Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz edenler vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Kıymet takdirine itiraz sonucunda verilen kararların İİK"nun 363.maddesi gereğince temziyi mümkün değildir. Ancak, süresinde şikayet yoluna başvurularak kıymet takdirine karşı çıkılmış olması kaydı ile kıymet takdiri sırasındaki eksikliklerin ihalenin feshi davası sırasında tartışılıp değerlendirilmesi mümkündür. İhalenin gerçekleştirilmesi için hazırlık işlemlerinden olan taşınmazın kıymet takdirine itiraz edilip, esası incelenmeksizin itirazın reddedilmesi halinde fesih davasının incelenmesinde, Yargıtay"ca kıymet takdirinin esasına yönelik denetim yapılabilir. Somut olayda, tarafları aynı, alacak konuları bir olan, aynı taşınmaza (Ankara 14.İcra Müdürlüğü"nün 2005/2265 asıl, Şişli 1.İcra Müdürlüğü"nün 2005/1261 Talimat sayılı dosyasında) 08.06.2005 tarihinde yapılan kıymet takdirinde; 20.000.000 YTL değer takdir olunmuştur. İhalenin gerçekleştirildiği, (2005/489 asıl, Şişli 5.İcra Müdürlüğü"nün 2005/1517 Talimat sayılı dosyasında) ise aradan, on aylık bir süre geçmiş olmasına karşın aynı taşınmaza 12.04.2006 tarihinde yedi kata varan daha az bir değerle 3.104.000 YTL kıymet takdir olunmuştur. Borçlu bu hususun hem kıymet takdirine icra mahkemesi nezdinde yaptığı itiraz sırasında (Şişli 1.İcra Mahkemesi 18.07.2006 tarih 2006/991-934) hem de ihalenin feshi davasında ileri sürmüş olmasına karşın, değerler arasındaki aşırı mübayenetin neden ileri geldiği belirlenmeden, sonuca gidilmiştir. Anılan husus İİK"nun 134/7.maddesinde yer alan menfaatlerin muhtel olduğunu da göstermektedir. Diğer yandan ilk takdir edilen kıymetin doğruluğunun gerçekleşmesi haline ihalenin feshi davalarında ön koşul olarak kabul edilen "zarar unsuru" da oluşmuş olacaktır. O halde, mahkemece mahalinde yöntemince bilirkişiler belirlenen farklılıklara da açıklık getirmek suretiyle taşınmazın kıymet takdirine yönelik itirazların incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Temyiz edenler vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.