11. Hukuk Dairesi 2018/4317 E. , 2019/5691 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/09/2017 tarih ve 2016/474 E- 2017/343 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/06/2018 tarih ve 2018/73 E- 2018/711 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Migros" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, "M" harfini içeren 2013/20115, 2012/70118, 2010/42009, 2010/42008, 2009/34891, 2009/34890, 2009/34889, 2009/34888, 1999/20480, 2009/34886, 2009/34894, 1999/20483, 1999/12650, 1998/14122, 176233, 1777906, 1998/14121 sayılı seri markalarının bulunduğunu, davalının 05.03.2013 tarihinde, görsel ve konsept olarak müvekkilinin markaları ile son derece benzer olan "M" harfi ve "big m alışveriş merkezi tam cebinize göre" ibareli 29, 30 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2013/20115 kod numarası verilen başvuruya müvekkilinin kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak yaptığı itirazın, davalı TPMK YİDK tarafından 2016/M-10807 sayılı kararla kısmen kabul edildiğini, oysa kısmen red kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden de "M" harfinin müvekkili markaları ile tertip tarzı itibariyle ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, kapsamlarında yer alan ürün ve hizmetler itibariyle ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmayacağını, her iki markanın anlamsal, görsel ve biçimsel farklılığının ilk bakışta anlaşıldığını, yazım biçimi itibariyle ve bütünsel olarak başvuru konusu işaretle davacı markaları arasında belirgin farklılık bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının özel düzenlenmiş "M" harfini içeren markalarının tanınmışlık vasfının da bulunduğu, davalının 2013/20115 sayılı başvurusunun, kenarları kırmızı çizgilerle belirginleştirilmiş, kare içerisinde üst kısmında siyah renklerle "big M", onun hemen altında kırmızı zemin üzerine beyaz renkle yazılmış "ALIŞVERİŞ MERKEZİ" ibaresini ve en altta da siyah renkle "Tam Cebinize Göre" sözcüklerini içerdiği, başvuru konusu işarette asıl ve ayırt edici unsurun "big M" ibaresinden oluştuğu, zira ilk bakışta göze çarpan unsurun bu olduğu, esasen "ALIŞVERİŞ MERKEZİ" ve "Tam Cebinize Göre" ibarelerinin sunulan ürün ve hizmetlere göre tanımlayıcı nitelikte oldukları, "big M" ibaresindeki "big" sözcüğünün "büyük" anlamına geldiği, bu haliyle asıl ve ayırt edici unsurun "büyük m" olarak anlamlandırıldığı, davacı markaları ile başvuru konusu işaretin aynı türden ürün ve hizmetleri içerdikleri, yargılama konusu bakımından davalının başvuru konusu işaretinin, tanınmış davacı markasıyla ilişkilendirilme ve bu vesile ile onun tanınmışlığından haksız yararlanma sağlayabileceği, başvuru konusu "big m alışveriş merkezi tam cebinize göre" ibareli işaret ile davacının "M" ibare ve biçimli markalarının, düzenleme biçimi ve renklendirme itibariyle anlamsal, görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba bakımından, ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzer olduğu, davacının "M" ibareli markalarının uzun yıllardır kullanıldığı, davacının fiilen kullanılan markalarının kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilişkilendirilmesi kaçınılmaz nitelikteki 28, 30 ve 35. sınıf mal ve hizmetler için başvurunun tescilinin, davacının markalarının elde ettiği bilinirlikten haksız yararlanma sağlayabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK"nın 2016/M-10807 sayılı kararının, davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2013/20115 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı Kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Kurum"dan alınmasına, 23/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.