11. Hukuk Dairesi 2018/4849 E. , 2019/5715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/03/2017 tarih ve 2016/49 E- 2017/119 K. sayılı kararın davacı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 17/05/2018 tarih ve 2017/1687 E- 2018/561 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2015/12248 sayılı "S-TAB" ibaresinin 09. sınıfta tescili için davalıya yaptığı başvurunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 84018 sayılı "STAB" ibareli markaya dayalı olarak 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi uyarınca reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın YİDK tarafından kısmen kabul edilerek başvurunun bir kısım mallar yönünden ilanına karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, redde mesnet marka ile müvekkili başvurusunun aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, zira müvekkili başvurusunun, redde mesnet marka karşısında farklı bir kompozisyonla oluşturulduğunu, yine iptali istenen YİDK kararının aksine taraf markalarının emtia listelerinin de aynı olmadığını, müvekkilinin adına tescilli 2014/66027 ve 2014/66030 sayılı markaları nedeniyle başvuru konusu ibare üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu ileri sürerek, YİDK"in 2015-M-12331 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; redde mesnet marka ile dava konusu başvuru arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesinde öngörülen koşulların, davacının marka başvurusunun emtia listesinden çıkarılan tüm emtialar yönünden oluştuğunu, davaya konu markanın başvurusunun yapıldığı tarihte davacının önceki tarihli markalarının henüz tescil edilmediğinden uzun süreli birlikte eş zamanlı kullanım ve çekişmesiz hale geldiğinden bahsedilemeyeceğinden davacının önceki tarihli markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı şirket vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstinaf mahkemesince idda, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmasının gerektiği, "S-TAB" ibareli başvuru ile redde mesnet "STAB" ibareli marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan mallar yönünden bu anlamda bir benzerliğin bulunduğu, zira başvuru konusu ibare ile redde mesnet marka arasındaki tek farkın, başvuruda "S" ile "T" harfi arasında "-" işaretinin bulunmasından kaynaklandığı, bu farklılığın da başvuruyu 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi anlamında ayırt edici kılmadığı, davacı tarafça dayanılan 2014/66027 ve 2014/66030 sayılı markaların dava konusu başvurunun yapıldığı tarih itibariyle henüz tescil edilmedikleri ve davacıya bir müktesep hak sağlamadıkları gerekçeleriyle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı şirket vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı şirketten alınmasına, 23/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.