18. Hukuk Dairesi 2015/5809 E. , 2016/2989 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, ... İli ...İlçesi ...Mahallesi 20071 ada 2 parsel, 20077 ada 3 parsel, 20061 ada 2 parsel, 20060 ada 4 parsel, 20018 ada 3 parsel, 20016 ada 2 parsel, 20008 ada 2 parsel, 4165 ada 1 parsel, 20312 ada 1 parsel, 20311 ada 1 parsel, 20062 ada 4 parsel, 20310 ada 1 parsel, 20063 ada 2 parsel, 20064 ada 3 parsel, 20012 ada 2 parsel ve 4278 ada 9 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedellerinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı ... Bakanlığı yönünden husumetten reddine, ... Belediye Başkanlığı hakkında ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki;
1-Mahkemece dava konusu taşınmazlardan 20071 ada 2 parsel, 20077 ada 3 parsel, 20061 ada 2 parsel, 20060 ada 4 parsel, 20311 ada 1 parsel, 20062 ada 4 parsel, 20078 ada 2 parsel ve 20310 ada 1 parsele fiilen el konulduğu kabul edilerek tamamının bedeline hükmedilmiş ise de fen bilirkişi raporunda 20071 ada 2 parsel üzerine köprü yapılarak yol geçirildiği, diğer parsellerden yüzey sularının akıntısını temin için kanal yapıldığı belirtilmiş ancak taşınmazlarla ilgili her birinin ayrı ayrı krokisinin tanzim edilmediği, hangi kısımlarına ne kadar fiilen el konulduğu, imar planındaki konumu, el koymadan arta kalan kısımlarının kullanıma elverişli olup olmadığı hususlarında bir açıklamada bulunulmadığından alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle dava konusu taşınmazların her biri için krokili fen raporu tanzim ettirilerek, fiilen el konulan ve arta kalan kısımlarının yüzölçümleri ve özelliklerini belirten rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz rapora göre hükümkurulmuştur.
2-Dava konusu taşınmazların konumları ile bulundukları yol ve sokakların çok farklı olduğu, emlak vergisine esas asgari vergi m² değerlerinin 286,00 TL ile 916,00 TL arasında değiştiği dikkate alındığında her bir taşınmaz için ayrı ayrı değerlendirme yapılmak suretiyle bedel tespit edilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda tüm taşınmazlar yönünden tek değerlendirme yapılmak suretiyle aynı birim m² bedelinin tespit edilmesi,
3-Bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen 4289 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 05/12/2007 tarihli satışına ilişkin akit tablosundan, satış yapan malikten 3.6741 m² yüzölçümündeki taşınmazda bulunan 223/1200 hissesinin 1/480 payının 9.000,00 TL bedel ile üzerindeki mevcut ipoteğin hukuki vecibeleri de devredilmek suretiyle alındığı, satış yapılan hisse miktarı ve satışın şekli(ipotekli satış olması) dikkate alındığında serbest satış olmadığı ve taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı kanaatini uyandırmaktadır. Bu sebeple bilirkişi kurulunun emsal seçimini isabetli yaptıklarından sözedilemez. Emsalin özel amaçlı olmayan, özel nitelikleri bulunmayan taşınmaz satışlarından seçilmesi gerekir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre; Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11.maddesinin 1.fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin tespiti gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri tespit edilmelidir.
Emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasası"nın 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
2942 sayılı Yasa"nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2012 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Mahkemece, değerlendirmeye esas alınan bilirkişi kurulu raporunun yukarıda açıklanan esaslara uygun düşmediği gözetilmeden, gerekli araştırma ve yeterli incelemeyi içermeyen rapora itibarla hüküm kurulması,
4-Dava konusu taşınmazların kişilere ait tapu senetleri dosyada yer almakta ise de denetime elverişli olacak şekilde (haciz, ipotek vs bulunup bulunmadığı) güncel tapu kayıtlarının dosyaya getirtilmesi gerekirken dosyada yer alan ancak okunma imkanı bulunmayan (çıktı hatası ve çok küçük puntolardan ibaret) tapu kayıtları esas alınarak karar verilmesi,
5-2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6. maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesi"nin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, karar ve ilam harcının nispi oran üzerinden alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.