9. Hukuk Dairesi 2015/32106 E. , 2019/4505 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 01.01.2008 tarihinde boya ustası olarak çalışmaya başladığını ve halen çalıştığını, aylık 1.120,00 TL net ücret, 110,00 TL asgari geçim indirimi ve sosyal haklarla çalıştığını, 01.01.2008-06.02.2011 tarihleri arasında iki vardiya halinde haftada 6 gün 08-20 ve 20-08 saatleri arası çalışmakla birlikte fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, 06.02.2011 tarihinden sonra ise üç vardiya halinde haftanın 6 günü günde 8 saat çalıştığını, haftalık 45 saati aşan fazla çalışması olmasına rağmen fazla çalışma ücretinin ödenmediği, tüm genel tatil günlerinde çalıştığını, yine çalışma süresi boyunca yılda 6 pazar günü çalıştığı fakat yine ücretinin ödenmediğini iddia ederek, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, işyerinde 3 vardiya sistemine göre çalışıldığını, İş Kanunu"na ilişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği 10. maddesi hükmü gereği yıllık fazla mesai takip cetveli hazırlanan işyerinde işçilerin imzaları ile yapılan mesailerin kayıt altına alındığını, bu mesai cetvelleri ile bordro ve puantaj kayıtlarının uyumlu olduğunu, yapılan mesailerin bordrolarda gösterilerek davacı işçiye ödendiğini, davacının hafta tatilinde ve genel tatil günlerinde çalışması halinde de ücretinin bordro da gösterilerek ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında tazminat ve alacakların belirlenmesine esas ücret miktarı uyuşmazlık konusudur.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu"nun 401. maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı net 1.120,00 TL ücret aldığını iddia etmiş, davalı ise bordrolarda gösterilen ücretle çalıştığını savunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ücret bordrolarına itibar edilerek davacının net 900,79 TL, brüt 1.260,00 TL ücret aldığı kabul edilmiştir.
Dosyada dinlenen davacı tanığı Hüseyin Sezer davacının ücretinin net 1.200,00 TL"nin üzerinde olabileceğini beyan etmiş, diğer davacı tanığı ve davalı tanıkları ise davacının ücretini bilmediklerini beyan etmişlerdir. Ancak dinlenen tüm tanıklar işyerinde ücretlerin asgari kısmının banka kanalıyla kalanının ise elden ödendiğini açıklamışlardır.
Yukarıda ayrıntılı bir biçimde belirtildiği üzere, kayıtlardaki ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığı durumlarda davacının alabileceği ücretin (emsal ücretin) ne olabileceği ilgili kurum ve kuruluşlardan araştırılmalıdır.
Mahkemece, bu husus dikkate alınmaksızın sonuca gidilmesi hatalıdır.
İlgili kurum ve kuruluşlar ile sendikalardan, davacının alabileceği ücret miktarı sorularak ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelerle bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra ücret miktarının tespiti gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ücretin yeniden belirlenmesi halinde tüm hesaplamaların etkileneceği gözden kaçırılmamalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 25/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.