4. Ceza Dairesi 2016/6647 E. , 2016/9153 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit, hakaret, mala zarar verme ve yaralama suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin ... gün ve ... sayılı kararıyla;
"Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz dilekçesinin süresi içinde verilmediği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..."in tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE," karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ... gün ve ... sayılı yazısı ile;
"Sanık hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesinin ... tarihli ve ... Karar sayılı kararı ile yokluğunda tehdit suçundan 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanık kararı 28/02/2013 tarihinde temyiz etmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ... nolu tebliğname ile sanığa kararın 20/02/2013"te tebliğ edildiğine ilişkin kabul ile ve 28/02/2014 tarihli temyiz talebine süresinde olmadığından reddine karar verilmesi talep olunmuş yargıtay 4. Ceza Dairesi"nce .... Sayılı ve 26/06/2014 tarihli kararı ile temyiz isteminin süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Yargıtay ilamı tebliğ edilmeden sanık tebliğini istediğine ilişkin dilekçe vermiş ve daha sonra karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Sanık Karar düzeltme talebinde haklıdır. Şöyle ki ; Dosyada bulunan tebligat parçasının üzerindeki şerhe bakıldığında sanık tarafından kararın ... tarihinde değil hiçbir duraksama yaratmayacak şekilde açık olarak ... tarihinde tebliğ aldığı anlaşılmaktadır. Sehven ... tarihinde tebliğ aldığı kabul edilerek verilen temyiz isteminin süresinde olmadığından reddine ilişkin karar hatalıdır. Sanığın temyizi süresindedir. Sanığın temyiz istemi hakkında 4. Ceza Dairesi"nin temyiz dilekçesi süresi içerisinde verilmediğinden "TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE" ilişkin kararının kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Sonuç ve istem: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İtirazın 5271 sayılı CMK"nın 308. Maddesi uyarınca kabulü ile Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 4. Ceza Dairesi"nin ... gün ve ... Karar sayılı RED kararının kaldırılarak tehdit suçundan verilen hükmün itirazen ONANMASINA karar verilmesi ,
İtiraz sebepleri yerinde görülmemesi halinde dosyanın 5271 sayılı CMK"nun 308. Maddesi gereğince Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE karar verilmesi itirazen,
Talep ve mütala olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, tehdit, hakaret, mala zarar verme ve yaralama suçlarından sanık ... hakkında verilen, temyiz talebinin süre yönünden reddine dair, Dairemizin 01.10.2015 tarihli kararına ilişkindir.
III- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 26.06.2014 gün ve ... karar sayılı temyiz talebinin süre yönünden reddine dair kararının KALDIRILMASINA,
... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı yoklukta verilen kararın, tebligat evrakındaki yazım tarzı nedeniyle sehven ... tarihinde tebliğ edildiği kabul edilmesine karşın, tebligat parçası dikkatlice incelendiğinde 26/02/2013 tarihinde tebliğ edildiği ve kanuni süresi içinde 28/02/2013 tarihli dilekçe ile karardaki tüm hükümlerin temyiz edilmiş olması karşısında, hükmün yeniden incelenmesi sonucu:
1-Hakaret, mala zarar verme ve yaralama suçlarına ilişkin kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..."in itiraz yazısına uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-Tehdit suçundan verilen hükmün temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası itiraz yazısına uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 05/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.