Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/10913
Karar No: 2021/12646
Karar Tarihi: 17.11.2021

Danıştay 6. Daire 2020/10913 Esas 2021/12646 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10913
Karar No : 2021/12646

DAVACILAR :
1- …

25- …
VEKİLLERİ : Av. ...
DAVALILAR : 1- ...
2- ...Bakanlığı -
VEKİLLERİ : ..., Hukuk Müşaviri, Av. ...

DAVANIN KONUSU : 04/11/2020 tarih ve 31294 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI : 6306 sayılı Kanun uyarınca bir bölgenin riskli alan ilan edilebilmesi için alanın zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybı riski taşıdığının ayrıntılı teknik raporla ortaya konulması gerektiği, ancak riskli alan kararına esas alınacak bilimsel ve objektif bir teknik raporun mevcut olmadığı, alandaki yapıların mühendislik hizmeti alarak yapılmış olduğu, bölgenin riskli alan ilan edilebilmesi için gereken koşulların bulunmadığı, dava konusu işlemin 6306 sayılı Kanunun afet riski altındaki alanlarda, sağlıklı ve güvenli yaşama çevreleri teşkil etmek amacına aykırılık taşıdığı, Anayasa ve İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme ile korunan mülkiyet hakkının ihlal edildiği belirtilerek, dava konusu işlemde kamu yararına ve hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI : Öncelikle, usule ilişkin olarak; dava konusu 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 04/11/2020 tarih ve 31294 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, 30 günlük yasal süre içinde açılmayan davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise; İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan alanın Ümraniye Belediye Başkanlığı tarafından hazırlanan teknik rapor üzerine sunulan teklif dosyasının değerlendirilmesi ve 6306 sayılı Kanunun ile Uygulama Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca Afet Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşünün alınması sonrasında, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi ile Ek-1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca riskli alan ilan edildiği, teklife konu alanda en son çıkan 2B yasası ile tapuların verilebildiği, 6,25 hektarlık alanın 1. derece deprem bölgesinde olduğu, arazi kullanımı açısından %83 oranında konut, %10 ticaret ve %2 oranında sanayi işlevlerinin bulunduğu, yapılaşma şartları ve çekme mesafelerinin imar mevzuatına uygun olmadığı, yapıların mühendislik hizmeti almadan deprem mevzuatına aykırı olarak yapıldığı ileri sürülerek, dava konusu işlemin, alanın kentsel dönüşüm ile yeniden canlandırılması, imar mevzuatı standartlarına uygun sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarına dönüşmesi amacıyla, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak, ilgili mevzuata uygun olarak tesis edildiği, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI ...DÜŞÜNCESİ : Dava; 04/11/2020 tarih ve 31294 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 4709 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesinde: "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."hükmü, "Mülkiyet Hakkı" başlıklı 35.maddesinde de "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz" hükmüne yer verilmiştir.
20/03/1952 günü kabul edilen ve Türkiye tarafından 19/03/1954 tarihinde onaylanan İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokolün "Mülkiyetin Korunması" başlıklı 1. Maddesinde ise: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." kuralı yer almıştır.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanun'un amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olarak belirtilmiş; Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alan olarak tanımlanmıştır.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin, “Riskli alanın tespiti” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında da "Riskli alan;
a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu,
b) Alanda daha önceden meydana gelmiş afetler varsa, bunlara dair bilgileri,
c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını,
ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,
d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını,
e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,
f) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri,
ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur..." hükümlerine yer verilmiştir.
Mülkiyet hakkı, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olup, anılan düzenlemeler uyarınca bu hak, sadece kamu yararının mevcut olduğu durumlarda kanunla sınırlanabilir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, mülkiyet hakkına sınırlama getirilmesine ilişkin hükümler içermekle birlikte, sınırlama yetkisinin kullanımını oldukça sıkı kurallara bağlamış ve kamu yararını ilgilendiren durumun bulunduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açık ve somut olarak ortaya konulması gerekliliğini öngörmüştür.
6306 sayılı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde belirtilen tanımdan da anlaşılacağı üzere, bir alanın Kanun'un 2. maddesi gereğince riskli alan olarak ilan edilebilmesi için alanın, ya zemin yapısı bakımından risk teşkil etmesi ya da üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıması gerekmektedir.
6306 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince, bir alanın zemin yapısı ya da üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığının, 6306 sayılı Kanunun uygulama Yönetmeliğinin yukarıda yer verilen 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunun hazırlanması, anılan fıkra uyarınca belirlenecek riskli alanlar için Yönetmeliğin Ek-2’sinde yer alan "Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esasların" Ek-A bölümüne göre analiz ve raporun hazırlanarak, binaların taşıyıcı sistemine ait parametrelerin (taşıyıcı eleman sayısı ve dağıtımı, planda düzensizlik, düşeyde düzensizlik, lokal ve konstrûktif uygulamalar, vb.) dikkate alınarak yapıların bulunduğu yerdeki deprem tehlikesi ve yapının deprem performansını etkileyen yapısal özelliklerin saha çalışmaları sonucunda elde edilmesi ve yapısal sistem özelliklerine göre sınıflandırılmış tip binalar seçilerek bunların ayrıntılı analizlerinin yapılması sonucunda bir korelasyon çıkarılıp buna göre genel yapı stokunun riskinin belirlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edildiği; Ümraniye Belediye Başkanlığınca hazırlanan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan gerekçe raporu ve teknik raporun incelenmesinden, 6,25 hektar büyüklüğündeki alanın 1.derece deprem bölgesi sınırları içerisinde olduğu, alanda bulunan taşınmazların en son çıkan 2B yasası ile tapularının düzenlendiği, toplam 105 yapı bulunduğu, binaların %65'inin betonarme, geri kalan kısmının yığma yapı olduğu, %28'i iki katlı, %14'ü 3 katlı, %5'i 4 katlı, %4'ü 5 katlı olduğu, yapım yıllarının 1980-2017 yılları arasında değiştiği, alan içerisindeki yapılara ruhsat verilmediği, meri mevzuat şartlarına göre yapılanma şartlarını ve çekme mesafelerini sağlamadığı, deprem yönetmeliğine uygun olmadığı ve mühendislik hizmeti almadığından imar mevzuatına aykırı olduğu, yapıların yapı ruhsat ve kullanma izinlerine ilişkin listenin hazırlandığı, tamamının ruhsatsız olduğu, 6306 sayılı Kanun ve uygulama Yönetmeliğinin 5. maddesinin 2. fıkrasının 3.b bendi uyarınca "Üzerindeki toplam yapı sayısının en az % 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlardan" olduğunun belirtilerek hazırlanan dosyanın Bakanlığa sunulması üzerine, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının alındığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 6306 sayılı Kanun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilen bölgede bulunan yapılara ilişkin, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma bakımından risk teşkil edip etmediği hususunda yukarıda açıklandığı şekilde Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşullarda detaylı bir teknik inceleme yapılmadan tesis edilen, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uyarlık bulunmadığı, sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, duruşma için taraflara önceden bildirilen 17/11/2021 tarihinde, davacılar vekili Av. ...'in ve davalı idareler vekili Hukuk Müşaviri ..., Av. ...'nun geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan alana ilişkin Ümraniye Belediye Başkanlığı tarafından teknik rapor ve gerekçe raporu hazırlandığı; raporlarda, alanın coğrafi konumu, ulaşımı, nufüs yapısı, yapı cinsi ve fonksiyon bilgileri, kat sayısı, imar mevzuatı açısından analizi, jeolojik ve morfolojik yapısı, doğal afet riskleri ve depremsellik yönünden değerlendirilmesi, mülkiyet yapısı ve meri imar planlarındaki durumu açıklanarak, alanın riskli alan ilan edilmesi ile mevzuata aykırı yapılaşmış, sağlıksız yapıların yerine deprem riskine karşı dayanıklı yapıların yapılması, yaşam kalitesinin yükseltilmesi, ruhsatsız yapılaşmanın afet riskiyle birlikte can ve mal güvenliği tehdidi oluşturma ihtimalinin ortadan kaldırılmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Hazırlanan teknik rapor doğrultusunda, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 04/11/2020 tarih ve 31294 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması üzerine iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının İkinci Kısmında Temel Hak ve Ödevlerin düzenlendiği, Birinci Bölümünde ise Genel Hükümlerin belirlendiği, bu bölümde yer alan "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 4709 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesinde: "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.", İkinci Bölümde Kişinin Hakları ve Ödevleri arasında yer verilen "mülkiyet hakkı" 35.maddesinde sayılmış ve bu hak "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz" şeklinde düzenlemeye konu edilmiştir.
20/03/1952 tarihinde kabul edilen İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek-1 Nolu Protokol Türkiye tarafından 19/03/1954 tarihinde onaylanmıştır. Anılan Protokolün "Mülkiyetin Korunması" başlıklı 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." kuralı yer almıştır.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir.
" düzenlemesine yer verilmiş, 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan alan olarak tanımlanmıştır.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin Riskli alanın tespiti başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında; "Riskli alan; a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu, b) Alan sınırları içerisinde 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna göre afete maruz bölge olarak kararlaştırılan alan olup olmadığına dair bilgi ve belgeyi, c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını, ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini, d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını, e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu, f) Bu fıkra uyarınca belirlenecek riskli alanlar için Ek-2’de yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esasların EK-A bölümüne göre hazırlanan analiz ve raporu, g) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri, ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden Bakanlıkça belirlenir ve karar alınmak üzere Cumhurbaşkanına sunulur." düzenlemesine, 2. fıkrasında; "Bakanlıkça; a) Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu yerlerde; 1) Planlama veya altyapı hizmetlerinin yetersiz olması, 2) İmar mevzuatına aykırı yapılaşmanın bulunması, 3) Altyapı veya üstyapıda hasar meydana gelmiş olması, sebeplerinden birinin veya bir kaçının bir arada bulunması halinde, b) Üzerindeki toplam yapı sayısının en az % 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlarda, uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenen alanlar, riskli alan olarak belirlenmek üzere Cumhurbaşkanına sunulur." düzenlemesine, üçüncü fıkrasında ise; "TOKİ veya İdare, riskli alan belirlenmesine ilişkin bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden Bakanlıktan riskli alan tespit talebinde bulunabilir. Bakanlıkça, uygun görülen talepler, Cumhurbaşkanına sunulur. " düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mülkiyet hakkı, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olup, anılan düzenlemeler uyarınca bu hak, sadece kamu yararının mevcut olduğu durumlarda kanunla sınırlanabilir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, mülkiyet hakkına sınırlama getirilmesine ilişkin hükümler içermekle birlikte, sınırlama yetkisinin kullanımını oldukça sıkı kurallara bağlamış ve kamu yararını ilgilendiren durumun bulunduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açık ve somut olarak ortaya konulması gerekliliğini öngörmüştür.
6306 sayılı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde belirtilen tanımdan da anlaşılacağı üzere, bir alanın Kanun'un 2. maddesi gereğince riskli alan olarak ilan edilebilmesi için alanın, ya zemin yapısı bakımından risk teşkil etmesi ya da üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıması gerekmektedir.
6306 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince, bir alanın zemin yapısı ya da üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığının, 6306 sayılı Kanunun uygulama Yönetmeliğinin yukarıda yer verilen 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunun hazırlanması, anılan fıkra uyarınca belirlenecek riskli alanlar için Yönetmeliğin Ek-2’sinde yer alan "Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esasların" Ek-A bölümüne göre analiz ve raporun hazırlanarak, binaların taşıyıcı sistemine ait parametrelerin (taşıyıcı eleman sayısı ve dağıtımı, planda düzensizlik, düşeyde düzensizlik, lokal ve konstrûktif uygulamalar, vb.) dikkate alınarak yapıların bulunduğu yerdeki deprem tehlikesi ve yapının deprem performansını etkileyen yapısal özelliklerin saha çalışmaları sonucunda elde edilmesi ve yapısal sistem özelliklerine göre sınıflandırılmış tip binalar seçilerek bunların ayrıntılı analizlerinin yapılması sonucunda bir korelasyon çıkarılıp buna göre genel yapı stokunun riskinin belirlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda; İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edildiği; Ümraniye Belediye Başkanlığınca hazırlanan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan gerekçe raporu ve teknik raporun incelenmesinden, 6,25 hektar büyüklüğündeki alanın 1.derece deprem bölgesi sınırları içerisinde olduğu, alanda bulunan taşınmazların en son çıkan 2B yasası ile tapularının düzenlendiği, toplam 105 yapı bulunduğu, binaların %65'inin betonarme, geri kalan kısmının yığma yapı olduğu, %28'i iki katlı, %14'ü 3 katlı, %5'i 4 katlı, %4'ü 5 katlı olduğu, yapım yıllarının 1980-2017 yılları arasında değiştiği, alan içerisindeki yapılara ruhsat verilmediği, meri mevzuat şartlarına göre yapılanma şartlarını ve çekme mesafelerini sağlamadığı, deprem yönetmeliğine uygun olmadığı ve mühendislik hizmeti almadığından imar mevzuatına aykırı olduğu, yapıların yapı ruhsat ve kullanma izinlerine ilişkin listenin hazırlandığı, tamamının ruhsatsız olduğu, 6306 sayılı Kanun ve uygulama Yönetmeliğinin 5. maddesinin 2. fıkrasının 3.b bendi uyarınca "Üzerindeki toplam yapı sayısının en az % 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlardan" olduğunun belirtilerek hazırlanan dosyanın Bakanlığa sunulması üzerine, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının alındığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 6306 sayılı Kanun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilen bölgede bulunan yapılara ilişkin, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma bakımından risk teşkil edip etmediği hususunda yukarıda açıklandığı şekilde Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşullarda detaylı bir teknik inceleme yapılmadan tesis edilen, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...
-TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen ...-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 17/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



KARŞI OY (X):
Dava, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve karara ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 03/11/2020 tarih ve 3164 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının; ... Mahallesinde taşınmazı bulunan davacılar tarafından iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, uyuşmazlık konusu bölge ile ilgili olarak hazırlanan gerekçeli teknik raporda özetle; 6,25 hektar büyüklüğündeki alanın 1.derece deprem bölgesi sınırları içerisinde olduğu, alanda bulunan taşınmazların en son çıkan 2B yasası ile tapularının düzenlendiği, toplam 105 yapı bulunduğu, yapılara ruhsat verilmediği, meri mevzuat şartlarına göre yapılanma şartlarını ve çekme mesafelerini sağlamadığı, deprem yönetmeliğine uygun olmadığı ve mühendislik hizmeti almadığından imar mevzuatına aykırı olduğu, yapıların yapı ruhsat ve kullanma izinlerine ilişkin listenin hazırlandığı, tamamının ruhsatsız olduğu, 6306 sayılı Kanun ve uygulama Yönetmeliğinin 5. maddesinin 2. fıkrasının 3.b bendi uyarınca "Üzerindeki toplam yapı sayısının en az % 65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlardan" olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacılar tarafından açılan davada, dava konusu işlemin tamamının iptaline karar verilmesi, riskli alan olarak ilan edilen bölgede yaşayan ve dava açmayan insanların haklı beklentilerini zedeleyeceği; ancak davacı sayısına göre parsel yönünden verilecek iptal kararı uygulama bütünlüğünü bozacak nitelikte ise dava konusu işlemin tamamının iptaline karar verilebileceği; kamu yararı ve hizmet gerekleri de dikkate alındığında, dava konusu kararın yalnızca davacıların kendi parselini ilgilendiren kısmı hakkında bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bölgenin tümü yönünden verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi