19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8591 Karar No: 2017/3382 Karar Tarihi: 26.04.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/8591 Esas 2017/3382 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İlgili davada, davalılar banka ile kredi sözleşmesi imzalamanın yanı sıra, müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla da imza atmışlardır. Davacı banka tarafından alacağın dava sürerken temlik edildiği belirtilmiştir. Mahkeme, davacı bankanın temsilcisi olan avukatın kötü niyetli takipten dolayı sorumluluğu devam ettiği için %20 kötü niyet tazminatının temlik eden davacı bankadan tahsil edilmesine karar vermiştir. Ancak, temsilcisi olan banka tarafından alacak temliki yapıldığı belirtilen dava sürerken davacı bankanın daha sonra dava dışı birey ile takibe konu olan kredi sözleşmeleri yaptığı, bu sözleşmelerde davalıların imzalarının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Sonuç olarak, temsilcisi olan banka aleyhine kötü niyet tazminatına karar vermezken, dava sürerken alacağı temlik edilmiş olan banka tarafından dava dışı birey ile yapılan kredi sözleşmelerinde davalıların imzalarının mevcut olmadığı belirtilmiştir. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 487, 488, 489.
19. Hukuk Dairesi 2016/8591 E. , 2017/3382 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün temlik alan davacı vekilince duruşmalı,temlik eden davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vek. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili,müvekkili bankanın davalı ... ile kredi sözleşmesi imzalayıp kredi kullandığını, davalı ..."un müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile kredi sözleşmesini imzaladığını bu sebeple ödenmeyen kredi borcunun tahsili için sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalıların %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı banka alacağını dava devam ederken temlik ettiğini bildirmiştir. Davalılar vekili,asıl borçlu tarafından kredilerin 2005-2007 yıllarında ödenerek kapatıldığını, davacı bankanın dava dışı Hasan Uzun ile kredi sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmede müvekillerinin imzasının bulunmadığını, müvekkillerinin kefaletinin bulunduğu kredilerin ödenerek kapatıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir Mahkemece, davacı banka ile davalıların imzalarının bulunduğu kredi sözleşmelerinin ödemeler ile sona erdiği, davacı bankanın daha sonra dava dışı ile takibe konu olan 100.000-TL ve 200.000-TL bedelli kredi sözleşmeleri yaptığı, bu sözleşmelerde davalıların imzalarının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, temlik eden davacı bankanın kötü niyetli takipten dolayı sorumluluğu devam ettiğinden %20 kötüniyet tazminatının temlik eden davacı bankadan tahsiline karar verilmiş,hüküm temlik alan davacı vekili ve temlik eden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temlik alan davacı ...Ş.vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine, 2-Temlik eden davacı ekilinin temyizi yönünden yapılan inceleme neticesinde; Dava açıldıktan sonra davacı banka alacağını devretmiş, buna ilişkin temliknameyi dosyaya sunmuştur. Bu tarihten itibaren davacı bankanın davada taraf sıfatı kalmamıştır. Bu nedenle mahkemece temlik eden banka aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen sebeplerle temlik alan davacı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2 ) nolu bent uyarınca hükmün temlik eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.