Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/1146
Karar No: 2021/6918
Karar Tarihi: 17.11.2021

Danıştay 4. Daire 2019/1146 Esas 2021/6918 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/1146
Karar No : 2021/6918

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, Tasfiye Halinde ... Otomasyon Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen .. tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; olayda, asıl borçlu şirketin 08/03/2012 tarih ve 8022 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanan ilan ile tasfiye sürecine girdiği ve davacının da tasfiye memurluğuna atanmasından sonra şirket adına re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine karşı ... Vergi Mahkemesinin E:...,... sayılı dosyalarında açılan davalar devam ederken, 24/06/2013 tarih ve 8348 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanan ilan ile şirketin tasfiyesi sonuçlandırılarak tüzel kişiliğinin sona erdirildiği, anılan Mahkeme tarafından ise, ... tarihinde verilen K:...,... sayılı kararlar ile davanın cezalı tarhiyatlara ilişkin kısımlarının reddi üzerine şirket adına düzenlenen ... nolu ihbarnamelerin 23/01/2015 tarihinde şirketin tasfiyesi sonuçlandıktan sonra, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ise 27/05/2017 tarihinde davacının adresinde eşine tebliğ edildiği, şirketin tüzel kişiliği sona erdikten sonra şirket adına herhangi bir ihbarname düzenlenemeyeceği, Mahkeme kararı üzerine düzenlenecek olan ... nolu ihbarnamelerin kanuni temsilci veya tasfiye memuru adına düzenlenmesi gerekmekte iken, tasfiyesi sona eren şirket adına düzenlenen ... nolu ihbarnamelere dayalı olarak şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin de usulüne uygun düzenlendiğinden bahsedilemeyeceğinden, kanuni temsilci sıfatıyla davacının takibinden önceki aşamaları hukuka uygun şekilde tamamlanmayan amme alacaklarının davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; olayda, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarına ilişkin olarak şirket adına açılan davalarda verilen kararların davacısı kısmında şirket unvanının yazılı olması nedeniyle, Mahkeme kararlarına uygun olarak düzenlenmesi zorunlu olan ... nolu ihbarnamelere de muhatap olarak şirketin unvanının yazılmasının zorunlu olduğu, idarenin bu aşamada ... nolu ihbarnamenin muhatabını re'sen değiştirme yetkisinin olmadığı, zorunlu olarak şirket adına düzenlenen ... nolu ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve borcun kesinleştiği, kararların tasfiye memuru sıfatıyla davacı tarafından temyiz edildiği, davaların Danıştay'da halen temyiz aşamasında olduğu, tüzel kişiliği sona eren şirket adına düzenlenen ödeme emrinin de hukuki sonuç doğurmasının mümkün bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, cezalı tarhiyatlara karşı açılan davanın devamı sırasında tüzel kişiliği sona eren ve yapılan araştırmada borcunu karşılayacak bir malvarlığına rastlanılamayan şirketten tahsil edilemeyen amme alacaklarının, tahsil zamanaşımı süresi içinde, ilgili dönemlerde kanuni temsilci olan davacıdan tahsili için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ödeme emri içeriği vergi borçları için asıl borçlu şirket tarafından tarhiyat aşamasında açılan davaların henüz sonuçlanmadığı, söz konusu davalar sonuçlanmadan önce şirketin tüzel kişiliği sona erdiğinden, bu durumdaki bir şirket hakkında işlemler yapılmasının hukuka aykırı olduğu, ödeme emri içeriği vergi borçlarının, idarece daha sonra düzenlenen raporla geçersiz kılınan tarhiyatlara ilişkin olduğu, daha sonra düzenlenen rapora istinaden de idarece herhangi bir işlem yapılmadığı, dolayısıyla, idarece ortadan kaldırılan vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un, uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir "ödeme emri" ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, ödeme emrine karşı böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla 7 gün içinde dava açılabileceği öngörülmüştür.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni temsilcilerin ödevi" başlıklı 10. maddesinde, "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir. Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Bu hüküm Türkiye'de bulunmayan mükelleflerin Türkiye'deki temsilcileri hakkında da uygulanır. Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz." hükmüne yer verilmiş; 20. maddesinde, verginin tarhının, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari muamele olduğu; 22. maddesinde, verginin tahakkukunun, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi olduğu; 34. maddesinde de, ikmalen ve re'sen tarh edilen vergilerin "ihbarname" ile ilgililere tebliğ olunacağı, nev'i ve doğuşu ayrı olan vergiler için ayrı ihbarname kullanılacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının ilgili dönemlerde kanuni temsilcisi olduğu Tasfiye Halinde ... Otomasyon Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine karşı açılan davaların reddi üzerine şirket adına düzenlenen ... nolu ihbarnamelerin tebliği ile herhangi bir ihtilaf yaratılmaksızın kesinleştirilen söz konusu amme alacaklarının, vadesinde ödenmemesi üzerine şirket adına ödeme emri tebliğine rağmen ödemede bulunulmadığı ve yapılan malvarlığı araştırmasından da şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığından bahisle kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili için dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, asıl borçlu şirketin 08/03/2012 tarih ve 8022 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanan ilan ile tasfiye sürecine girdiği ve davacının da tasfiye memurluğuna atanmasından sonra şirket adına re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine karşı ... Vergi Mahkemesinin E:... ,... sayılı dosyalarında açılan davalar devam ederken, 24/06/2013 tarih ve 8348 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanan ilan ile şirketin tasfiyesi sonuçlandırılarak tüzel kişiliğinin sona erdirildiği, anılan Mahkeme tarafından ise, ... tarihinde verilen K:...,... sayılı kararlar ile davanın cezalı tarhiyatlara ilişkin kısımlarının reddi üzerine şirket adına düzenlenen ... nolu ihbarnamelerin 23/01/2015 tarihinde şirketin tasfiyesi sonuçlandıktan sonra, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ise 27/05/2017 tarihinde davacının adresinde eşine tebliğ edildiği, bu arada, anılan Mahkeme kararlarının Danıştay Dördüncü Dairesinin 24/04/2019 tarih ve E:2016/2819,2818, K:2019/3084,3082 sayılı kararları ile "davacı şirketin tüzel kişiliğinin, diğer bir deyişle hukuk alemindeki varlığının sona erip ermediği ve dolayısıyla yargı mercileri önünde taraf olma ehliyeti ve temsil olanağının bulunup bulunmadığı araştırılmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulması üzerine, anılan Mahkemenin ... tarih ve E:...,... K:...,... sayılı kararları ile 2577 sayılı Kanun'un 26/1 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda anılan mevzuat hükümleri gereğince, ödeme emri düzenlenebilmesi için ortada tarh, tebliğ ve tahakkuk aşamaları tamamlanarak kesinleşen ve vadesinde ödenmemesi nedeniyle tahsili kabil hale gelen amme alacağının mevcut olması gerekmektedir.
Olayda ise, ödeme emri içeriği cezalı tarhiyatlara karşı asıl borçlu şirket tarafından açılan davaların cezalı tarhiyat yönünden reddi yolunda verilen ve şirket adına düzenlenen ... nolu ihbarnamelere dayanak alınan kararların, Danıştay Dördüncü Dairesi tarafından bozulması üzerine, Mahkemece dava dosyalarının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yargılama süreci devam ederken şirket tüzel kişiliğinin sona ermiş olması nedeniyle uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak hukuki irdeleme yapılamamış ve cezalı tarhiyatın hukuka uygun olup olmadığı yönünde esastan bir karar verilememiş olduğu göz önüne alındığında, amme alacağının usulüne uygun şekilde tarh, tebliğ ve tahakkuk aşamaları tamamlanarak kesinleştiğinden söz edilemez.
Bu durumda, söz konusu işlemden kaldırma kararları sonrasında şirket tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle borç dönemlerinde sorumlu olanlar adına ihbarname düzenlenmesi ve devamında borcun takibine geçilmesi gerekirken, ihbarname kuralı göz ardı edilmek suretiyle amme alacağının kesinleştiğinden bahisle doğrudan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 17/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi