11. Hukuk Dairesi 2018/4250 E. , 2019/5686 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 10/05/2018 tarih ve 2017/732-2018/294 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı bankanın ... Şubesi"ne talimat vererek diğer davalı ..."in müvekkilinden aldığı çek bedelinin ödenmesini istediğini, davalı ..."in davalı bankadan söz konusu çek bedelini tahsil ettiğini ancak bankanın müvekkili talimatına aykırı biçimde ödeme yaparken çek aslını teslim almadığını, davalı ..."in elinde kalan çeki tekrar tedavüle çıkarttığını, müvekkilinin bu nedenle aynı çek yaprağı için ikinci ödemeyi yapmak zorunda kaldığını, ikinci ödemeye basiretli tacir gibi davranmayan davalı Banka"nın yol açtığını ve diğer davalının da bu ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini, ikinci kez tedavüle çıkan çeke davalı banka tarafından karşılıksız şerhinin işlenmesi, müvekkilinin Merkez Bankası nezdinde tutulan kara listeye alınması ve bu çeke dayalı olarak icra takibi başlatılması karşısında müvekkilinin ticari itibarının da sarsıldığını ileri sürerek, çek bilgilerinin kara listeden kaldırılmasına, 88.500,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Banka vekili, davacının talimatı üzerine çek bedelinin diğer davalı ... adına havale edildiğini, bankanın Konya Karatay Sanayi Sitesi Şubesi tarafından havale tutarı olarak 75.000,00 TL"nin davalı ..."e ödendiğini, davacı tarafından verilen havale talimatının çek istirdadı şartına bağlı bir havale niteliğinde olmadığını, çekin şubeye ibraz edilmesi kaydını taşımadığını, sadece çek bedeline karşılık olmak üzere havale talimatı verildiğini, havalenin çekin ibrazı ve istirdadı ile ödeneceği yönünde ayrıca ve açıkça verilmiş bir talimatın bulunmaması nedeniyle bankanın herhangi bir kusurunun olmadığını, davaya konu olayın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, maddi tazminat talebine ilişkin mahkemece verilen 11.12.2014 tarih, 2014/916 E., 2014/461 K. sayılı hükmün bozma kararı dışında kalarak kesinleştiği ve bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığı, öte yandan Türkiye Bankalar Birliği yazısına göre çekin keşide tarihine göre davacı hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığının bildirildiği anlaşılmakla bu taleplerinin reddinin gerektiği gerekçesiyle davacının maddi tazminat davası sonunda mahkemece verilen 11.12.2014 tarihli hüküm bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının çek bilgilerinin kara listeden silinmesi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava bedeli ödenen çekin davalıların kusurlu eylemleri sonucu ikinci kez tedavüle çıkartılması ve bankaya ibrazı üzerine karşılıksızlık şerhinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle davacının maddi tazminat istemine dair verilen hüküm bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının çek bilgilerinin kara listeden silinmesi ve manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş ise de, bozma sonrası Türkiye Bankalar Birliğine yazılan müzekkereye verilen ve hükme esas alınan cevapta, dava konusuyla alakasız olarak 28.02.2008 ila 28.04.2008 tarihleri arasında davacı hakkında mahkemelerce verilmiş olan çek hesabı açma yasağı bulunmadığı bildirilmiştir. Şu halde, mahkemece davaya konu çekin karşılıksızdır şerhi vurulmuş halinin bir örneği de eklenerek çekin ikinci kez ibrazında vurulan karşılıksızdır şerhinden kaynaklanan bankalar nezdinde herhangi bir yaptırım veya kara listeye alma gibi uygulamanın yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa hangi tarihler arasında ne gibi kısıtlamaların uygulandığı sorulup sonucuna göre yapılacak bir değerlendirmeyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.