11. Hukuk Dairesi 2018/3932 E. , 2019/5711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/05/2017 tarih ve 2015/85 E- 2017/249 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/05/2018 tarih ve 2017/1634 E- 2018/599 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin tanınmış "MİS" ibareli markaların sahibi olduğunu, anılan markanın süt ve süt ürünlerinde uzun yıllardır tanındığını, davalı adına tescilli "ERMİS" ibareli markaları bulunduğunu, buna rağmen davalının markalarını tescil edilmiş biçimi ile kullanmadığını, "ERMİS" ibareli markasındaki "ER" ibaresini küçük puntolarla yazarak "MİS" ibaresini öne çıkardığını, sonrasında ise "ER" ibaresini tamamen kaldırarak kullanımına devam ettiğini, davalının söz konusu kullanımının 29. sınıfta yer alan salça ürününde olduğunu, müvekkilinin markalarıyla davalının fiili kullanımına konu işaretin karıştırılabileceğini, davalının yakınlaşma gayreti içerisinde olduğunu, davalının eylemlerinin müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu, davalının her seferinde reddedilmesine rağmen "MİS" ibaresini "salça" emtiası üzerinde tescil ettirmek için başvurularda bulunmasının kötü niyetini gösterdiğini, davalının eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet yarattığını ileri sürerek marka hakkına tecavüzün tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini, aksi kanaatte olunması halinde ise haksız rekabetin tespitini, durudurulmasını ve önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin 1995 yılından itibaren aralıksız olarak "ER MİS" markasını salça emtiası üzerinde kullandığını, öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, anılan ibarenin 20 yılı aşkın süredir kullanımına davacının sessiz kaldığını, davacının “Mis” markasını salça emtiası bakımından kullanmadığını, İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/165 E., 2014/270 K. sayılı kararı ile davacı markasının “salça” emtiası bakımından kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davacı adına tescilli tanınmış “MİS” ibareli marka bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının internet sitesinde "MİS", "MİSSALCA/MİSALÇA" veya "ER MİS" şeklinde kullanımların tespit edildiği, anılan kullanımlarda "MİS" ibaresinin asli unsur olduğu ve bu haliyle davalının fiili kullanımının 556 sayılı KHK"nın 14. maddesi kapsamında adına tescilli markanın kullanımı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davalının tescilli markasındaki "ERMİS" esas unsurunu değiştirerek kullandığı, davalının "MİS", "MİSSALCA/MİSALÇA" veya "ER MİS" şeklindeki kullanımları ile davacının "MİS" asli unsurlu markaları arasında işaret açısından benzerliğin bulunduğu, davalının markasını üzerinde kullandığı salça ürününün, davacının 98086 ve 123752 tescil numaralı markalarının kapsamlarında aynen yer aldığı, bu durumun marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davacının markalarının tanınmışlığının davalı tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacının davalıya 27.10.2014 tarihli ihtarnameyi keşide ettiği, yine davalının ABD’deki tescili ile ilgili mutabakat yazışmasının 16.12.2013 tarihinde gerçekleştirildiği, iş bu davanın ise 20.02.2015 tarihinde açıldığı, bu hususların davacının sessiz kalmadığını gösterdiği, davacının, dava açmadan önce sair hukuki yollara başvurmayı veya uzlaşı sağlamayı tercih etmişse de sonuç alamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 98086 ve 123752 tescil numaralı "MİS" ibareli markalarına vaki davalının tecavüzünün tespitiyle önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına, davalı adına kayıtlı "www.missalca.com" alan adına erişimin engellenmesine, kararın ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının, davacının 123752 sayılı markasının salça emtiası üzerinde tescilli bulunduğu ve korumaya sahip olduğu, davalı şirketin ticaret unvanında "MİS" ibaresinin bulunmadığı, davacının 98086 sayılı MİS ibareli markasının 14.04.2008 tarihinde açılan 31.05.2016 tarihinde kesinleşen dava neticesinde salça emtiası yönünden kullanmama nedeniyle iptal edildiği, anılan kararın kural olarak dava tarihinden itibaren hüküm ifade ettiğinden davacının 14.04.2008 tarihinden sonraki davalı kullanımı yönünden 98086 sayılı MİS ibareli markaya dayanamayacağı, davacının 123752 sayılı markasının 1991 yılından beri tescilli olduğu, anılan markaya dayalı olarak salça ürünü yönünden "MİS" ibaresi üzerinde öncelik hakkının bulunduğu, davalının markasal kullanımlarının "MİS" ve "ERMİS" şeklinde olduğu, davalı kullanımlarının tescilli markalarından farklı olduğu, davalının ya "ER" ibaresini çok küçük yazarak "MİS" ibaresini öne çıkardığı ya da sadece "MİS" ibaresini öne çıkardığı, anılan kullanımın tecavüz oluşturduğu, ancak davalının "ERMİS" ibareli dava konusu kullanımına yaklaşık olarak 9 yıl boyunca karşı çıkılmaması ve davacının markayı tüm hak ve borçları ile birlikte devralması nedeniyle önceki maliklerin sahip olmadığı bir hakka dayanmasının mümkün olmadığı, "MİS" ibaresi öne çıkarılmak suretiyle gerçekleştirilen "ERMİS" şeklindeki kullanım yönünden davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı, davalının "MİS" şeklindeki marka kullanımının 2002 yılından beri devam ettiğine ilişkin savunmasına dayanak delillerin "MİS" markasının kullanımına ilişkin olmayıp "ERMİS" ibaresinin kullanımına ilişkin olduğu, aksi kabulde dahi anılan kullanıma 2006 tarihinde karşı çıkıldığından anılan “MİS” ibaresi yönünden davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğramadığı, 2006, 2008 ve 2014 yıllarında davalıya markanın kullanılmaması yönünde ihtarname gönderildiği, davalının "ERMİS" şeklindeki kullanımının kendisine "MİS" ibaresi üzerinde bir hak bahşetmediğinden "MİS" şeklindeki davaya konu davalı kullanımının davacının 123752 sayılı marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği, internet sitesinin davalıya ait olmadığı gibi internet sitesinin ait olduğu gerçek veya tüzel kişinin taraf olmadığı bir davada internet sitesine erişimin durdurulmasının doğru olmadığı, davalının "ERMİS" ve "MİS" ibarelerini markasal biçimde kullandığı, anılan kullanımın tescilli marka hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla davalının "ERMİS" ve "MİS" ibareli dava konu kullanımlarının, davacının 123752 sayılı marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğu, "MİSSALÇA" şeklinde bir davalı kullanımının ise ispat edilemediği, bu ibarenin davada taraf olmayan bir şirket adına tescilli alan adı olduğu, alan adı sahibi davalı olmadığından bu alan adı kullanımından dolayı davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği, ilk derece mahkemesince davalı eylemlerinin, davacının marka tescilinden kaynaklanan haklarına tecavüz oluşturduğunun kabul edilmesine rağmen 556 sayılı KHK"nın 62. maddesi kapsamında kalan el koyma ve ürünlerin toplatılması ile diğer bir kısım taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, davalının "MİS" ibaresini salça emtiası üzerinde markasal olarak kullanmasının davacının 123752 sayılı “MİS” ibareli marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunun tespitine, "MİS" ibaresinin salça ürünü üzerinde, ambalajında, faturasında vb. şekillerde kullanılmasının ve bu ürünlerin dağıtılmasının, satılmasının ya da bir başka şekilde ticaret alanına çıkarılmasının veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirilmesinin, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasının veya ticari amaçla elde bulundurulmasının durdurulmasına, "MİS" ibaresini taşıyan ürünlere, bunların ambalajlarına, münhasıran bu ürünleri üretmek için kullanılan aletlere, tanıtım materyallerine el konulmasına, toplatılmasına, imhasına, imhası mümkün olmaz ise üzerlerindeki marka işaretinin silinmesine, belirtilen suretle davalının tecavüzünün önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına, kararın ilanına, terditli talebin değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 23/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.