Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3463
Karar No: 2018/3066
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/3463 Esas 2018/3066 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/3463 E.  ,  2018/3066 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

    A)Davacı İstemi:
    Dava, ... Mah . İth. İhr. Tic.A.Ş.isimli işyerinde 01.03.1991 tarihinde 1 gün süre ile asgari kazançla çalıştığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı ... vekili özetle; davacının tespitini talep ettiği dönemlere ilişkin hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, yine davacının tespitini istediği dönemlerde çalışması olduğunu gösterir herhangi bir belge olmadığı gibi dönem bordrolarında da adı geçmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    ilk Derece Mahkemesince ; “Tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede; Sıhhiye SGK dan celbedilen evraklarda davacının 1991 serilerinden olduğunun belirtilmiş olması, davacının çalıştığını iddia ettiği iş yerinin bulunduğu bina görevlisinin tanık olarak alınan beyanında davacının, adına 1991 tarihinde işe giriş bildirgesi vermiş olan ... isimli muhasebe bürosunda 6 ay kadar çalıştığını beyan etmiş olması, kurumca tanzim edilen hizmet döküm cetvelinde ve diğer belgelerde davacının işe giriş tarihinin 01/03/1991 olarak gösterilmiş olması ve davacı adına bu tarihte işe başladığına dair tanzim edilen ve kuruma verilmiş olan işe giriş bildirgesinin aslının dosyaya celbedilmiş olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının 01/03/1991 tarihinde 1 (bir) gün çalıştığının tespitine karar verilmesi kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davanın KABULÜ ile, Davacının 506 sayılı yasa 60-G maddesine göre sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği, 04/06/1981 tarihi olduğunun ve 01/02/1978 tarihindeki 1 günlük çalışmaya yönelik ödenecek sigorta priminin prim ödeme gün sayısının hesabına dahil edilmesi gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı ... vekili; 1-Sigortalı çalışmaların dayanağının bordro olduğu ve dava konusu dönemlere ilişkin davacıya ait bordro bulunmadığından davanın reddi gerektiği,
    2-İşverenin bildirim zorunluluğunun bulunduğu, buna rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi nedeniyle, Kurumun sorumluluğu bulunmadığı,
    3-Davanın açılmasına Kurumun sebebiyet vermediğinden, Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince “ Tüm dosya kapsamından ve özellikle, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında çalışan kimsenin bildirilmemesi karşısında bordro tanığı olmaması, aradan geçen uzun süre nedeniyle komşu işyeri tanığı tespit edilememesi, aynı zamanda komşu işyeri tanığı olduğunu iddia eden davacı tanığının davacının çalışmasını doğrulaması, davacının ... sigorta sicil numarasının 01/03/1991 serilerinden olduğunun Kurumca bildirilmesi karşısında davacının hüküm altına alınan şekilde 1 günlük çalışmasının olduğu anlaşılmıştır. ” gerekçesiyle
    “Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “Davanın açılmasına Kurum sebebiyet vermediğinden aleyhimize vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemez. Bordro olmadığından dava ispatlanamaz. Eksik inceleme yapılmıştır, ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 24/03/1970 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 01.03.1991 tarihinde 21 yaşında olduğu, elektronik makinalar satan büroda muhasebe işi yaptığı, tarihsiz işe giriş bildirgesinin 025647.04 sicil numaralı Kuloğlu Sok. 4/1 Kavaklıdere /... adresindeki ... Büro Mak.A.Ş. ünvanlı işyerinden 07/03/1991 tarihinde 75256 varide sayısı ile Kuruma verildiği, davacı ve işverenin 01/03/1991 tarihli imzasının olduğu, işe giriş bildirgesindeki kayıtlarla davacının nüfus kayıtlarının uyumlu olduğu, işe giriş bildirgesindeki ...sicil numarasının 1991 yılı serilerinden olduğu, ...A.Ş.’ye ait ...sicil numaralı işyerinin, 03/10/1983 – 26/10/1994 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında olduğu, hizmet cetvelinde, davacı adına davadışı ...A.Ş.’ye ait 125647 sicil numaralı işyerinden 01/01/1994 - 30/09/1994 tarihleri arasında 270 gün çalışma bildirildiği, 1991 dönem bordrosu verilmediği, hizmet cetvelinde ilk çalışmasının 1994 yılında aynı işyerinde başladığı, işe giriş tarihinin 01/03/1991 tarihi olarak belirtildiği, Kolluk araştırmasında komşu işyeri tespit edilemediği, dinlenen tek tanığın işyerinin bulunduğu apartmanın görevlisi olduğu, ancak sigorta kayıtlarının getirtilmediği, bordro olmadığından bordro tanığı dinlenemediği, komşu işyeri tanığı dinlenmediği, bildirgenin Kurum kayıtlarına işlenmiş olması nedeniyle beş yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Yapılacak iş; bordro olmaması nedeniyle bordro tanığı dinlenemediğinden Kurumdan, Belediye"den ve Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle, ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak komşu işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek,tanık olarak beyanlarına başvurmak, apartman sakinlerini dinlemek, sonrasında bu işverenler veya kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtlarını SGK’dan veya Vergi Dairesinden getirterek, bilgileri teyit etmek,dinlenen tanığın sigorta kayıtlarını getirtip,beyanların doğruluğunu sorgulamak, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesinin kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi