4. Ceza Dairesi Esas No: 2014/3276 Karar No: 2016/8729 Karar Tarihi: 02.05.2016
Hakaret - tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/3276 Esas 2016/8729 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararında, hakaret suçu sebebiyle verilen hükümlerin temyiz edilemez olduğu sonucuna varıldığı için sanık ...'in temyiz isteğinin reddedildiği, ancak tehdit suçu sebebiyle verilen hüküm ile ilgili olarak temyiz isteğinin reddi nedeninin bulunmadığı belirtilmiştir. Kararda, mahkeme sürecinde elde edilen kanıtlarla birlikte sanığa yükletilen tehdit eyleminin doğru ve kanunen suç teşkil ettiği, vicdani kanıların kesin ve tutarlı olduğu belirtilmiştir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı sebebiyle sanığın seçim ve siyasi haklarına ilişkin uygulamaların düzeltilebilmesi gerektiği belirtilmiş ve TCK'nın 53. madde (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki \"ve diğer siyasi hakları kullanmaktan\" ibaresinin iptal edildiği açıklanmıştır. Bu sebeple, kararda yer verilen TCK'nın 53. maddesi hükümlerinden bir kısmın düzeltilerek kararın onanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak; 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve fıkrası ile 1412 sayılı CMUK'un 317. ve 322. maddeleri açıklanmıştır.
4. Ceza Dairesi 2014/3276 E. , 2016/8729 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hakaret, tehdit HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Hakaret suçuna ilişkin kararlarda, öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..."in tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2-Tehdit suçundan kurulan hükmün temyizine gelince, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.