17. Hukuk Dairesi 2019/4502 E. , 2020/6967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."in maliki olduğu ve diğer davalı sürücü ..."in yönetimindeki ... plakalı aracın karıştığı trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan müvekkillerinin murisi ... "ın vefat ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı anne ve baba için şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müştekeren ve müteselsilen tahsiline, Davacı baba ... ve davacı anne ... için ayrı ayrı 20.000,00"er TL, davacı kardeşler ..., ... ve ... için ayrı ayrı 15.000,00"er TL olmak üzere toplam 85.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."ten kaza tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan delillere göre; kısmen kabulü ile,
a-Davacı anne ve babası ... ve ... için 7.500,00"er TL
b-Davacı murisin kardeşleri ..., ..., ... için 5.000,00"er TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 28/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı araç maliki ... ve Sürücü ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya dayalı manevi tazminata ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56.maddesindeki (818 sayılı BK"nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 12/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.