14. Hukuk Dairesi 2021/536 E. , 2021/2942 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07/08/2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının maliki olduğu 2470 ve 2471 parsel sayılı taşınmazların genel yola çıkışının bulunmadığını ileri sürerek 2466 ve 2467 parsel sayılı taşınmazlardan uygun bir güzergah belirlenerek bedeli karşılığında taşınmazı lehine geçit hakkı tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... maliki olduğu taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına muvafakat etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak davanın kabulü ile 2470 ve 2471 parsel sayılı taşınmazlar lehine, 2466 parsel sayılı taşınmaz aleyhine, 27.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen 3 No"lu güzergahtan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Davalı ... vekili temyizi üzerine, Dairemizin 30.04.2019 tarihli, 2016/12161 Esas, 2019/3778 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 2470 parsel nolu taşınmaz lehine, 2466 parsel aleyhine 16/11/2020 havale tarihli kök raporda bulunan ekindeki krokide 3 nolu güzergah olarak gösterilen yerden 3m genişlikte geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince; davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü daha büyük olan taşınmaz aleyhine geçit kurulması gerekir. Dosya içerisindeki tapu kayıtları, bilirkişi raporu ve krokilerine göre lehine geçit kurulması istenilen 2470 parsel sayılı taşınmaza komşu 2461 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün, aleyhine geçit kurulan 2466 parsel sayılı taşınmazdan daha büyük olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan keşif sonucu hazırlanan 16.11.2020 tarihli teknik bilirkişi raporunda geçit hakkı tesisi için 6 tane güzergah belirlendiği ancak belirlenen bu güzergahların değeri hesaplanırken davacı vekilinin 2471 parsel sayılı taşınmaz yönünden geçit talebini atiye bıraktığı gözetilmeksizin 2470 ve 2471 parseller için geçit bedelinin hesaplandığı görülmektedir.
O halde mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtları getirtilerek taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı denetlenmelidir. Fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yükümlü taşınmazlardan yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlardan geçirilen 4 numaralı güzergah üzerinden 2470 parsel sayılı taşınmaza geçit hakkı tesis edilmesinin daha uygun olacağı dikkate alınmalı, geçit bedelinin belirlendiği tarihten bugüne kadar geçen süre içerisinde enflasyonda meydana gelen artış sebebiyle güncel bedelin belirlenmesi amacıyla bilirkişilerden ek rapor alınmalı, belirlenen geçit bedelinden 08.01.2016’da depo edilen 11.754,80TL"nin mahsubuyla kalan miktarın da depo edilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.