3. Ceza Dairesi 2019/2567 E. , 2019/10158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması sureti ile mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1) Sanığın denetim süresinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilirken açıklanan hükümde, Anayasa"nın 141/3, 5271 sayılı CMK"nin 34 ve 230. maddeleri ile Ceza Genel Kurulunun 05/05/2015 tarih ve 2014/145 Esas sayılı kararı gereğince mahkemenin gerekçeli kararında iddia, savunma, tanık beyanları ve diğer deliller somut olarak açıklanarak suçun öğeleri, kanıtlandığı kabul edilen olaylar denetime elverişli şekilde gösterilerek ve deliller tartışılarak, mahkemenin ulaştığı sonucun sanık, mağdur, Cumhuriyet savcısı ve diğer okuyan herkesi tatmin edici nitelikte olması gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yetersiz gerekçe ile karar verilerek, 5271 sayılı CMK"nin 231/11. ve 232/6. maddelerine aykırı davranılması,
2) Mağdur ..."in yaralanmasına ilişkin ... Devlet Hastanesince düzenlenen 20.02.2008 tarihli raporda "Sol oxipitoparietal de yaklaşık 3 cm kesici delici alet yarası, sağ humerus bölgesi ağrılı, sağ ön kol ve sol el 3. parmağın ağrılı olduğu, beyin cerrahi kontrolünün uygun olduğunun" belirtildiği, aynı hastanenin beyin cerrahi uzmanınca düzenlenen kati raporunda ise "Kesici+delici alet yaralanması. Objektif nöropatoloji yok. BTM ile düzelmez" olduğu belirtilmiş ise de; mağdurdaki hangi yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği hususunda açıklık bulunmadığı ve kesici alet yaralanmasının niteliğine için raporun ayrıntı içermediği ve yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilme ihtimali bulunduğundan, mağdurun yaralanmasına ilişkin tüm rapor, grafi ve tıbbi evrakın en yakın adli tıp şube müdürlüğüne gönderilerek, mağdurda meydana gelen yaralanmanın, basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususu kesin olarak belirlendikten sonra, sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Sanık, arkadaşı ve mağdur arasında yaşanan kavgada, taraf anlatımlarının farklılık arzettiği, olayı gören tarafsız tanığın bulunmadığı ve karşılıklı kavga şeklinde yaşanan olayda her iki tarafında yaralandığı gözetildiğinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 - 238 Esas - 367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında da kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda, sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerektiği gözetilmemesi,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 13.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.