11. Hukuk Dairesi 2018/4307 E. , 2019/5698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/07/2017 tarih ve 2015/221 E. - 2017/329 K. sayılı kararın davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 31/05/2018 tarih ve 2018/110 E- 2018/634 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin "SUNNY CENTRAL" ibaresini 9. sınıftaki mal ve hizmetlerde tescili için 2013/38829 sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, anılan başvurunun müvekkil adına kayıtlı 159820, 2010/21715, 2010/10259, 2005/04055, 2005/00186, 2007/09006, 2008/19088, 2004/42635, 157521, 159822, 2005/37535, 2006/26171, 2008/19793, 203426, 2011/02098, 2011/89896, 2012/23152, 2010/81976, 2005/44442, 2006/08884, 2005/51997, 155946, 159821, 94/004790 sayılı ve "ASSUNNY", "ATMACA SUNNY", "SANY", "SNNY TEKNOLOJİ GÜNEŞİ", "SUN", "SUNİ", "SUNİX", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY", "SUNNY ALURA", "SUNNYTECH", "SUNNYWAY", "SUNNYWAY", "SUPERSUNNY", "SUNNY", "ÖZ SUNNY", "ATMACA SUNNY" ibareli markaları ile karışıklığa meydan verecek derecede benzer olduğunu, müvekkil tarafından yapılan itirazın nihai olarak YİDK kararıyla reddedildiğini, müvekilinin 1980 yılında elektronik eşya sektöründe faaliyete başladığını, SUNNY markasını 1994 yılından beri kullandığını, yurt içi ve yurt dışı pazarında markayı tanınmış hale getirdiğini, kurum kararıyla SUNNY markasının televizyonlar, uydu alıcıları, DVD, VCD, ev sinema sistemleri, müzik setleri, radyolar, mp3 çalar, oto teyp, hoparlörler, anfi, elektrikli ev aletleri, elektrikli süpürgeler, fırınlar, fotoğraf makineleri, telefonlar, klimalar gibi ürünler üzerinde tanınmış marka olarak tespitine karar verildiğini, başvurunun müvekkilin markaları ile benzerolduğunu ve iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tescil isteminin kötü niyetli olduğunu, seri marka olarak algılanacağını ileri sürerek YİDK’nın 2015-M-2514 sayılı kararının iptalini, tescili halinde başvuru markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, markanın tescilli olduğu sınıfın hedef tüketici kitlesinin markaları karıştırmayacak derecede makul düzeyde bilgili, gözlemci, dikkatli olduğunu, kötü niyetin ispatlanmadığını, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili: müvekkilinin alanında dünyaca tanındığını ve “SUNNY” ibaresi üzerinde kazanılmış hakkının bulunduğunu, seri markalarının bulunduğunu, WIPO nezdinde tescilli markalarının bulunduğunu, başvuru markası ile davacı markalarının aynı malları kapsamadığını, hitap olunan tüketici kitlesinin bilinçli olduğunu ve markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; başvuru markasının resmi marka bülteninde kapsamındaki malların çevirisi olmadan İngilizce yayınlandığı, çevirilerinin sunulmadığı, anılan malların dava konusu YİDK kararında “ enerji sağlayıcı cihazlar, bunların donanımları ve bunlar için yazılımlar” olarak, davalı şirketin cevap dilekçesinde “fotovoltaik tesisler için invertörler, güneş enerjisi tesisatları, güneş ve rüzgar enerjisi için ölçme sistemleri” olarak belirtildiği, 03.03.2017 havale tarihli ek raporda ise "Tranformatör yazılımı, batarya depolama ve kontrol cihazları dahil enerji temini cihazları, bilgisayar yazılımı, yani fotovolvaik tesisatlarda ervertör ürünleri için tasarlanmış değerlendirme yazılımı, bu sınıfa dahil olan tüm yukarıdaki mallar" olarak bahsedildiği, itiraza mesnet davacı markalarının 01, 02, 04, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 13, 14, 17, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 27, 28, 33, 34, 35, 37, 40, 41, 42, 43, 44, 45. sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsadığı, dava konusu marka başvurusunda yer alan malların itiraza mesnet gösterilen markaların kapsamındaki mallar ile aynı veya benzer olup, aynı dağıtım kanallarında yer aldığı, birbirlerinin yerine ikame edilme ve rekabet etme özelliğine sahip olduğu, marka işaretleri arasında benzerlik olduğundan karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, markalardaki esas unsurun “SUNNY” ibaresi olduğu, başvuru markasındaki “CENTRAL” ibaresinin yeterli ayırt edicilik katmadığı, seri marka olarak algılanabileceği, davacının “SUNNY” ibareli markasının uydu alıcıları ve elektronik eşya sektöründe tanınmış olduğu, tanınmış marka tescilinin bulunduğu, davalının Almanya"da, WİPO ve OHIM nezdinde marka tescillerinin bulunmasının ülkesellik prensibi gereği kendisine ülkemizde de tescil etme hakkı sağladığı ancak ülkemizde dava konusu marka başvurusundan önce tescil edilmiş "SUNNY" esas unsurlu bir markasının bulunmadığı, davalının 2012/38466 sayılı "SUNNY İSLAND" markasını dava konusu marka başvurusundan sonra tescil ettirdiği, kazanılmış hakkının bulunmadığı, somut olayda uyuşmazlık konusu bütün emtialar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluştuğu, KHK 8/4 maddesinin tatbikine lüzum olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’nın 2015-M-2514 sayılı kararının iptaline, başvuru markasının hükümsüzlüğüne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Karara karşı davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı kurum vekilinin ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı kurum ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya üzerinde yapılan incelemede Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın mümeyyiz davalı şirket vekiline usulüne uygun olarak 21.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçenin ise söz konusu kararı 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 06.07.2018 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 366. maddesinin yaptığı yollamayla somut olaya uygulanması gereken aynı Kanunun 346/1. maddesi hükmüne göre, süresinde yapılmayan temyiz istemiyle ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı şirket vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek karar vermek gerekmiştir.
2-) Davalı kurum vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince; yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraflar arasında görülen davadan dolayı Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 11.07.2017 gün, 2015/221 E., 2017/329 K. sayılı ilamına karşı davalı kurum ve davalı şirket vekillerince yapılan istinaf başvurunun esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2018/110 E., 2018/634 K. sayılı kararına karşı davalı şirket vekilince yapılan temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.