21. Hukuk Dairesi 2018/1271 E. , 2018/3057 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
A) Davacı İstemi:
Davacı; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile ... 11. İcra dairesinin 2010/8364 sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığına ve aylığının kesildiği tarihten itibaren faiziyle tekrar bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı:
Davalı ... vekili özetle; davacının ölüm aylığı aldığı dönemde boşandığı eşi ile birlikte yaşamasından dolayı aylığının kesildiğini ve hakkında icra takibi yapıldığını ve söz konusu işlemlerin yerinde olduğunu belirtmek sureti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece Mahkemesince; “ Davacının nüfus kayıt örneğinde eski eşiyle 05/05/1978 tarihinde evlendikleri ve 26/05/2003 tarihinde boşandıkları anlaşılmıştır. Davacının yetim aylığı aldığı babası ..." in de 21/02/1992 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Davacının eşinden boşanmasından 11 yıl önce babasının vefat etmiş olduğu, davacının boşandıktan 3 yıl sonra maaş için başvuruda bulunduğu nazara alındığında, davacının ölen babasından yetim aylığı almak için eşinden boşandığı ve boşandıktan sonra eski eşiyle birlikte yaşadığını iddia etmek adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun düşmemektedir. ” gerekçesiyle “Davanın kabulü ile;
1-Davacının ... 11. İcra Müdürlüğünün 2010/8364 esas sayılı icra dosyasında davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının almakta olduğu yetim aylığının iptaline dair 22/10/2008 tarihli kurum işleminin iptaline, 22/10/2008 tarihinden itibaren yetim aylığının yeniden davacıya bağlanması gerektiğinin tespitine, ” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı Kurum vekili; davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşayıp yaşamadığı konusunda ayrıntılı araştırma yapılmadığını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince “Dava dilekçesinde yazılı, aylıkların faizi ile birlikte ödenmesine ilişkin talep yönünden, HMK’nin “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/2. maddesindeki “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine aykırı şekilde herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin olumlu veya olumsuz karar verilmemiştir. Davacı ile boşandığı eşinin adres bilgilerinin 07.04.2010-11.04.2011 tarihleri aralığı dışında aynı olmadığına yönelik adres bilgileri raporları, 07.07.2009 tarih ve 2009/211 sayılı Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru Raporunda ismi belirtilmeyen ve zemin katta oturan kiracı ...’nin; adli soruşturma aşamasında kolluk tarafından alınan ifadesindeki, boşanma sonrası davacı ile boşandığı eşinin birlikte yaşamadıklarına yönelik anlatımı, davacı ile boşandığı eşi hakkında yapılan soruşturma sonucu ... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.09.2010 tarihli kararı ile haklarında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği ve yapılan itirazın ... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiği, kolluk tarafından düzenlenen birden fazla tutanağın hiçbirinde davacı ile boşandığı eşinin birlikte yaşadığına yönelik herhangi bir tespitin bulunmadığı, tanıkların anlatımları, 11.05.2009 tarihli tutanak düzenleyicisi Sosyal Güvenlik Kontrol Memurlarının anlatımlarına başvurulmasının sonuca etkili olmayacağı ve tüm dava dosyası kapsamı dikkate alınmak sureti ile davalı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçesinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle “A-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ... 2. İş Mahkemesinin 02.03.2017 tarih ve 2014/95-2017/50 sayılı kararının HMK"nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden karar verilmesine,
Davanın Kabulü ile;
1-Davacının ... 11. İcra Müdürlüğünün 2010/8364 esas sayılı icra dosyasında davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının almakta olduğu yetim aylığının iptaline dair 22/10/2008 tarihli Kurum işleminin iptaline, 22/10/2008 tarihinden itibaren yetim aylığının yeniden davacıya bağlanması gerektiğinin tespitine,
3-)Kesilmiş her bir aylığın, hak kazanılan tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Davalı ... vekili; “Yerel mahkeme ayrıntılı inceleme yapmamış sadece davacının dinlettiği tanıklarla yetinmiş,bölge adliye mahkemesi 10. Hukuk Dairesi de bu hususa dikkat etmemiştir. ” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile ... 11. İcra dairesinin 2010/8364 sayılı takip dosyasından borçlu olmadığına ve aylığının kesildiği tarihten itibaren faiziyle tekrar bağlanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 26/05/2003 tarihinde eşi ..." dan boşandığı, 21/02/1992 tarihinde vefat eden babasından dolayı yetim aylığı aldığı Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen 07/07/2009 tarih ve 211 sayılı rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak Kurumca, 22.10.2008-21.10.2009 tarihleri arasında ödenen aylıklar ve işleyen faizine ilişkin icra takibi yapıldığı, anlaşılmıştır.
Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen 07/07/2009 tarih ve 211 sayılı raporda; Ziyapaşa Mahallesi ... ’in ; ..." un muhtarlık kayıtlarında eski ... Sokak, yeni;... Sokak No: 4 K: 1/1 adresinde kayıtlı iken Kadirli ilçesi Kesikkeli Köyüne nakil yapıldığını, ..."in 67092 Sok. No: 4/ 1 adresinde kayıtlı olduğunu, tarafları tanımadığını beyan ettiği, soruşturma esnasında ...’un evinin balkonunda görüldüğü, ... Mah. ... Sok. No: 4/2-... /... adresinde isim beyan etmek istemeyen, evin zemin katında ikamet eden kiracısının; ..." in eşi ... ile birlikte yaşadıklarını beyan ettiği, yakın komşularının da;..." in eşi ... ile birlikte yaşadıklarını ifade ettiği, görülmüştür.
Somut olayda Kurumun raporuna göre; davacı ve eşinin birlikte yaşadığına ilişkin kuvvetli deliller bulunduğu, dosyada iki adet davacı tanığı dinlendiği, bunlardan birinin davacının eşi olduğu, diğerinin ise tutanak tanığı olup haklı bir neden olmadan Mahkemede ifadelerini değiştirdiği, davacı ve eşinin denetmen raporundan sonra dahi 10 ay kadar bir süre birlikte ikamet ettikleri, buna göre Mahkemece birlikte yaşama olgusunun irdelendiği ancak toplanan delillerin kesin kanıya varmak için yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; Mahkemece yapılacak iş; yukarıda izah edilen açıklamalar doğrultusunda; davacının ve eşinin kayıtlı olduğu adreslerdeki abonelikleri araştırmak, bu adreslerdeki komşu ve muhtar beyanlarına başvurmak, toplanan delilleri değerlendirdikten sonra sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge adliye Mahkemesince yeniden verilen “Davanın Kabulü” kararı bozulmalıdır.
G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.