Esas No: 2020/3607
Karar No: 2021/3902
Karar Tarihi: 18.11.2021
Danıştay 13. Daire 2020/3607 Esas 2021/3902 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3607
Karar No:2021/3902
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...Asfalt Maden İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Karayolları Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü'nce 04/12/2019 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen "(Eskişehir-Sarıcakaya) Ayr. Sakarıılıca-Mihalgazi İl Yolu Km:0+000-24+500 Arası Yol Yapımı Toprak Tesviye, Sanat Yapıları, Köprüler ve Üstyapı Yapılması İşi" ihalesi üzerinde kalan davacı şirket tarafından, ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve ... Yapı Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. iş ortaklığınca anılan ihaleye yönelik olarak yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu'nun (Kurul) 10/06/2020 tarih ve 2020/UY.II-1054 sayılı kararının, eşit muamele ilkesi yönünden inceleme yapılmadığı ileri sürülerek iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan menfaat ihlâlinin doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlandığı, menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerektiği, menfaat ilişkisinin varlığının ve sınırlarının her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirleneceği, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceği, davacı şirket tarafından, aşırı düşük teklif açıklamaları idare tarafından uygun görülmeyen diğer isteklilerin belgelerine yönelik olarak da değerlendirme yapılarak itirazen şikâyet başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği iddia edilmekteyse de, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabileceklerin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunmaları gerektiği, şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularının, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yolları olduğu, davacı şirket tarafından aşırı düşük teklif açıklamaları uygun görülmeyen diğer istekliler hakkında şikâyet veya itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmadığı, aksine aşırı düşük teklif açıklaması idarece yerinde görülmeyerek teklifi değerlendirme dışı bırakılan ve bu kapsamda idareye ve Kamu İhale Kurumu'na şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunan dava dışı iş ortaklığının, söz konusu başvurularının reddedilmesi üzerine verilen karara karşı bakılan davanın açıldığı, bu durumda, dava konusu işlemin davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusu üzerine tesis edildiğinden ve ihale davacı şirket uhdesinde bırakıldığından davacı şirketin bu davayı açmakta meşru ve güncel bir menfaatinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, uyuşmazlığa konu ihalenin uhdesinde kaldığı, dava konusu Kurul kararının iptaline karar verilmesi hâlinde menfaatlerinin ihlâl edileceğinin açık olduğu, dava konusu işlem bakımından ehliyetli olmadıkları yönünde verilen kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, itirazen şikâyet incelemesinin eşit muamele ilkesi uyarınca tüm istekliler bakımından yapıldığı ve bu durumun davacı tarafından bilinmesi gerektiği, şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunun amacının ihale sürecinin bir an önce bitirilmesi olduğu, hiçbir şikâyet başvurusu olmayan istekliler tarafından ihale sürecinin uzamasına yol açabileceği, eşit muamele ilkesi yönünden yapılan incelemede hukuka aykırılık tespit edilmemesi hâlinde kararda bu duruma yer verilmediği, ayrıca idareye şikâyet edilmemesi hâlinde Kamu İhale Kurumu'nun Kanun'daki yetkisini aşar şekilde inceleme gerçekleştiremeyeceği, aksi hâlde ihsası rey olarak algılanabileceği ve idarenin takdir yetkisini kaldıracağı, davacı şirketin dava açmakta menfaati olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Karayolları Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü'nce 04/12/2019 tarihinde açık ihale usulüyle ...ihale kayıt numaralı "(Eskişehir-Sarıcakaya) Ayr. Sakarıılıca-Mihalgazi İl Yolu Km:0+000-24+500 Arası Yol Yapımı Toprak Tesviye, Sanat Yapıları, Köprüler ve Üstyapı Yapılması İşi" ihalesi gerçekleştirilmiş, anılan ihale davacı şirketin uhdesinde kalmıştır.
Dava dışı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. - ... Yapı Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. İş ortaklığının teklifinin değerlendirme dışı bırakılması üzerine 01/04/2020 tarihinde anılan istekliler tarafından idareye şikâyet başvurusunda bulunulmuş, idarenin 10/04/2020 tarihli işlemiyle şikâyet başvurusu reddedilmiştir.
Anılan şirketler tarafından, şikâyet başvurusunun reddi işlemine karşı 20/04/2020 tarihli dilekçeyle Kamu İhale Kurumu'na itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur. Kamu İhale Kurulu'nun dava konusu 10/06/2020 tarih ve 2020/UY.II-1054 sayılı kararıyla itirazen şikâyet başvurusunun reddine karar verilmesi üzerine davacı şirket tarafından, Kurul tarafından, eşit muamele ilkesi yönünden aşırı düşük teklif açıklaması sunan tüm isteklilerin belgeleri incelenerek karar verilmesi gerekirken, bu yönden inceleme yapılmaksızın eksik incelemeyle karar verildiği ileri sürülerek bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 36. maddesinin 1. fıkrasında, “Herkes meşru bütün vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak, iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”; 40. maddesinin 1. fıkrasında, “Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir”. kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davaları, idarî işlemler hakkında menfaatleri ihlâl edilenler tarafından, tam yargı davaları da idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temel hak ve hürriyetlerden biri olan “hak arama hürriyeti”ni düzenleyen Anayasanın 36. maddesi, hukukî uyuşmazlıklarda iddia ve savunmada bulunma hakkının dayanağını oluşturmaktadır. Bu madde ile sadece savunma hakkı değil, aynı zamanda iddia hakkı da teminat altına alınmıştır. İddia ve savunma hakkı, iki ayrı hak niteliği taşımakla birlikte, birbiriyle olan sıkı ilişkisi nedeniyle birlikte ele alınmaktadır. Anayasanın 36. maddesi 40. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde, hak arama hürriyetinin idarî başvuru yollarını da kapsadığı açıktır. Hak arama hürriyeti, kişinin hakkı olanı elde etme ve haksızlığı giderme amacıyla tüm hukukî yollardan yararlanması hakkını içermekte, etkin başvuru hakkını kullanarak iddialarının incelenmesi ve hukuka aykırılığın giderilmesi için idarî makamlara ve yargı organlarına başvuruyu teminat altına almaktadır. Anayasada yer alan temel hak ve hürriyetlerin, Anayasanın 13. maddesi uyarınca özüne dokunulmaksızın ancak kanunla sınırlandırılması mümkün olduğundan, hak arama hürriyetinin sınırlarının kanunla belirlenmesi ve kanunda yer almayan nedenlerle bu temel hakkın ve aynı kapsamdaki idareye etkin başvuru hakkının kanundan başka düzenlemeler ve uygulamalarla sınırlandırılmaması gerekir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, "idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan" davalar olarak tanımlanmaktadır. Objektif ehliyet, taraf ehliyeti ve dava ehliyeti olarak medeni kanundaki hak ehliyeti ile fiil ehliyetine tekabül etmektedir. Sübjektif ehliyet ise 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan “menfaatleri ihlâl edilenler” ifadesi ile tanımlanmış, ancak daha detaylı bir şekilde yargı içtihatlarıyla somutlaştırılmıştır. Öğreti ve Danıştay içtihatları uyarınca davacının sübjektif ehliyetinin var olabilmesi için dava konusu idari işlemin davacının meşru, güncel ve kişisel bir menfaatini ihlâl etmiş olması aranmaktadır. (Bahtiyar Akyılmaz, Murat Sezginer, Cemil Kaya, Açıklamalı-İçtihatlı İdari Yargılama Hukuku, 1. Baskı, Ankara, Savaş Yayınevi, 2019, s. 559.)
Davacı şirket, ihale sonucu ihale uhdesinde kalan şirkettir. İhale sonucu ihale uhdesinde kalan şirket ile ihaleyi gerçekleştiren idare arasında sözleşme ilişkisi kurulacak olup sözleşmeden doğan borçların ifası aşamasına geçilecektir. Bu nedenden ihale sürecine ilişkin olarak diğer isteklilerin şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularının her iddia yönünden eksiksiz bir şekilde incelenerek ve hukuka uygun şekilde reddedilmesinin ileride açılması muhtemel davaların önlenmesini ve davacı şirketle sözleşme akdedilmesini sağlayacağı açıktır.
Bu durumda, davacı şirketin, dava dışı istekliler tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusunun, eşit muamele ilkesi uyarınca, aşırı düşük teklif açıklamasında bulunan tüm isteklilerin aynı nitelikteki belgeleri de incelenmek suretiyle reddedilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar alındığı ileri sürülerek alınan Kurul kararının iptalini istemesinde menfaatinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 18/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.