başlatılmaması nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatları alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda 10.04.2012 tarihli son duruş­mada kısa karar “Davacının hak etmiş olduğu alacakların davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde açıklanmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;

a) Hükmü veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,

b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile ad­reslerini,

c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşa­madıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,

ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,

d) Hükmün verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin imzalarını,

e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göste­rilmesi zorunludur.

Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı HMK’nın “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;

 “Hüküm

Madde 321- (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme ta­rafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.

(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hallerde, hakim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.

321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar”dan kastedilen HMK’nın 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.

Bu nedenlerle basit yargılamada da tefhim edilecek hüküm HMK’nın 297/2. maddesindeki unsurları taşımakla birlikte HMK’nın 321. maddesi uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Ancak mahkemelerin iş yoğunluğu ve buna bağlı olarak duruşma dosyalarının çokluğu nedeni ile gerekçenin du­ruşmada yazdırılamaması halinde gerekçeli kararın en geç bir ay içinde ya­zılarak tebliğe çıkartılması gerekir.

Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların ge­reksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağdu­riyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14- 778 E., 2007/611 K., Daire­mizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).

Halen yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. mad­desine göre, iş mahkemelerince verilen nihai kararlara karşı kanun yoluna başvurma süresi, karar yüze karşı verilmişse nihai kararın taraflara tefhimi, yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür.

Taraflar hükmün tefhiminin HMK’nın 297/2. maddesinde sayılan un­surları taşımaması halinde hak ve borçlarını bilemeyeceklerinden temyiz sü­resini kaçırmamak, hak kaybına uğramamak için kararı gereksiz yere temyiz etmek zorunda kaldıkları bir gerçektir.

Bu nedenlerle hükmün tefhimi sırasında HMK’nın 297/2. maddesinde belirtildiği üzere “taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

Somut olayda, davacının birden fazla talebi olduğu halde hüküm “Da­vacının hak etmiş olduğu alacakların davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde açıklanmıştır.

Bu şekilde kurulan ve açıklanan hükümde taraflara yüklenen hak ve borçların açık ve şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilmediği ortadadır.

Açıklanan hüküm sonucunda davacının hangi taleplerinin reddedildiği, yargılama giderlerinin (masraf ve vekalet ücretleri) ne şekilde hüküm altına alındığı, kanun yoluna başvurma süresinin ne kadar olduğu Yasanın emredici hükmüne rağmen açıkça belirtilmemiştir.

6100 sayılı HMK’nın 298/2. maddesine göre “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”

Yukarıda belirtildiği üzere duruşmada açıklanan hüküm sonucu ile gerekçeli kararın hüküm sonucunun da aynı olduğu söylenemez.

Bu nedenlerle 6100 sayılı Yasa’nın 297, 298/2 ve 321. maddelerinde belirtilen zorunlu unsurların hiçbirisini taşımadığı anlaşılan hükmün bozul­masına karar vermek gerekmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı (BOZUL­MASINA), bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada in­celenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi