10. Hukuk Dairesi 2020/6827 E. , 2020/5003 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
KARAR
A)Davacı istemi;
Davacı,davalı işveren ... Gıda Temizlik İnş.Med.Tic.Ltd.Şti işyerinden bildirilen hizmet süresinin fiili olmadığı gerekçesiyle davalı kurum tarafından iptaline karar verildiğini belirterek davalı işyerinde hizmetinin tespitini talep etmiştir.
B)Davalı cevabı;
Davalı Kurum ... Gıda Tem. Tic. Ltd. Şirketinde yapılan inceleme neticesinde 30.11.2012 tarih ve 2012/346 sayılı denetim raporu düzenlendiğini, rapora göre davacının fiili olmadığı belirlenen çalışmalarının iptal edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi ;
İlk Derece Mahkemesince, dinlenen tanıkların davacıyı tanımadığı, para karşılığında sigortalı gösterilmek için bir takım kişilerle fiili çalışma olmaksızın anlaşma yaptıklarını beyan ettikleri, davacının denetmen raporundaki beyanına göre inşaatlarda çalıştığını beyan etmesine rağmen iş bu davada çaycı olarak çalıştığını iddia ettiği ve çelişkinin giderilmesi için isticvap edildiğinde beyanlarının tutarsız olduğunun görüldüğü , davacının dava konusu dönemde davalı yanında çalışmadığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davacının, davalı şirkette işçi olarak hizmetinin tespitine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
Bölge Adliye Mahkemesince,davacının daha önce sahte sigortalılığın ve yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali niteliğinde Yozgat İş Mahkemesinde açtığı davanın derdest olduğu, bu dosyada ise sahte sigortalılığın iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile bildirilen hizmetin geçerliliğinin tespitinin istendiği, davanın konusu ve dava sebeplerinin aynı olduğu, ayrıca Yargıtay ilamında bekletici mesele sayılması ve sonucunun beklenmesine işaret edilen davanın davalı işverene karşı aynı konuda yeniden dava açılması olmadığı, davacının iddia ettiği gibi inşaat işinde çalışması var ise bu şirkete dava açması olduğunun değerlendirildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 115 md gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz ;
Davacı,mahkemece dinlenen tanıkların davacının işyerinde çaycı olarak çalıştığını beyan ettiğini,bölge adliye mahkemesinin kararının hatalı olduğunu,çünkü dava konusu edilen idari işlemin iptalinin davacının davalı işyerinde hizmetinin ispatı sağlanmadan diğer davanın temeli olmayacağını belirterek kararı temyiz etmiştir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe ;
Dava, davacının davalı işyerinden bildirilen hizmet süresinin fiili olmadığı gerekçesiyle iptaline dair Kurum işleminin iptali ve davalı işyerinde hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacının 11.02.2010-19.08.2010 tarihleri arasında ... Gıda Tem. İnş. Med. Tic. Ltd. Şti işyerinden sigortalı olarak gösterilen hizmet süreleri 30.11.2012 tarihli denetim raporuna göre fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Müfettişe verdiği 03.10.2012 tarihli ifadesinde davacı, ‘... temizlik şirketini bilmediğini,böyle bir işyerinde çalışmadığını,belirtilen tarihlerde sigortasının hangi işyerinden yattığından haberi olmadığını,inşaatlarda çalıştığını,çalıştığı işyerlerinin adını bilmediğini’ beyan etmiştir.
Hizmet süresinin iptali nedeniyle davacı yaşlılık aylığı koşullarını yitirdiğinden, Kurum yaşlılık aylığı ödemesini durdurarak, davacıya yapılan yersiz aylık ödemesinin iadesi amacıyla icra takibi başlatmıştır.
Davacının emekli aylığının kesilmesine dair Kurum işleminin ve icra takibinin iptali istemiyle Yozgat İş Mahkemesi 2014/7 Esas sayılı dosyasında, SGK aleyhine açtığı davada Mahkeme, davacının gerçekte ... Gıda Tem.İnş.Met.Tic.Ltd.Şti işyerinde fiili çalışması olmadığından bu sürelere ilişkin sigortalılığının iptalinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ve bu dönemler iptal edildiğinde emeklilik şartlarını taşımayacağından yapılan ödemelerin yersiz ödeme durumuna düşeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bu kararın, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 09.03.2015 tarih ve 2015/430 Esas, 2015/4154 Karar sayılı ilamıyla bozulduğu anlaşılmaktadır. Bozma ilamında, "... dava dışı işveren yanından yapılan bildirimlerin fiili çalışmaya dayanmadığı belirgin ise de, davacının ihtilaf konusu dönemde inşaatta çalıştığını beyan etmesi karşısında, çalışıldığı iddia edilen inşaat işyerinin dava dışı şirket ile bağlantısının bulunup bulunmadığı araştırılarak, inşaat işyerinin işverenine karşı hizmet tespiti davası açması için davacıya gerektiğinde süre verilerek, dava açılması halinde, bu davanın sonucu beklenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi" gerektiği belirtilmiştir.
Bozma ilamına uyularak 15.09.2015 tarihli celsede davacıya, dava dışı işyerinde çalışmış olduğuna dair tespit davası açmak üzere süre verilmesine ve bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili,davacının fiilen çalıştığı iddia edilen bir inşaat işyerine karşı değil, davacının sigortalı hizmetlerinin iptaline karar verilen ... Gıda Tem.İnş.Med.Tic.Ltd.Şti işyerine karşı, hizmetlerinin fiili olduğunun tespiti istemiyle temyize konu edilen bu davayı açmış ve 02.05.2017 tarihli celsede alınan beyanında davacı asil, iş yargıya intikal edince ... Gıda şirketi olduğunu öğrendiği işyerinde çay ocağında 4 ay kadar çalıştığını, her ne kadar denetmen raporunda "genelde inşaatlarda çalışırım " şeklinde bir cümle geçse de böyle bir şey söylemediğini, sadece şirketin adını hatırlamadığı için denetmen raporunda o şekilde beyanda bulunduğunu belirtmiştir. Mahkemece dinlenen bordro tanıkları da davacıyı tanımadıklarını,çalışmalarının fiili olmadığını,kendilerini sigortalı göstermesi için muhasebeciye para verdiklerini beyan etmişlerdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114"üncü maddesinin (ı) bendi uyarınca “aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” bir başka deyişle derdest olmaması dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı kanunun 115"inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Anılan madde metninde belirtildiği üzere derdestlik; açılan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olup da görülmeye devam ediyor olmasıdır. Derdestlik açısından aynı dava olma koşulları aslında maddi anlamda kesin hüküm koşulları ile paralellik gösterir. Bu bağlamda derdestliğin söz konusu olabilmesi için tarafları, sebepleri ve konusu aynı olan davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması gerekir.
Birinci ve ikinci davanın aynı dava sayılabilmesi için gerekli ilk şart her iki davanın taraflarının aynı kişiler olmasıdır. Tarafların aynı sayılması, tarafların her iki davada da aynı sıfatla, yani davacı ve davalı sıfatıyla hareket etmiş olmaları gerekmez. Birinci davada; davacı olan taraf, ikinci davada, davalı olabileceği gibi, tam tersi de söz konusu olabilir. Davaların aynı dava sayılabilmesinin bir diğer şartı her iki davanın sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebinin aynı olmasından kasıt hukuki sebepler değil, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Son şart ise; davaların konularının aynı olmasıdır. Dava konularının aynı olup olmadığını tespit edebilmek için davaların ilkinde verilebilecek kararın, ikinci davada verilebilecek kararı gereksiz hale getirip getirmeyeceği, ya da ikinci davada verilebilecek kararla aynı sonuçların sağlanıp sağlanamayacağına bakılmalıdır.
İlk derece mahkemesinin doğru nitelendirme ile işin esasına girerek davanın reddine karar verdiği görülmektedir. Bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının bu yönde irdelenmesi gerektiği halde ,bölge adliye mahkemesinin derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğine ilişkin değerlendirmesi yerinde bulunmamıştır.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine
28/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.