Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilip CMK"nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, ancak sanığın deneme süresinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle mahkemesine yapılan ihbar üzerine, duruşma açılmadan ek kararla hükmün açıklandığı anlaşılmakla; Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağından; duruşma açılarak kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve sanığın eylemi ile yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi yerine, açıklanan ilkelere uyulmadan ve duruşma açılmadan verilen ek kararla Anayasanın 141. ve CMK"nın 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması, 2-Kabule göre de, Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.