10. Hukuk Dairesi 2020/6835 E. , 2020/5006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bakırköy 19. İş Mahkemesi
KARAR
A) Davacı İstemi;
Davacı, 4 yıl 3 ay 23 günlük fiili hizmet zammı süresinin tamamının sigortalılık başlangıç tarihinden geriye çekilmesi ve emeklilik yaş haddinden de düşülmesi ile yaşlılık aylığı başvurusunu yapacağı tarihin 21/08/2016 olarak tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı;
Davalı vekili; fiili hizmet zammına ilişkin davaların idare mahkemesinin görev ve yetkisinde olduğunu, davacının hizmetlerinin kurum tarafından 5434 sayılı Kanunun mülga 32. maddesi kapsamındaki hizmetlerin sigortalılık süresine ve prim ödeme gün sayısına ilave edildiğini fiili hizmet süresini yaştan geriye götüremediğini, Kurumun hukuka aykırı işlemi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararı ;
Mahkemece, davanın kabulüne,davacının Türk Silahlı Kuvvetleri"ndeki hizmetlerine karşılık olarak mevcut olan 4 yıl 3 ay 23 gün fiili hizmet zammı süresinin ilk işe giriş tarihinden ve yaş haddinden indirilmesine, emekliliğe hak kazandığı tarihin 21/08/2016 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ;
Bölge adliye mahkemesince, 5434 sayılı Yasa"daki fiili hizmet zammının 506 sayılı Yasa"daki itibari hizmetin karşılığı olduğu, buna bağlı olarak da 5434 sayılı Yasa"daki fiili hizmet zammının 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetlerle birleştirilmeleri durumunda sigortalılık süresine eklenmesi ve yaş haddinden de indirilmesi gerektiği, davacının 15/12/1989-14/09/1993, 15/09/1993-14/12/2010 tarihleri arası T.C Emekli Sandığı nezdinde çalışması bulunduğu, 4 yıl 3 ay 23 gün fiili hizmet zammı bulunduğu, sigortalılık başlangıcı 15/12/1989 tarihi nazara alınıp fiili hizmet zammı sigortalılık başlangıcından geriye götürüldüğünde 22/08/1985 tarihi olduğu, davacının 49 yaş 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim gününü doldurması gerektiği, fiili hizmet zammı yaştan indirildiğinde tahsis talep tarihinde davacının yaşlılık aylığı şartlarını sağladığı buna göre mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz ;
Davalı Kurum vekili; 18 yaşın altında geçen sürelerin fiili hizmetten sayılmasına imkan bulunmadığını, idarece tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Uyuşmazlık, daha önce 5434 sayılı Kanun kapsamında hizmet süresi ve fiili hizmet zammı süresi bulunan davacının, en son 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmaları sebebiyle, 2829 sayılı Yasa kapsamında hizmet birleştirmesi ile 506 sayılı Kanun gereğince yaşlılık aylığı bağlanmasında, 506 sayılı Kanunun "Bu Kanunun Ek 5 ve Ek 6"ncı maddeleri gereğince sigortalılık süresine ilave edilen gün sayıları, beş yıldan çok olmamak üzere bu Kanunun 60 ve Geçici 81"inci maddelerinde belirtilen yaş hadlerinden indirilir." şeklindeki ek 39. madde hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;13/12/1971 doğumlu davacının 26/12/2016 tarihli tahsis talebinin yaş koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle Kurumun 05/01/2017 tarihli yazısı ile reddedildiği, 15/12/1989-14/09/1993 tarihleri arasında 3 yıl 9 ay, 15/09/1993-14/12/2010 tarihleri arasında 17 yıl 3 ay 23 gün 5434 sayılı Yasa kapsamında hizmeti ve 4 yıl 3 ay 23 gün fiili hizmet zammı süresi ile 18/04/2011-2016/11 tarihleri arasında 2023 gün 506 sayılı Yasa kapsamında hizmeti bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 60 ve geçici 81’inci maddelerinde yaşlılık aylığından yararlanmak için; kural olarak maddede belirlenen yaşa ulaşmış olmak, belirli bir süre prim ödemek, işten ayrılmak ve talepte bulunmak koşulları öngörülmüştür. 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesindeki; “kurumlara tabi çeşitli işlerde çalışmış olanların hizmet süreleri, aynı tarihlere rastlamamak kaydıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirilir.” hükmü uyarınca çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri de yaşlılık aylığı bağlanmasına esas olmak üzere birleştirilmekte ve sigortalının yaşlılık aylığı bağlanması için tabi olduğu yaş, prim gün sayısı ve sigortalılık süresi tespit edilmektedir.
Öte yandan, 18.02.2000 tarihli 1997/1 Esas ve 2000/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, “506 sayılı Kanun’un Ek 5’inci maddesinde öngörülen itibari hizmet süresinin salt sigortalılık süresine eklenmesi gerekir ve ayrıca bu sürenin fiili prim ödeme gün sayısına eklenmesi söz konusu olmaz.” 506 sayılı Kanun’un Ek 39’uncu maddesine göre, “Ek 5 ve Ek 6 maddeleri gereğince sigortalılık süresine ilave edilen gün sayıları, beş yıldan çok olmamak üzere bu Kanun’un 60 ve Geçici 81’inci maddelerinde belirtilen yaş hadlerinden indirilir.”
5434 sayılı Kanun’da da “itibari hizmet” kavramına yer verilmiştir. Ne var ki; anılan Kanun’un 35 ve devamı maddelerinde düzenlenen “itibari hizmet” 506 sayılı Kanun sistematiğindeki “itibari hizmet”ten farklıdır. Zira 506 sayılı Kanundaki itibari hizmet süresi, hem sigortalılık süresini uzatmakta hem de yaşlılık aylığı oranını yükseltmektedir. 5434 sayılı Kanundaki itibari hizmet süresi ise, yalnızca emekli aylığı oranını yükseltmektedir. Ancak, 5434 sayılı Kanun’da bir de “fiili hizmet zammı” kavramına yer verilmiş olup, 5434 sayılı Kanun’un 33, 34 ve 205’inci maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu fiili hizmet zammı; hizmet süresini, emeklilik ikramiye miktarını ve emekli aylığı bağlama oranını artırmakta ve yaş haddinden de 8 yıla kadar indirim sağlamaktadır. Bu nitelikleri nazara alındığında 5434 sayılı Kanundaki fiili hizmet zammının 506 sayılı Kanundaki itibari hizmetin karşılığı olduğu, buna bağlı olarak da; 5434 sayılı Kanun fiili hizmet zammının 506 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetlerle birleştirilmeleri durumunda sigortalılık süresine eklenmesi ve yaş haddinden de indirilmesi gerekeceği açıktır.
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunun Geçici 205. maddesinin son fıkrasında, 506 sayılı Kanunun Ek 39. maddesine benzer ve aynı amaca yönelik nitelikte, "... 32"nci madde gereğince fiili hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belirtilen yaş hadlerinden, hizmetlerine eklenen fiili hizmet süresi zammı kadar indirim yapılır." şeklindeki hüküm ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 40 maddesinde bir arada düzenlenen fiili hizmet süresi zamlarının, genel olarak belli miktarının emeklilik yaş hadlerinden indirileceğine dair hükmü gözetildiğinde, hizmet birleştirmesinde davacı hakkında 506 sayılı Kanunun Ek 39. maddesinin uygulanması gereklidir.
Somut olayda; 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması için tahsis talebinde bulunan ve 2829 sayılı Kanun gereği 5434 sayılı Kanun kapsamında Emekli Sandığı hizmetleri birleştirilen davacının, fiili hizmet zammı sürelerinin sigortalılık sürelerine eklenmesi ve yaş haddinden de indirilmesine karar verilmesi isabetlidir. Ancak ,dosya içinde davacının 21/08/2016 tarihli tahsis talep dilekçesine rastlanmadığından Kurumdan bu tarihte verilmiş bir dilekçe olup olmadığı sorularak, bulunmuyorsa , davacının ancak 26/12/2016 tarihli tahsis talebini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına hükmedilebileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı bulunmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.