Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/20347 Esas 2007/9237 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/20347
Karar No: 2007/9237

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/20347 Esas 2007/9237 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Aile Mahkemesi'nde görülen bir boşanma davasında mahkeme, erkeğin temyiz itirazlarını reddederken kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verdi. Ancak gerekçeli kararda manevi tazminat yönünden hiç hüküm kurulmamıştı. Bu sebeple Yargıtay, kadının temyiz başvurusunu kabul ederek hükmü bozdu ve gerekçeli kararın yeniden düzenlenmesi gerektiğine hükmetti.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 381/2 maddesi
- Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 388. maddesi
- 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı
2. Hukuk Dairesi         2006/20347 E.  ,  2007/9237 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ :Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre kocanın temyiz itirazları yersizdir.
    2-Kadının temyizine gelince;
    Kısa kararda manevi tazminat isteminin reddine karar verildiği halde,gerekçeli kararın hüküm fıkrasında manevi tazminat yönünden hiç hüküm kurulmaması isabetsizdir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise 1. bentte belirtilen nedenle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ..."e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran Besime"ye geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 31.05.2007

    KARŞI OY YAZISI
    Kısa karar ile gerekçeli karar arasında *manevi tazminat konusunda çelişki yaratılmıştır.


    Değerli çoğunluğun kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisine rağmen işin esasının diğer yönlerden incelenebileceğine yönelik düşüncesine katılmıyorum. Dairemin formüle edilmiş ilke kararına göre: “...Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlış da olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.” Dikkat edilecek olursa Dairemin formüle edilmiş ilke kararına göre tefhim edilen kararla gerekçeli kararda aykırılık diğer yönler incelenmeden ve tek başına bozma sebebi olur. Kaldı ki kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bir bozma sebebi sayılır. (l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gerekçesi) l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması görüşü konusunda oybirliği vardır. İçtihadı birleştirme kararına göre yerel mahkeme önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verebilir. Öyle ki hâkim çelişkiyi gidererek davayı görev yönünden ya da hak düşürücü süreden de reddedebilir.
    “Kısa karar ile gerekçeli kararda hükmün herhangi bir bölümü ile ilgili olarak çelişki yaratılması sonucu bozulması, hüküm maddelerinin tümünü ortadan kaldırır. Yeniden verilecek kararda, tüm istek¬ler hakkında yeniden ayrı ayrı karar verilmesini gerektirir. Açıklanan ya¬sal nedenlerle yok hükmünde olan önceki kararın temyiz edilmeyen bölüm¬le¬ri¬nin kesinleştiğine ilişkin görüş anılan inançları birleştirme kararına ay¬kı¬rı¬dır.” (Y2HD, 28.4.1999, 1986-4284) Çelişik kararın gerek tamamının gerekse bir bölümünün temyiz incelenmesine konu yapılması bu sebeple olanaksızdır. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibaret olduğundan değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.