3. Hukuk Dairesi 2017/6311 E. , 2019/2734 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı 26.09.2013 tarihinde açtığı işbu dava ile ; davalılar ... ve ... ile aralarında 10.02.2009 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, ilgili kamu kurum ve kuruluşlardan gerekli resmi izin belgeleri alınarak diğer davalı ..."na teslim edildiğini ve sonrasında da yasal olarak ticari faaliyete başladığını, çalışmaya başladıktan 3 ay sonra kiracı olarak bulunduğu dükkanın İmar Yasası"nın 32. maddesine aykırılık nedeniyle 23.06.2009 tarihinde mühürlendiğini,24.09.2009 tarihinde de yıkım nedeniyle kiralanan taşınmazda bulunan tüm mutfak araç ve gereçlerini teslim aldığını, dükkanın mühürlenip kapatılması üzerine ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2009/280 D.iş sayılı dosyası ile işlemin iptalinin istendiğini, yargılama sonucunda mahkemenin yapılan mühürleme işleminin iptaline karar verdiğini, iş yapılan kısa süre içerisinde dahi birçok şirketin yemek ihtiyaçlarını her gün ve düzenli olarak karşıladığını ancak davalıların haksız eylemleri sonucu bu kazancından mahrum kaldığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalması koşulu ile şimdilik 9.000,00TL alacağın 23.06.2009 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... davanın reddini dilemiş , diğer davalı ... ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia olunan haksız fiilin meydana geldiği tarihin, projesine aykırı şekilde yapılan tamirat nedeniyle kiralananın mühürlendiği tarih olan 02/07/2009 olup, bu tarih itibariyle davacının haksız fiil nedeniyle doğan zararı ve faili öğrenmiş olacağı, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 60. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren bir yıl içinde davanın açılması gerektiği ancak dava tarihi itibariyle bir yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Davacının davalılardan ... Belediyesi"ne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bir kamusal görevin kusurlu tertibi, yanlış düzenlenmesi kötü yürütülmesi sonucunda doğan zarar, hukuki nitelikçe hizmet kusurundan doğan zarar niteliği taşımaktadır.
İdare’nin işlemi ya da eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden dikkate alınır. Açıklanan nedenle adı geçen davalı yönünden yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmiş olması doğru değildir.
2-)Davacının davalılar ... ve ..."e ilişkin temyiz itirazlarına gelince ;
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Davacı ile davalılardan ... ve ... arasında kira ilişkisi bulunmakta olup işbu taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Dava, 26.09.2013 tarihinde 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre adı geçen davalılara yönelik istem bakımından görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalılar ... ve ... "e ilişkin talep hakkında davanın tefriki ile sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken ,bu yön gözardı edilerek adı geçen davalılar hakkında da yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 no"lu bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.