Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4148 Esas 2020/6960 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4148
Karar No: 2020/6960
Karar Tarihi: 12.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4148 Esas 2020/6960 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı trafik sigorta şirketi, yolcu olarak bulundukları aracın kaza sonucu küçük kızının öldüğü, annesinin yaralandığı davacılar tarafından maluliyet tazminatı talep edilen dava sonucunda mahkeme, davacı ... yönünden açılan davanın kabulü ile 22.419,19 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 22/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine hükmetti. Davalı tarafın temyiz başvurusu sonrası Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, mahkeme kararının bozulmasına karar verdi. Hükme esas alınan raporun yeniden incelenmesi sonucu, davalı taraf lehine kazanılmış hakların korunması için raporda yer alan verilere değil, bozma öncesindeki raporda benimsenen verilere göre hesaplamalar yapılması gerektiği vurgulandı. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri bu kararda detaylı şekilde yer aldı.
17. Hukuk Dairesi         2019/4148 E.  ,  2020/6960 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalının trafik sigorta şirketi olduğu, davacıların yolcu olarak bulunduğu aracın kazası sonucu davacılardan küçük ... ile annesi davacı ...’nin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 10.000,00 TL maluliyet tazminatının davalıdan ilk başvuru tarihinden 8 iş günü sonra veya dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep etmiştir.
    Davacılar vekili, 26.07.2013 havale tarihli dilekçe ile Kübra için talebini 26.393,28 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, Dairemizin maluliyetin belirlenmesi yönünden bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ... yönünden açılan davanın kabulü ile 22.419,19 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 22/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı ... yönünden açılan davanın takip edilmeyeceği anlaşıldığından bu davacı yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarardan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkeme tarafından bozmadan önce yürütülen yargılamada hükme esas alınan 17/07/2013 tarihli aktüerya raporunda, davacı için maluliyet oranı düşülmeden 418.940,96 TL, %6.2 sürekli maluliyetine göre 26.393,28 TL maluliyet zararı hesaplanmış; davacı taraf rapordaki bedel üzerinden davasını ıslah etmiş; mahkemece, ıslah doğrultusunda maddi tazminata hükmedilmiş; Dairemiz"in bozma ilamıyla, mahkemece Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacı Kübra’nın maluliyet derecesi ve oranının, iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine rapor alınıp sonucuna göre maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, maddi tazminata ilişkin hüküm bu yönlerden bozulmuştur.
    Bozma kapsamında yürütülen yargılamada maddi tazminat hesabı için yeniden alınan 13/11/2018 tarihli bilirkişi raporlarında, ihtimalli değerlendirme yapılarak, bozmadan önceki rapordaki (17/07/2013) kıstasların kabul edilmesi halinde 8.797,76 TL, rapor tarihindeki verilere(2018 yılı net asgari ücret) göre hesaplanması halinde ise 22.419,19 TL maluliyet zararının olduğu belirlenmiş; mahkeme tarafından, rapor tarihindeki güncel verilere (2018 verilerine) göre hesaplanan tazminat miktarı hüküm altına alınmıştır.
    Oysa, sadece davalı taraf lehine ilk hükmün bozulduğu ve bozma ilamının kapsamı; davacı tarafın ilk hükmü temyiz etmediği; bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında 17/07/2013 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, aktüer raporunda benimsenen güncel verilere göre hesaplamanın kabul edilerek hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
    Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; bozma öncesindeki ilk hükme esas alınan 17/07/2013 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine oluşan kazanılmış hakkın korunmasını temin etmek üzere, 13/11/2018 tarihli rapordaki ihtimalli değerlendirmede 17/07/2013 tarihindeki veriler kabul edilerek hesaplanan maluliyet zararına hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.