5. Ceza Dairesi 2018/7250 E. , 2018/8080 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet alma ve verme, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan beraat, sanıklar ..., ... ve ... haklarında rüşvet suçlarından açılan davada değişen suç vasfına göre eylemlerin görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturduğunun kabulüyle zamanaşımı nedeniyle kamu davalarının düşürülmesi, sanıklar ..., ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Resmi belgede sahtecilik suçunun mahiyetine göre suçtan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükmü temyiz hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazine ile rüşvet suçunun mahiyetine göre doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükmü temyiz hakkı bulunmadığı anlaşılan katılan..."nin bu suçlardan kurulan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanık ..."ın resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet, O yer Cumhuriyet savcısının sanıklar ... ve ... hakkında rüşvet suçlarından açılan davada değişen suç vasfına göre eylemlerin görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturduğunun kabulüyle kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesi, katılan... vekilinin sanık... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
1-Sanık... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmünün yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 765 sayılı TCK"nın 102/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 09/05/2005 ile hüküm tarihi arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Sanıklar ... ve ... haklarında rüşvet suçlarından açılan davada değişen suç vasfına göre eylemlerin görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturduğunun kabulüyle verilen zamanaşımı nedeniyle kamu davalarının düşürülmesi hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
Sanıklara isnat olunan ve oluşa uygun olarak kabul edilen sanık ... tarafından geçmiş tarihli olarak sahte şekilde düzenlenen yönetim kurulu kararlarının noter başkatibi sanık ... tarafından eski tarihli gösterilerek onaylanması karşılığında 10/11/2003 tarihinde menfaat temin edilmesi şeklindeki eylemlerinin 765 sayılı TCK"nın 212/2 ve 213/1. maddelerinde tanımlanan rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarını oluşturacağı, bu suçların aynı Kanunun 102/3. maddesine göre 10 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu halde eylemlerinin görevi kötüye kullanma kabulüyle 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak zamanaşımını kesen son işlem olan 09/05/2005 tarihli sorgudan itibaren 10 yıllık asli zamanaşımı süresinin karardan önce gerçekleştiği, başkaca zamanaşımını kesen sebebin bulunmadığı anlaşıldığından ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının 3 no"lu bendinde yer alan "düşürülmesine" ibaresinin "düşmesine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Olay tarihinde... ve İnmal isimli şirketlerin yetkilileri olan sanıklar ... ve ..."nin,... isimli şirketin başka bir şirketle yapmış olduğu rehin sözleşmesi neticesinde borçlarını ödeyememesi sonucunda rehnin paraya çevrilmesi suretiyle başlatılan icra takibini bertaraf edebilmek için bahsi geçen rehin sözleşmesi tarihinden evvel yetkilileri oldukları şirketler arasında rehin sözleşmesi yapılmış gibi geriye dönük sahte yönetim kurulu kararları oluşturdukları, bu kararları diğer sanık ..."ın başkatip olarak görev yaptığı...Noterliğine onaylatmak için götürdükleri, sanık ..."ın da geçmiş tarihli onay yaparak noterlikte tutulan ciltbentte ...Elektrik isimli şirkete ait 12/03/2001 tarihli evrakları yerinden alıp, yerine sahte olarak düzenlenmiş bahsi geçen yönetim kurulu kararlarını koyduğu, ayrıca yevmiye defterinde ... Elektrik adına oluşturulan kaydın üzerini kalemle çizip yerine ... A.Ş. ibaresini yazdığı, yine aynı işlemi noterlik makbuzu üzerinde de uyguladığı, daha sonra ise bu sahte belgelerle... İcra Müdürlüğünün 2003/15639 esas sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatarak atılı suçu işledikleri iddia ve kabul olunmuş ise de; yargılama sırasında alınan 09/11/2005 tarihli bilirkişi raporunda ""bu belgelerde tahrifat yapıldığı, ancak yapılan tahrifat fotokopilerde dahi ilk nazarda ve çıplak gözle kolayca anlaşılır nitelikte olup, yapılacak kontrollerde tespit edilebilir nitelikte olduğu cihetle, incelemeye konu belgelerin iğfal kabiliyetini haiz olmadığı"" şeklinde görüş bildirildiği, YCGK"nın 14/10/2003 gün ve 232-250 sayılı Kararında da belirtildiği üzere sahtecilik suçlarında belgenin sahte olup olmadığının, sahte ise iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespitinin hakime ve mahkemeye ait bir husus olması nedeniyle sanıklar tarafından sahte olarak düzenlendiği ve icra takip dosyasında kullanıldığı iddia edilen belgelerin aslının getirtilerek huzurda incelenmesinden sonra sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden bilirkişi raporundaki tespitlere hangi gerekçeyle itibar edilmediğinin dayanakları da gösterilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 204. maddesinin 3. fıkrasındaki hükmün ancak "resmi belgenin kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge" niteliğinde olması halinde uygulanabileceği, hükme esas alınan noter onaylı belgelerin noter tarafından düzenlenmemiş olması ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 84 ve devamı maddelerinde belirtilen düzenleme şeklindeki işlemlerden bulunmaması nedeniyle TCK"nın 204/3. maddesinde sayılan “sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belge” kapsamına girmeyeceğinin gözetilmemesi,
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği kabul edilen sanık ... hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ve sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.