Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1409 Esas 2020/6624 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1409
Karar No: 2020/6624
Karar Tarihi: 10.12.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1409 Esas 2020/6624 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararında, davacının tapu kaydının muvazaalı olduğu iddiasıyla dava açtığı ve daha önce yapılan bir dava sonucu davalı ... adına olan tapu kaydının iptal ile davalı ... adına tescil edildiği belirtilmiştir. Davacı, daha sonra taşınmazı başka bir kuruma bağış yoluyla temlik ettiğini ve Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptal edilip kendisi adına tescil edilmesini istemiştir. Mahkeme, yolsuz tescil malikinden taşınmazı devralan davalı kurumun iyi niyetli olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, ancak davacının vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Kararda, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde ret sebebi ortak olan davalıların vekiline tek vekalet ücreti hükmolunacağı belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: TMK'nın 1023. maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2. fıkrası, 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 ve 370/2. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2019/1409 E.  ,  2020/6624 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava konusu 2307 (yeni 11450 ada 10 ) parsel sayılı taşınmazı davalı ...’dan satış suretiyle temlik aldığını, kayıt maliki iken ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/184 E. sayılı dosyası ile ...’ın ilk eşi ... ve ilk eşinden olma kızı ... tarafından temlikin muvazaalı olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açıldığını, yargılama sırasında yapılan tebligatların usulsüz olması nedeniyle davadan haberdar olmadığını, davanın kabulüne ilişkin kararın usulsüz tebligatlar ile kesinleştirilerek adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline karar verildiğini, karara karşı yaptığı temyiz talebinin mahkemece süre nedeniyle reddedildiğini, red kararının temyiz incelemesinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2011/4316 E-2011/513 K. sayılı ilamı ile yapılan tebligatların usulsüz olduğu,davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilerek kararın bozulduğunu, davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu, ...’ın taşınmazı 06.10.2009 tarihinde diğer davalı Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağış yoluyla temlik ettiğini, daha sonra taşınmazın tapu kaydında tashih işlemi ile 12.03.2010 tarihinde Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., dava konusu taşınmazı bağış yoluyla temlik ettiğini,kayıt maliki olmadığından kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalılar, Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü ve Hazine, taşınmazın bağış yolu ile temlik alındığını ve 5018 sayılı yasa kapsamında Hazine’ye devredildiğini, iyi niyetli olup, TMK’nın 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz olduğu, ancak yolsuz tescil malikinden taşınmazı devralan davalı kurumun iyi niyetli olmadığı iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiş,fakat dosyada duruşma masrafı olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verilerek Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    K A R A R-
    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine.
    Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. fıkrasında; ‘’ Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, vekille temsil olunan davalılar yönünden ret sebebi ortaktır. Bu durumda vekille temsil edilen davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; İlk derece mahkemesi hükmünün 3. bendinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve yerine; “Davalılar Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Hazine vekil ile temsil edildiklerinden A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 13.445,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine “ cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.