Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/2973 Esas 2016/8709 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/2973
Karar No: 2016/8709
Karar Tarihi: 02.05.2016

Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/2973 Esas 2016/8709 Karar Sayılı İlamı

Özet:

4. Ceza Dairesi tarafından verilen 2014/2973 E. ve 2016/8709 K. sayılı kararda, Sulh Ceza Mahkemesi'nin sanığa yüklediği tehdit ve yaralama suçlarından dolayı mahkumiyet kararı verildiği ancak mükerrir sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerektiği halde tedbir süresinin belirlenmesinin hatası olduğu, ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan \"ve diğer siyasi hakları kullanmaktan\" ibaresinin iptal edilmesi ve bu hususta yeni bir yasal düzenlemenin yapılması ihtiyacı nedeniyle yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kaldığı belirtilerek kararın düzeltilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 53. maddesi ve CMUK'un 322. maddesi gösterilmiştir.
4. Ceza Dairesi         2014/2973 E.  ,  2016/8709 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Onama

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
a- Mükerrir sanık hakkında, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
b-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ... gün ve ... sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’nin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılıklar, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktaları tebliğnameye uygun olarak, hükümlerdeki tekerrür uygulamasına ilişkin fıkralardan "1 yıl süreyle" ibaresinin, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlardan da (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.