13. Hukuk Dairesi 2019/2461 E. , 2020/1841 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı müteahhit ... ile diğer davalı arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre müteahhit ..."e düşen dava konusu yerin, davalı ... tarafından kendisine satışının vaat edildiğini, satış bedeli olarak davalı ..."e 80.000,00 TL ödediğini, ancak davalılar tarafından aralarındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshedildiğini belirterek; dava konusu dairenin tapu kaydının adına tescilini, tescil mümkün olmadığı takdirde cezai şart, alacak vd. talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla satış bedelinin şimdilik 35.000,00 TL"lik kısmının, ödemenin yapıldığı 12.12.2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozma üzerine, davanın kısmen kabulü ile davanın tapu iptali ve tescil, mümkün değil ise alacak davası olarak terditli açıldığından tapu iptal ve tescil davasının reddine, davanın alacak davası olarak kabulüne, davacının davasının davalı ... yönünden kabul nedeniyle kabulüne, 35.000,00 TL"nin ödeme tarihi olan 30/03/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, terditli olarak açtığı eldeki davada, davalılar arasında 06.06.2006 tarihinde imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, 16.06.2008 tarihinde noterde düzenlenen fesihnamede karşılıklı olarak görülen lüzum üzerine rızaen feshetmeleri nedeniyle yapılan feshin yargısal denetim dışında kalması, bir mahkeme kararına dayanmaması ve feshin kötüniyetli olması nedeniyle geçerli bir fesih işleminin sonuçlarını doğurmayacağını ileri sürerek, öncelikle davalı yüklenici ile aralarında 12.12.2006 tarihinde imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile kendi adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde ödediğini iddia ettiği 80.000,00 TL satış bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 35.000,00 TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, cevap dilekçesi ile davalı ... yönünden, davacıdan 35.000,00TL"nin alındığının kabul edildiğini belirterek, diğer davalılar yönünden davanın reddi talep etmiş olup, duruşmada ise "35.000,00TL aldığımızı kabul ediyoruz." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı vekili, her üç davalının da vekili olması ve davacıdan, 35.000,00TL alındığını kabul etmesi nedeni ile kabul edilen miktarın hangi davalı tarafından kabul edildiğinin, HMK 31. maddeye göre (maddi ve hukuki açıdan çelişkili görünen hususların) açıklattırılarak bu husus belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Davacı, kısmi dava açarak, yapılan sözleşme gereği, 35.000,00TL"yi nakit ve 45.000,00TL"yi de elindeki aracı davalı müteahhidin satılmasını istediği kişiye devretmek sureti ile toplam 80.000,00TL ödendiğini belirtmiş, şimdilik 35.000,00TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda, mahkemece davalı yüklenicinin satışını istediği kişiye, davacının aracı devredip devretmediği üzerinde durularak, bu yönde sunulan taraf delilleri değerlendirerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı sonuca varılarak kısmi olarak açılan davada, araç bedelinin dava edilmediği düşüncesi ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda bir ve iki nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, üç nolu bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.