18. Ceza Dairesi 2019/15984 E. , 2020/2100 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/3-a, 125/4, 43/2-1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 8.840,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli ve 2016/990 esas, 2017/913 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2019 gün ve 2019/93015 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında “Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, olay günü trafik polisi olarak görev yapan katılanların 35 RC 234 plaka sayılı aracın şoför değişikliği yaptığını görmeleri üzerine aracın yanına gittiklerinde sanığın araç sürücü koltuğunda bulunduğunu görmeleri üzerine sanık ile katılanlar arasında aracın kim tarafından kullanıldığı ve alkol ölçümü hususunda tartışma yaşandığı ve sanığın katılanlara hitaben "siz dürüst değilsiniz, bu yüzden bu ülkeyi sevmiyorum" şeklinde söylediği sözleri nedeniyle yapılan yargılama sonunda hakaret suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de; benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 26/02/2018 tarihli ve 2016/1375 esas, 2018/2464 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, kaba söz ve ağır eleştiri niteliğindeki sözlerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı cihetle, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.
Ceza Genel Kurulu’nun 14/10/2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; mahkemece, sanığın, katılanlara hitaben söylediği “siz dürüst değilsiniz, bu yüzden bu ülkeyi sevmiyorum ” şeklindeki sözleri nedeniyle sanık hakkında hakaret suçundan mahkumiyet kararı verildiğinin anlaşılması karşısında; kaba söz niteliğindeki sözlerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığından, sanığın beraati yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yapılan açıklamalara göre yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli ve 2016/990 esas, 2017/913 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hakaret suçu açısından hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, CMK"nın 309/4-d maddesi gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE, hükmolunan cezanın çektirilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 04/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.