9. Hukuk Dairesi 2010/7304 E. , 2012/19181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, ücret, ikramiye alacağı, manevi tazminat alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; 1997 yılından itibaren davalı şirkette Emekli Sandığı ile ilgili kapsam dışı personel olarak görev yaptığını, işyerinin 14.11.2005 tarihinde özelleşmesi üzerine “...AŞ de Kapsam Dışı Olarak Çalışmaya Devam Edecek Personel İçin İş Sözleşmesi (1.Tip İş Sözleşmesi)” başlıklı sözleşmeyi imzalayarak kapsam dışı işçi olarak çalışmaya devam ettiğini, 05.10.2006 tarihinde iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, davalının kuruluş ve özelleşmesini düzenleyen 406 sayılı yasanın Ek 29.maddesi gereğince; özelleşme tarihinden itibaren beş yıl içinde sözleşmesi her ne sebeple sona ererse ersin 30 gün içinde kamuya memur olarak nakil edilmek üzere Devlet Personel Dairesi Başkanlığına bildirmesi gerektiğini, yazılı talebine rağmen davalının bu bildirimi yapmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere fesihten dava tarihine kadar geçen 28 aylık ücret ve diğer mali haklarının ödenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren; idari yargının görevli olduğunu, 4046 sayılı Özelleşme Yasasının 22, 406 sayılı yasanın 5189 sayılı yasayla değişik Ek 29.maddesi gereğince özelleşme sonrası çalışanlara kamuya nakil hakkı tanıyan 2. Tip, bu haktan vazgeçerek iş yerinde çalışmayı seçenlere ise 1.Tip olarak adlandırılan iş sözleşmeleri imzalama serbestliği tanındığını, davacının 1.Tip sözleşmeyi imzaladığını, bu sözleşmenin 16.maddesinde kamu kurum ve kuruluşlarına nakil ve bildirim hakkından vazgeçildiğinin yazılı olduğunu, bu nedenle nakil hakkına sahip olmadığını, imzaladığı sözleşme hükümlerine rağmen kendi adına şirket kurarak ticari faaliyette bulunduğunun tespit edilmesi üzerine hizmet akdinin 4857 sayılı İş Yasanın 25/II-e maddesi gereğince feshedildiğini, işe iade isteminin de reddedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; 1. Tip sözleşme imzalamakla nakil hakkından vazgeçtiğine ilişkin davalı savunmasının yerinde olmadığı, fesih tarihinde nakle tabi personel olduğu ve Devlet Personel Dairesine bildirilmesi gerektiği kabul edilerek davacının fesih tarihinden, dava tarihine kadar ücret, ikramiye ve ilave tediye isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının iddia ettiği gibi 406 sayılı yasanın 5189 sayılı yasa ile değişik Ek 29. maddesinden yararlanabilmesi için öncelikle, davalının özelleştirme öncesi ve sonrasında kendisinin ve personelinin hukuki durumunun incelenmesi gerekir.
... Genel Müdürlüğünün ikiye ayrılması ile 1995 yılında kurulan ...AŞ nin personelinin özelleştirme öncesi;
a- Asli ve sürekli görevlere ilişkin kadrolarda bulunan ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanuna tabi personel,
b- 399 sayılı KHK eki I ve III cetvelde yer alan kadrolarda bulunan kadrolu personel,
c- 399 sayılı KHK eki II sayılı cetvelde yer alan sözleşmeli personel,
d-İş mevzuatına tabi işçi statüsünde personel, olmak üzere dört ayrı statüde çalışmakta olup;
İş Kanunu kapsamındaki çalışanlar ise toplu iş sözleşmesinden yararlanan kapsam içi personel ve konumu gereği toplu iş sözleşmesi uygulaması dışında kalan kapsam dışı personel olarak ikiye ayrılmaktaydı.
15.10.2004 tarih ve 7931 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde, Türk Telekom hisselerinin % 55 inin blok satışı gerçekleştirilerek 14.11.2005 tarihinde yapılan hisse devri ile davalıdaki kamu payı % 50 nin altına düştüğünden davalının kamu şirketi niteliği ortadan kalkmış ve özel hukuk tüzel kişiliğine kavuşmuştur.
Davacının bu nitelikteki iş yerinde 399 sayılı KHK eki II sayılı cetvelde yer alan sözleşmeli personel olarak çalışmakta iken, özelleştirme yani 14.11.2005 sonrası toplu iş sözleşmesi eki cetvele göre toplu iş sözleşmesinin kapsamı dışında kalan şef mühendis statüsünde çalışmakta olduğu uyuşmazlık dışıdır. Böyle olunca; uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğuna ilişkin tereddüt bulunmamaktadır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi gereği işçi ve işveren arasında İş Kanunu ile iş sözleşmesine dayanan her türlü hak iddiaları iş mahkemelerinde görülür.
Davaya konu istek işverence Devlet Personel Dairesine bildirim yapılmadığından söz edilerek bir kısım haklardan yoksun bırakıldığı iddiasına dayalıdır. İkinci incelenmesi gereken sorun davacının nakil hakkına sahip olup, olmadığıdır.
Davalının özelleşme öncesi ve sonrasında çalışanlarının durumu özel kanunla düzenlenmiştir. 406 sayılı yasanın Ek 29. maddesine göre; özelleşme sonrasında kapsam içi işçi statüsünde çalışan işçiler hariç, yukarıda sayılan statülerde çalışan personellerin tamamı 180 gün aylıksız izne ayrılmış ve bu sürede davalı iki tip iş sözleşmeleri ile ilgili bilgilendirmeler yapmış ve bu süre sonunda kamuya nakil hakkının saklı tutulup tutulmamasına göre 1. Tip ve 2. Tip olarak adlandırılan iş sözleşmeleri imzalanmıştır.
1.Tip iş sözleşmesi imzalayanlar, 180 gün aylıksız izinli çalıştıkları süre içinde istekleri ile kamuya nakil hakkından vazgeçmek koşulu ile şirket ile sözleşme imzalayıp davalıda çalışmaya devam edenlerdir. Bu sözleşmenin 16.maddesinde de açıkça yazdığı gibi:” Taraflar bu sözleşmenin imzası ile başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakil/bildirim hakkını aşağıda belirtilen durum dışında kullanmayacağını kabul, beyan ve taahhüt ederler.
Ancak, yapılacak olan herhangi bir düzenlemeyle çalışanın başka kamu kurum ve kuruluşlara nakliyle ilgili yeni haklar verilmesi halinde çalışan, isterse yeni bir iş sözleşmesi yapmak suretiyle yeni kanuni düzenlemeden 12 Mayıs 2006 tarihine kadar yararlanabilir. Çalışanın bu haktan yararlanmak istemesi halinde işbu sözleşme çalışanın 406 sayılı kanunda sayılan hakları saklı kalmak üzere sona erer ve şirket ile çalışan arasında şartları ayrıca belirlenecek yeni bir sözleşme imzalanabilir. Bu durumda çalışan işbu sözleşmeyi imzalama suretiyle 8.maddenin ikinci fıkrası uyarınca aldığı 1 aylık tutarındaki özel ikramiyeyi nakden ve defaten şirkete geri ödemeyi taahhüt eder.”
Böyle olunca; 1. Tip sözleşme imzalayanların yeni bir yasal düzenleme yapılması durumunda dahi 12 Mayıs 2006 tarihine kadar talepte bulunmak dışında kamuya nakil hakları bulunmamaktadır.
Tip 2 sözleşme imzalayanlar ise 14.11.2005 tarihinden itibaren beş yıllık süre içinde kamuya nakil hakkını saklı tutmuşlardır.
Özelleşme sürecinden önce kadrolu, sözleşmeli veya kapsam dışı olan personelden sadece 2.Tip iş sözleşmesi imzalayan personelin kamuya nakil hakkı bulunmaktadır. Kamuya geçiş hakkını elinde tutarak bu sözleşmeyi imzalayıp davalıda çalışmaya devam edenler ise; hisse devir tarihinden itibaren en geç beş yıl içinde sözleşmesi herhangi bir nedenle sona erdiğinde, 5189 sayılı kanun ile değişik 406 sayılı kanunun Ek 29.maddesi gereğince işlem yapılmak üzere sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde sözleşmenin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihindeki ücretiyle Devlet Personel Dairesine bildirilirler.
Somut olayda ise; davacı 180 gün aylıksız izinli süre dolduğunda davalı ile 14.02.2006 tarihli 1.Tip iş sözleşmesini imzalayarak çalışmaya devam etmiştir. Bu tarihten sonra davalı çalışanlarının kamuya nakil hakkı ile ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılmadığı ve davacının da 12 Mayıs 2006 tarihine kadar bu nedenle bir talepte bulunarak davalı ile yeni bir sözleşme imzalamadığı ve 05.10.2006 tarihinde iş sözleşmesinin İş Yasası hükümlerine göre işverence feshedildiği uyuşmazlık dışıdır,
Davacı işçi 1.Tip iş sözleşmesini imzalayarak kamuya nakil hakkından vazgeçmiştir. Bu noktada davacının sözleşmenin feshi sonrasında, davalı işveren tarafından nakil için Devlet Personel Dairesine bildirme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Yasal olarak bulunmayan bir yükümlülüğü yerine getirmediği gerekçesiyle davalının her hangi bir sorumluluğunun doğması söz konusu olamayacağından davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine 04.06.2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.