15. Hukuk Dairesi 2016/3280 E. , 2016/4558 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin ifası sırasında elektrik çarpması sonucu vefat eden yüklenicinin mirasçılarınca açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; davacıların davalı ... ile iş sahibi şirket ortakları hakkında verilen karara yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacıların murisinin serbest elektrik ustası olduğu, davalı şirketin beton şantiyesinden geçen üç adet demir elektrik direğindeki özel elektrik hattının bakım ve onarımı işini yaptığı sırada direk üzerinde çalışırken elektriğe çarpılarak düşüp vefat ettiği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemenin, yüklenici muris ile iş sahibi arasında 818 sayılı TBK"nın 355. ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu nitelendirmesi de isabetlidir. Bu nedenle uyuşmazlığa iş hukuku prensiplerinin uygulanması mümkün değildir.Eser sözleşmesinde yüklenici yaptığı işin uzmanı olup sonucun gerçekleşmesini taahhüt eder. İş sahibinden talimat almaz ona karşı bağımsızdır.Yanında işçi çalıştırıyorsa işçisine karşı işveren durumundadır. Dolayısıyla eser sözleşmesinde yüklenici iş yerinde tüm tedbirleri almak ve bu konuda denetimi sağlamak yükümlülüğü altındadır. İşsahibinin ise böyle bir yükümlülüğü yoktur. İş sahibi ancak hile veya ağır kusurundan sorumludur.
Mahkemece bu olayla ilgili olarak ... Asliye Ceza Mahkemesi"nde açılan 2010/597 Esas sayılı ceza davasında alınan bilirkişi raporunda murisin tam kusurlu bulunması nedeniyle verilen beraat kararının maddi olgu olarak hukuk hakimini bağlıyacağı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; ceza mahkemesi kararına esas alınan bilirkişi kurulu raporunda müteveffa ile iş sahibi arasında kusur paylaşımı yapılırken, eser sözleşmesine ilişkin mevzuat hükümleri değil, İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü hükümleri esas alınmıştır. Bu yönüyle yukarıda gösterilen esasları değerlendirmeden verilen ve mahkemece hükme esas alınan rapor hüküm kurmaya elverişli kabul edilemez. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi hükmü gereğince, ceza mahkemesinin
mahkumiyet kararı, kusurun takdiri ve zarar tutarının saptanması konusunda hukuk hakimini bağlamaz ise de; mahkumiyet kararı, eylemin haksızlığını değerlendirmede hukuk hakimini bağlayıcı olur. Aynı Kanun"un 355 ilâ 371 arası maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre, zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici kusurunun tespitinde, iş güvenliği mevzuatından da yararlanılması olanaklıdır. Ancak; sadece bu mevzuata göre yüklenicinin kusuru belirlenemez. Çünkü, yüklenici işinin uzmanı sayılan, sorumlu meslek adamıdır. Eser sözleşmesi ile yüklendiği edimini yerine getirirken veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerekli tüm tedbirleri, yüklenici almakla ödevlidir. Yüklenici, işçi sayılamayacağından iş sahibinin denetimine tâbi değildir. Yüklenicilerin, iş sahibine karşı Borçlar Kanunu’nun 357. maddesi hükmünden kaynaklanan sadakat borcu ve aynı Kanun"un 356. maddesi hükmüne dayalı özen borcu söz konusudur. Borçlar Kanunu’nun 356. maddesi hükmüne göre, yüklenicinin sorumluluğu, aynı Kanunu"nun 321. maddesinde belirtilen işçinin hizmet akdindeki sorumluluğu gibidir. Ancak, iş sahibine nazaran bağımsız çalışması, işin ehli olması da gözönünde bulundurularak sorumluluğu hizmet akdine göre çalışan işçiye nazaran daha ağır kabul edilmektedir. İş sahibinin zarara uğramasına neden olmaktan kaçınması, yüklenicinin “özen borcu” kapsamındadır. Açıklanan bu hukuksal sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir. Bu nedenle yanlar arasındaki uyuşmazlıkta yukarıda değinilen ilkelerin ve düzenlemelerin gözönünde bulundurulması zorunludur.
Somut olayda da; davacıların murisi serbest elektrik ustası sıfatıyla işi üstlendiği ve işin yapımı sırasında düşerek vefat ettiği anlaşıldığından, mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan eser sözleşmesi hükümlerine göre tarafların kusurunu değerlendirilmeli ve alınacak rapora varsa itirazlar konusunda da ek rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmelidir. Eser sözleşmesi hükümleri değerlendirilmeden, sonuca varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacıların temyiz itirazların kabulüyle temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.