Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6349
Karar No: 2018/3062
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/6349 Esas 2018/3062 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/6349 E.  ,  2018/3062 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    A)Davacı İstemi:
    Dava, 01.10.1984 tarihinde bir gün süreyle ..."a ait 4.1401.34180.4607 sicil numaralı işyerinde çalıştığı ve sigorta başlangıç tarihinin 01.10.1984 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre yönünden davanın reddini, bildirgenin sigortalı konumunda çalışmanın varlığını kabul için yeterli olmadığını, bildirgeden farklı diğer belgelerle sigortalılık bildirimi yapılmayan davacı yönünden eylemli çalışma olgusunun Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun biçimde araştırılıp kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    ilk Derece Mahkemesince ; “... adına Kalınağıl Köyü ... adresinde kurulu ve ...8 sicil numarası ile tescilli mermer ocağı işyerinden davacının 01.10.1984 tarihinde çalışmaya başladığı yönünde düzenlenen işe giriş bildirgesinin 19.11.1984 tarihinde davalı Kuruma verildiği, bildirgedeki kimlik bilgilerinin davacıya ait olduğu, sigorta sicil numarasının sonraki çalışmalarında da kullanıldığı, işyerinin 01.10.1984 tarihinde tescil edildiği, 31/10/1984 tarihinde kanun kapsamında çıkarıldığı, işyeri dosyasının imha edilmiş olduğu, çalışmaya konu aya ait 1984/3. dönem bordrosunun Kuruma verilmediği, dinlenen davacı tanıklarının davacının çalışma iddiasını doğrular şekilde beyanda bulundukları, işveren dosyası imha edildiğinden bordro tanıklarının tespit edilemediği, komşu işyeri Şayakçı Madencilik firmasında çalışan resen dinlenen tanıklar davacıyı hatırlayamadıklarına ilişkin beyanları 30 yılı aşkın süre öncesine dayanan çalışmaları hatırlayamayacakları belirgin olduğundan dosyadaki bilgi ve belgeler hüküm kurmaya yeterli sayılarak davacının ... sicil numarası ile tescilli işyerinde 01.10.1984 tarihinde bir gün süre ile çalıştığı kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle “Davacı vekilinin açmış olduğu davanın KABULÜNE, Davacı ..."in ... adına ... sicil numarası ile tescilli işyerinde 01/10/1984 tarihinde 1 gün çalıştığının tespiti ile 18 yaşın doldurulduğu tarih 28/08/1985 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitine, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; dava açılmadan önce Kuruma başvurulması zorunluluğu bulunduğundan davanın usul yönünden reddini, dava açılmasına sebebiyet vermeyen Kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının çalışma olgusunun kanıtlanamadığını beyanla, usul ve yasaya aykırı kararın ortadan kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince “ 6100 sayılı Kanun"un 355. maddesinde yer alan, incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun kendiliğinden gözetileceği yönündeki düzenleme çerçevesinde yapılan incelemede, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur. ” gerekçesiyle “... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nin 31.05.2017 tarih, 2015/96 Esas ve 2017/355 Karar numaralı hükmüne yönelik davalı ... Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “Sadece işe giriş bildirgesinin varlığı çalışmanın ispatı değildir. Eksik inceleme yapılmıştır.” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 28/08/1967 doğumlu, davacının bildirgedeki işe giriş tarihi olan 01/10/1984 tarihinde 17 yaşında olduğu, 01.10.1984 tarihli işe giriş bildirgesinin...sicil numaralı, ... ünvanlı işyerinden 19.11.1984 tarihinde ...varide sayısı ile Kuruma verildiği, aynı tarihli sigorta sicil kartı sureti sunulduğu, ... adına ... Köyü ... adresinde kurulu ve ... sicil numarası ile tescilli mermer ocağı işyerinin 01.10.1984 - 31/10/1984 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, 1984/3. dönem bordrosunun Kuruma verilmediği, ... İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen 15.09.2015 tarihli tutanakta "Kalınağıl" Mahallesinde şuan faaliyette bulunmayan ..."a ait maden ocağının hizmet verdiği 1984 yılında komşu işyerinin tespitinin istenmiş olması nedeniyle yapılan araştırmada, Şayakçı adında, tahminen işletmecisinin ... olduğu bilinen mermer ocağının faaliyette bulunduğunun"belirtildiği, davalı Kuruma yazılan 21.01.2016 tarihli yazı ile "...Ocağı veya ... adına kayıtlı olan komşu işyeri ile 1984/10.aya ilişkin dönem bordrosunun istenmesi" üzerine, ... Köyü ... mevkii ... adresinde kurulu, ...Cad. ... İşhanı Kat.2 irtibat adresli ve ... sicil numaralı, işveren adı okunmayan, mermer ocağı işyerine ait 1984/3.dönem bordrosunun gönderildiği, bildirilen sigortalıların ... ve ... olduğu, davacının hizmet cetvelinin dosyada bulunmadığı, dinlenen davacı tanıkları ..., ..., ..., ..., ...’ın çalışmayı doğruladıkları, komşu işyeri tanıkları ..., ...’ın davacıyı tanımadıklarını söyledikleri, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Yapılacak iş; bordro tanığı bulunmaması nedeniyle, çalışma iddiasıyla ilgili bilgisi olan başka komşu işyeri tanığı dinlemek, davacı tanıklarından aynı işyerinde çalıştıklarını beyan edenlerin sigorta kayıtlarını Kurumdan getirterek, beyanlarını teyit etmek, işe giriş bildirgesinin aslını Kurum’dan getirtmek ve imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek, Kurumdan sigorta sicil numarasının o yılın serilerinden olup olmadığını sormak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi