12. Ceza Dairesi 2017/3538 E. , 2020/4195 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, Kamu malına zarar verme
Hüküm : Her iki suçtan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve kamu malına zarar verme suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Katılan vekilinin kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; Kültür ve Turizm Bakanlığının, kamu malına zarar verme suçu nedeniyle açılan davalara katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmaması karşısında; ... vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Katılan vekilinin 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Suç tarihinde, sanıkların Olympos Mevkiinde kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yaptıklarından bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamı itibariyle olay yerinde yapılan incelemelerde, suça konu kazı çukurlarının yeni kazılmış olup olmadığının, bu kapsamda çukurlardan çıkan toprağın nemli ve taze nitelik taşıyıp taşımadığının, sanığın üzerlerindeki giysilerin kazı yaptığına delalet edecek şekilde tozlu ya da çamurlu vaziyette olup olmadığına dair herhangi bir tespitin yapılmamış olması, kazmaya yarayacak herhangi bir aletin ele geçirilmemesi, kolluk kuvvetlerince sanığın kazı yaparken görüldüğüne dair herhangi bir tespitin bulunmaması, tanığın sanıkları kazı yaparken gördüğüne dair görgüye dayalı bilgisinin bulunmaması karşısında sanıkların savunmalarında kazı yapmadıklarına yönelik birbirleriyle uyumlu savunmalarının aksine kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yaptıklarına ve atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delilin bulunmadığı dikkate alınarak haklarında beraat kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 01/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.