8. Hukuk Dairesi 2021/13840 E. , 2021/12122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, Keşan İlçesi Seydiköy Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, 10.09.2014 tarihli raporda (G) harfi ile işaretli 1.573,41 metrekare ve (I) harfi ile işaretli 427,47 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) ve (D) harfi ile işaretli bölümler yönünden davanın reddine, (F) ve (H) harfi ile işaretli bölümler yönünden feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, (E) harfi ile işaretli 5.936,29 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı üzerinde kayıtlı bulunduğundan hukukî yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (G) ve (I) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu, aynı raporda (C) ve (D) harfi ile taşınmaz bölümlerinde ise kazanım koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, yargılama sırasında çekişmeli taşınmaz bölümlerinin bulunduğu bölgede mera tespit - tahdit çalışması yapılarak 2011 yılında askı ilanına çıkarılmasına rağmen, çekişmeli taşınmazların mera kapsamında kaldıkları ve nitelikleriyle ilgili olarak üç kişilik uzman ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış ve ayrıca uydu ve hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerdeki mera tespit - tahdit çalışmalarına ilişkin tüm kayıt ve belgelerle sınırındaki tüm parsellere ait tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler, 3402 sayılı Kadastro Kanunu" nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu tutanakları ile dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde çekilmiş farklı dönemlere ait en az 3 adet hava fotoğrafı ve bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, komşu köylerden ve aynı köyden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar
arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığı, imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği hususunda maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasında çelişki oluşması halinde, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; mahkeme hakiminin, taşınmazların konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmazlar ile komşu parselinin konumlarını ve mera sınırlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde ve komşu parsellerin dava dosyalarındaki bilirkişi raporları da değerlendirilerek, çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera olup olmadığı, mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı, dava konusu taşınmazların kadim nitelikte yani öncesi bilinmeyen zamandan beri köy halkının yalnızca hayvan otlatmak amacı ile kullandığı, başkaca bir tasarrufta bulunulmayan otlakiye niteliğinde olup olmadığı, taşınmaz bölümlerinin meradan açılan bir yer olup olmadığı, meranın devamı niteliğinde olup olmadığı hususlarını açıklayan, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ve yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; komşu parsellere ait tutanak ve dayanak kayıtları ile hava ve uydu fotoğraflarının uygulanması suretiyle bilirkişi ve tanık beyanları denetlenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, dava konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, taşınmazların mera vasfında olup olmadıkları ya da civarında mera varsa bu meralarla aralarında ayırıcı unsur sayılabilecek bir doğal yapının bulunup bulunmadığı hususunda ayrıntılı rapor alınmalı; yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazların öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ..."e iadesine, 07.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.