Dolandırıcılık suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 157/1 (üç kez), 43 (üç kez) ve 52/2 (üç kez) maddeleri uyarınca üç kez 1 yıl 3 ay hapis ve Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair,.... Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2011/489 esas, 2013/439 sayılı karar aleyhine Yüksek ... verilen 08.02.2016 gün ve 430-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/02/2016 gün ve 2016/61296 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
Dosya kapsamına göre; sanığın mağdurlar ile arasında devam eden ilişkide ilk hareketin devamı niteliğinde sayılacak şekilde, kısa zaman aralıkları içerisinde birden fazla haksız yarar sağlaması nedeniyle her bir mağdura yönelik eylemi bakımından tek bir dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeyerek, hakkında verilen cezalarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanarak fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosya kapsamı, sanık savunması ve katılan beyanlarına göre; sanığın, kahvehanede oturan katılanlar Emrullah ve Kemal’in yanına gidip bir süre konuştuğu, işsiz olduklarını öğrenmesi üzerine, kendilerini işe sokabileceğinden bahisle gerekli evrak ve paradan bahsettiği, katılanların kısa bir süre sonra bu durumdan aynı mahallede arkadaşları olan diğer katılan ...’yi de haberdar ettikleri, her üç katılanın aynı anda bir kahvehanede bulunduğu sırada sanık ...’in yanlarına gelerek yine kendilerini işe sokabileceğinden bahisle gerekli evrak ve para miktarını söylediği, sonrasında sanığın katılanlardan ayrı ayrı ortamlarda ve her defasında değişik bahanelerle ilk görüştükleri miktardan daha fazla olacak şekilde para aldığı, Dairemizin 2015/8621 E., 2016/8218 K ; 2015/6246 E. , 2016/2817 K. ; 15. Ceza Dairesinin 2013/26847 E., 2016/3079 K. ; 2014/1715 E. , 2016/6142 K. sayılı ilamlarda da belirtildiği üzere, sanığın tüm katılanlara yönelik aynı anda hileli

harekette bulunması eyleminin tek bir dolandırıcılık suçunun oluşturduğu, paranın sonradan her bir katılandan ayrı ayrı alınmasının ancak zincirleme suç hükümleri bakımından değerlendirilebileceği, dolayısıyla eylemin zincirleme şekilde işlenmiş tek bir dolandırıcılık suçundan ibaret olduğu ve TCK’nın 43. maddesinin (1) ve (2) numaraları bentlerinin ayrı ayrı tatbik edilmesi gerektiği anlaşıldığından bu hususla ilgili olarak da kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın ..."na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na GÖNDERİLMESİNE, 10/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.