11. Hukuk Dairesi 2019/3156 E. , 2020/1295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Gölhisar Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 16/01/2018 tarih ve 2014/405 E- 2018/15 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 25/04/2019 tarih ve 2019/646 E- 2019/854 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı taraf arasında 20/10/2004 tarihinde imzalanan Alt Proje ve Finansman Sözleşmesi uyarınca davacı tarafça karşı tarafa 2004 tarihinde 68.682,00 TL ödendiğini ve ilgili makinelerin alındığını, sözleşme konusu makineler ve yardımların karşı tarafa eksiksiz ve kullanıma hazır halde, teslim edildiği halde davalı tarafından makinelerin kötü ve hor kullanıldığını, makinelerin hiç kullanılmayarak kasten atıl durumda bırakıldığını ve üretim yapılmadığını ve ciddi maddi hasar meydana getirildiğini, bu durumun Gölhisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/32 Değişik İş sayılı delil tespit dosyasındaki bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, davalı tarafça davacıya ödenmesi gereken ödemelerin yapılmadığını, davacının zarara uğradığını, kooperatiflerde çift imza ile yapılan işlemlerin kooperatifi bağlayacağını, ancak ilgili sözleşmede tek imza olduğunu ve davalının hem cezai yönden hem de hukuki yönden sorumluluk aldığını, meydana gelen zararlardan bu nedenle şahsen sorumlu olduğunu ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile sözleşmeden doğan alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı kurumun konu ettiği malzemelerin kendisi ile doğrudan ilgisinin olmadığını, malzemelerin Gölhisar İlçesi ... ve Zirai Ürünler Üretim ve Pazarlama Kooperatifine ait olduğunu ve sorumluluğun tamamıyla kooperatife ait olduğunu, yönetim kurulu başkanı iken makinelerin davacı kurumdan alındığını, makineleri çalıştırdıklarını, 09/06/2011 tarihinde başkanlığı bıraktığını, kusuru olmadığını, uyuşmazlıkta davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı kurumdan parayı 07/01/2005 tarihinde kooperatif namına çektiğini, kooperatifin uğradığı zarar var ise de bunun kooperatif tüzel kişiliğine ait olduğunu, Gölhisar Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/937 soruşturma ve 2014/510 kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın da kendisinin kusurunun olmadığını gösterdiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu 20/10/2004 tarihli Alt Proje ve Finansman Sözleşmesinin ve geri ödeme planının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı adına vakıf başkanı kaymakam, kooperatif adına kooperatif başkanı tarafından imzalandığı, sözleşmenin kooperatif hukukuna göre eksik imza ile düzenlendiği, ancak buna rağmen dava dışı kooperatifi bağlayacağı, eksik imza ile sözleşme düzenlenmesinden ötürü dava dışı kooperatifin bir zararı doğduğu takdirde yöneticinin sorumluluğuna gidilebileceği, davacının sözleşmeden doğan zararını dava dışı kooperatiften isteyebileceği gerekçeleriyle, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince 24/10/2004 tarihli Alt Proje ve Finansman Sözleşmesine göre; sözleşme Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile SS ... ve Zirai Ürünler Üretim ve Pazarlama Kooperatifi arasında imzalanmış, davacı bu sözleşmeye dayanmış, sözleşme davalı tarafa tebliğ edilmiş olup husumetin İlk Derece Mahkemesince resen dikkate alınması, davalı kooperatif tarafından satın alınan ve bir kısım ödemesi yapılan makinelerden dolayı sözleşmenin yapıldığı tarihte yönetim kurulu başkanı sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan davalının sözleşmeyle davalı kooperatife teslim edilen makinelerin hor kullanılmasından dolayı şahsi sorumluluğunun olmadığı ve Kooperatifler Kanununa göre sözleşmenin tek imza ile imzalanması, makinelerin davalı kooperatife teslim edilmesi ve kooperatif tarafından kullanılmasının sözleşmeyi tek başına geçersiz hale getirmeyeceği, davalının sözleşmeyi kendi adına değil yönetim kurulu başkanı sıfatıyla dava dışı kooperatif adına imzaladığından davada husumetin dava dışı kooperatife yönetilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, davacı tarafından makine alımı için kredinin dava dışı kooperatife verildiği ve bu nedenle işbu davada davalıya husumet düşmeyeceği anlaşılmakla yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 12/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.