Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/3011 Esas 2016/8785 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3011
Karar No: 2016/8785
Karar Tarihi: 02.05.2016

Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/3011 Esas 2016/8785 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2016/3011 E.  ,  2016/8785 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Sanığın, boğazına kemer dayayarak yerde sürüklediği mağdurun üzerine yanıcı bir madde döküp, elindeki çakmağı da üzerine tutmak suretiyle yakmakla tehdit ettiği, bu esnada çevrede bulunan kişiler ve Jandarma görevlilerince bu eylemlerini sonlandırması için uzun süre ikna edilmeye çalışılmasına rağmen başarılı olunamadığı ve sonunda Jandarma görevlileri tarafından sanığın üzerine biber gazı sıkılarak etkisiz hale getirildiği olayda, üzerine yanıcı bir madde dökülmüş bulunan kişiye çakmağın tutulması eyleminin TCK’nın 106/2-a maddesinde tanımlanan silahla tehdit suçu kapsamına girdiğinin anlaşılması ve sanık hakkında silahla tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek basit tehdit suçundan hüküm kurulmuş ve sanığın, olay tarihinden önce kayınvalidesini dövmesi nedeniyle hakkında uygulanan evdep uzaklaştırma tedbirine kızdığı için, mağdura yönelik eylemleri gerçekleştirmesi karşısında, ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığı gözetilmeden, sanık hakkında haksız tahrik hükmü uygulanmış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hükümlerde TCK’nın 53.maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlardan (b) ibarelerinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1.madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322.maddesi uyarınca davanın esasına, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.