BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/693 Esas 2019/157 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2016/693
Karar No: 2019/157
Karar Tarihi: 06.03.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/693 Esas 2019/157 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/693 Esas
KARAR NO : 2019/157
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/06/2016
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların aralarında 02/01/2014 tarihli hizmet ve depolama anlaşmasını yaptıklarını, bu sözleşmenin süre ile ilgili 6. maddesinde, sözleşme bitiminden evvel 30 gün önce taraflar bildirimde bulunmadıkları takdirde sözleşmenin 1 yıl süre ile uzayacağının belirtildiğini, 02/01/2015 yılında sözleşme süresi dolduğundan, davalının teklif ettiği fiyat artışı kabul edilerek 02/01/2016 tarihine kadar ikinci defa uzadığını, 02/01/2016 tarihinden sonraki dönem için fesih yolunda bildirimde bulunulmadığından sözleşmenin tekrar 02/01/2017 tarihine kadar uzadığını, bu sürede fiyat uygulaması ile ilgili karşılıklı elektronik posta yolu ile karşılıklı teklifler sunulduğunu, ilk olarak 26/11/2015 tarihli elektronik posta ile depolama ücretinin 10.000,00 TL + KDV olarak teklif edildiğini, bu teklif çok yüksek olduğundan taraflarınca kabul edilmediğini, sözleşme devam ederken ve 2016 yılı, Ocak ve Şubat faturaları sözleşmede kararlaştırılan fiyatlardan gönderilirken, Mart ayından itibaren, minimum, 6.700,00 TL depolama ücreti kesileceğinin davalı tarafça bildirildiğini, Mart ayı faturasının farklı fiyatlardan hesaplandığını ve taraflarınca faturanın kabul edilmediğinin iade edildiğinin bildirildiğini, Ocak ayında hesaplanan desiye göre 1.308,00 TL depolama min. 6.700,00 TL ile karşılaştırıldığında %412,23'lük bir artış yapıldığını, Şubat ayındaki hesaba göre 1.041,00 TL'den 6.700,00 TL ye %543 artış olduğunu, başka iki firma, ... ve ...'dan alınan tekliflerde bile istenen bedelin yarısına tekabül eden fiyatlar verildiğini, bu fiyatların kabul edilmediği belirtildiğinde davalı şirket yetkililerinden,... tarafından 25 Mart 2016 tarihli mail ile zarar eden bir hizmetin sağlanmayacağının ve şartlar kabul edilmediği takdirde Nisan ayı sonuna kadar hizmet vermeye devam edileceğinin bildirildiğini, bu mail sonrası karşılıklı mail yazışmalarının başladığını, Mayıs ayında görüşmeler yapıldığını ve bir sonuç alınamadığını, davalı şirkete bu durumda deponun boşaltılacağının bildirildiğini, 02 Haziran 2016 tarihli yine, ... tarafından atılan mail ile yılbaşından itibaren talep edilen bedel üzerinden ödeme yapılmadığı takdirde hizmetlerin dondurulacağının bildirildiğini, 03 Haziran 2016 tarihli mail ile yine zor durumun anlatıldığını, bu tarihten sonra müvekkili şirketçe müşterilerine gönderilmesi gereken malların davalı tarafından verilmediğini ve alıkonduğunu, müvekkili şirkete zarar verildiğini, davalıya 08/06/2016 günü ... 18. Noterliğinden ... yevmiye no ile ihtarname çekilerek kendilerine deponun tahliye edileceğinin bildirildiğini, 2.100,00 TL eski fiyata %100 zam uygulanarak hesaplanan paraların davalıya gönderildiğini, 09 Haziran 2016 tarihli davalı yetkilisi, Nilgün Keleş tarafından atılan mail ile fiyatlandırmada tekrar Ocak ayına dönülerek, Ocak itibariyle bedellerin ödendiği takdirde hizmetlerin aksamayacağının belirtildiğini, yine davalıya 09 Haziran 2016 tarihli mail atılarak siparişlerin verilmesinin talep edildiğini, 10/06/2016 tarihinde borç bildirimi sonucu yine aynı gün saat 16:39'da bildirilen 39,246,40 TL'nin davalıya gönderilmesi ile sipariş konusu malların serbest bırakıldığını, aynı gün davalı tarafından ... 5. İcra Müdürlüğü'nün... esas sayılı numarası ile 29.549,69 TL tutarında icra takibi yapıldığını, sözleşme şartlarına göre Haziran 2016 sonu itibariyle hesaplanan ve ödenmesi gereken depolama bedelinin 37.053,18 TL olduğunu, tüm yaşananlar sonrası sözleşme, depolama fiyatlarının fahiş ve emsallerinden çok farklı miktarlarda artırılarak mallara el konulması sonucu daha fazla zarar görmemek amacıyla talep edilen ücretlerin dava hakları saklı tutularak ödendiğini ve fazla ödenen miktarın geri ödenmesi konusunda işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin reeskont faizi ile davalıdan istirdadına, haksız ve kötüniyetle işbu davanın açılmasına sebep olan davalı aleyhine dava konusu alacak tutarının %20 sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında 02/01/2014 tarihinde depolama ve buna ilişkin verilecek hizmetlerle ilgili sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 5.a maddesi uyarınca anlaşma fiyatlarının 1 yıl süre ile geçerli olacağını, 2015 yılında da aynı fiyatlarla hizmet verildiğini, 02/01/2014 tarihinde davacı firma ile yapılan sözleşmede belirtilen fiyatların davacının projesinin yeni başlamasına istinaden çok özel bir şekilde düşük tutulduğunu, zararına maliyetlere davacı ile olan iş birliğinin sıhhati ve geleceği için 2 yıl boyunca hizmet verildiğini, fakat davacı şirketin hedeflediği satış cirolarını gerçekleştirememesi, kullanılan alan, eleman ve ekipman maliyetlerinin çok altında hizmet bedeli kesilmesi ve müvekkili şirketinin zarara katlanmasına tahammülünün kalmaması sebebiyle müvekkili şirket tarafından davacı şirkete 26/11/2015 tarihli mailde ücret artış isteminin yazılı olarak tekrarlandığını, bu şartlarda daha fazla çalışılamayacağınının açıkça ifade edildiğini, ancak buna rağmen ısrarla kendi istediği fiyattan hizmet almak isteyen davacının fazla ödeme yaptığı iddiası ile iş bu davayı açtığını, davacının bir takım sebepler ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti talepli olarak menfi tespit davası ikame ettiğini, ancak İİK'nin 72. maddesi uyarınca menfi tespit davasının açılabilmesi için borçlu olmadığını iddia eden tarafın ödemeyi gerçekleştirmemiş olması gerekmekte olduğunu, ödeme yapıldıktan sonra menfi tespit davasının açılamayacağını, açılırsa davaya istirdat davası olarak devam edileceğini, dolayısıyla işbu davanın usul yönünde reddinin gerektiğini, davacının yapmış olduğu 39.246,40 TL'nin ödendiğini gösterir havale ve EFT dekontlarının dilekçeleri ekinde olduğunu, huzurdaki davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydı ile belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılamayacağını, talep konusu miktarın belirli ve tartışmasız olduğunu, kısmi dava açılmasında hukuki bir yarar olmadığını, hukuki yararın dava şartı olduğunu, mahkeme tarafından davacıya bu konuda süre verilmesi aksi takdirde davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili maddeleri gereği belirlenen fiyatların sadece 1 yılı kapsadığını, ancak sözleşmenin 2 yılı aşmış olmasına rağmen davacı tarafın herhangi bir ücret artışına olumlu bakmadığını, ücret artış isteminin yazılı olarak davacıya bildirildiğini ancak davacı bu artışı kabul etmediği için de sözleşmenin feshedildiğini, müvekkili ile yapılan sözleşmenin süreli bir sözleşme olduğunu, süresi biten sözleşme nedeniyle müvekkilinin fiyatı serbestçe belirleme yetkisinin olduğunu, müvekkilinin sözleşme sonrası dönemde uyguladığı cari fiyattan depolama ücretlerini belirleme yetkisine sahip olduğunu, ancak davacı tarafın ısrarla müvekkilini eski fiyatlardan mal depolamaya zorladığını, ısrarla sözleşmeyi devam ettirmeye çalıştığını ve mallarını teslim almadığını, hatta sanki sözleşme varmış gibi Haziran ayında müvekkiline ihtarname gönderdiğini, ihtarnamede Mayıs Haziran faturalarının 2.100,00 TL'den kesilmesini deponun da Haziran sonu boşaltılacağını bildirdiğini, oysa ki müvekkili davalı tarafından gönderilen ihtarnamede sözleşmenin feshedildiğinin ve malların en geç 31/03/2016 tarihinde teslim alınmasının, teslim tarihine kadar ücretlendirmenin genel depolama tarifesine göre ücretlendirileceğinin ihtar edildiğini, ayrıca davacı dilekçesinde daha düşük fiyatlar da depolama hizmeti bulduğunu, davcının tacir olduğunu ve basiretli bir tacir olarak hareket etmesi gerektiğini, oysa ki davacının, kendi belirlediği fiyat ile uygulanan fiyat arasındaki farkı işbu davanın konusu yaptığını, ancak ödenen bir bedelin iadesinin haksız iktisap halinde söz konusu edileceğini, dava konusu olayda, haksız iktisap şartlarının söz konusu dahi olmadığını, davacının talebinin yasal hiçbir dayanağının da olmadığını, davacı, müvekkili şirketin açmış olduğu icra takibine ilişkin kötü niyetli olduğunu iddia etmiş ise de müvekkili şirket tarafından açılan ... 5. İcra Müdürlüğünün ... esas numaralı dosyasının 10/06/2016 tarihi saat 15:31'de açılmış olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirketin haricen hesabına yapılan ödemenin 10/06/2016 günü saat 16:39'da yapıldığını, dolayısıyla dava dilekçesinde bahsedildiği gibi bir kötü niyetin söz konusu olamayacağını, müvekkilinin haklı bir takip yaptığını, taraflarınca icra takibinin haricen yapılan ödemeden daha önce tarihli açıldığı konusunda uyuşmazlık olmadığını, bu nedenle takip masrafları, faiz, icra giderleri ve takip vekalet ücretine hak kazanıldığını, davacı/karşı davalı tarafından takibe itirazın taraflarınca kabul edilemez olduğunu, bu nedenle karşı dava olarak, davacının itirazlarının talepleri kapsamında iptalinin gerektiğini beyanla işbu nedenle asıl davanın reddi karşı davanın kabulüne, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı şirketin malları depoda tutmasından sonra müvekkili ile devamlı değişen alacak tutarının belirlenmesi ve ödenmesi için atılan maillerden sonra en son 10/06/2016 günü atılan mail ile 37.745,35 TL'nin ödenmesinin talep edildiğini, daha sonra telefon konuşmasında ise 39.246,40 TL ödeme talep edildiğini ve bu miktarın ödendiğini, ödenecek paranın dayanağını görmek için hesap ekstresinin 12:57'de talep edildiğini, talebe 14:35'de cevap verildiğini, müvekkilinin aynı gün saat 15:39'da ödeme yaptığını, davalı-karşı davacının 10/06/2016 tarihinde mesai bitimine kadar beklemesi ve banka hesabını kontrol ettikten sonra ertesi gün icra takibi başlatması gerekirken aynı gün 15:31'de aynı miktarı icraya koyarak takip açtığını, davalının ödeme miktarı netleştirilirken takip açmasının kötü niyetli olduğunu, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle vekalet ücreti ve masrafların talep edilmesinin hukuki dayanağının olmadığından bahisle karşı davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, ödenen bedelin istirdadı, karşı dava icra takibinde ödeme yapılan tarihe kadar işleyen faiz ve masraflara ilişkindir.
... 5. İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı aleyhine 10/06/2016 tarihinde 28.142,56 TL asıl alacak ve 1.407,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.549,69 TL'nin tahsilinin talep edildiğini, davacı-karşı davalı tarafından 10/06/2016 tarihinde 39.246,40 TL'yi davalı-karşı davacının banka hesabına ödediği, davacı-karşı davalının ödenen miktarın fahiş ve haksız olduğundan bahisle istirdadının talep edildiği, davalı-karşı davacı tarafından ise icra takibi başlatıldıktan sonra ödeme yapıldığından bahisle icra takibinde işleyen feri ve takip masraflarının talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya tarafların iddia ve savunmaları kapsamında rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; tarafların incelemeye esas ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 31/03/2016 tarihinde feshedildiğini, davacı-karşı davalının depodan mallarını 30/06/2016 tarihinde boşalttığını, fesih tarihine kadar 2016/Ocak, Şubat ve Mart ayları için sözleşme birim fiyatları emsal alınarak, fesih tarihinden deponun fiilen boşaltıldığı 30/06/2016 tarihine kadar da 2016/Nisan, Mayıs, Haziran ayları için davacının kabulünde olduğu anlaşılan 2.100,00 TL fiyatından az olmamak üzere alınan tekliflerle hesaplanan rayiç bedellerden hesaplanması gerektiğini, buna göre toplam depo ücretinin 9.689,70 TL olarak hesaplandığını, davalı-karşı davacının 39.901,02 TL tutarında fatura tanzim ettiği dikkate alındığında 30.211,32 TL fazla ödeme olduğunu tespite beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, dosyaya celp edilen emsal ücretler ile taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda heyetten ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; ...'dan gelen yazı cevabına göre 31/03/2016 tarihinden deponun fiilen boşaltıldığı tarihe kadar yapılan hesaplama neticesinde davacı-karşı davalıdan 30.036,04 TL, ...'dan gelen yazı cevabına göre ise 27.627,88 TL fazla tahsilat yapıldığını, karşı dava yönünden talebin ise tamamen Mahkememizin takdirinde olduğunu beyan etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili 23/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ederek eksik harcını ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalıya depolama hizmetinin verilmesini konu alan depolama sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin süre ve fesih başlıklı 6. maddesine göre 02/01/2014 ila 02/01/2015 tarihleri arasında geçerli olduğu, aynı maddeye göre sözleşme bitiminden 30 gün önceden taraflarca yazılı olarak bildirimde bulunulmadığı takdirde bir yıl süre ile uzayacağı, sözleşme ekindeki belge ile aylık depolama ücretinin belirlendiği, davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalıya gönderilen 26/11/2015 tarihli mail ile aylık depolama bedellerinin 2016 yılı için 10.000,00 TL olacağının bildirildiği, bu aşamada taraflar arasında depolama ücreti konusunda uyuşmazlık çıktığı ve karşılıklı maillerin gönderildiği, davalı-karşı davacı tarafından gönderilen 07/03/2016 tarihli ihtarname ile davacı-karşı davalıya sözleşmenin feshedildiğinin ve depoda bulunan malların 31/03/2016 tarihine kadar teslim alınması ve tüm borçların ödenmesinin aksi halde borç ödeninceye kadar malların depoda tutulacağının ihtar edildiği, davacı-karşı davalı tarafından gönderilen 08/06/2016 tarihli ihtarname ile davalı-karşı davacıya Haziran sonunda deponun tahliye edileceğinin ve Haziran sonuna kadar aylık depolama ücretinin 2.100,00 TL olarak ödeneceğinin bildirildiği, davalı-karşı davacı tarafından gönderilen 13/06/2016 tarihli ihtarname ile davacı-karşı davalıya 10/06/2016 tarihinde yapılan 39.246,40 TL ödeme ile Mayıs ayı sonu itibariyle bakiye borcun kapatıldığının fakat malların teslim alınmadığı hergün için depolama tarifesi üzerinden ücretlendirme yapılacağının ihtar edildiği, buna göre taraflar arasındaki sözleşmenin 2015 yılı sonu itibariyle feshedilmemesi nedeniyle bir yıl uzadığı, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere sözleşmenin 07/03/2016 tarihli ihtarnamede verilen süre ile 31/03/2016 tarihinde feshedildiği ve bu tarihe kadar sözleşmede belirlenen depolama ücretinin talep edilebileceği, davacı-karşı davalı tarafından malların depodan 30/06/2016 tarihinde boşaltıldığı, buna göre sözleşmenin feshedilmiş olması sebebiyle 31/03/2016 ila 30/06/2016 tarihleri arasında ödenmesi gereken depolama ücretinin belirlenmesi gerektiği, gelen emsal ücretlerin davacı-karşı davalının kabul ettiği aylık 2.100,00 TL ücretin altında olduğu, bu nedenle bilirkişi heyeti tarafından 2.100,00 TL esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davacı-karşı davalı tarafından 30.037,34 TL fazla ödeme yapıldığı anlaşılmakla asıl davanın dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulü ile fazla ödenen 30.037,04 TL'nin davacı-karşı davalıya iadesine karar verilmiştir. Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacı-karşı davalı tarafından 10/06/2016 tarihinde ödeme yapıldığı ve aynı gün davalı-karşı davacı tarafından takip başlatıldığı, takip çıkışı miktarının ödenen bedelden düşük olduğu, kaldı ki davalı-karşı davacı tarafından icra takibi ile talep edilen miktarın ödenmesi gereken bedelin çok üstünde olduğu ve talebin haksız olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Asıl davanın kabulü ile 30.037,04 TL nin 10.000 TL sinin dava tarihi olan 27/06/2016 tarihinden 20.037,04 TL sinin ıslah tarihi olan 23/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karşı davanın reddine,
3-Asıl davada karar ve ilam harcı 2.051,83 TL'den peşin alınan 974,98 TL harcın mahsubu ile kalan 1.076,85 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Asıl davada davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 193,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.693,00 TL yargılama gideri ile 1.004,18 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.604,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karşı davada karar ve ilam harcı 44,40 TL'nin peşin alınan 68,50 TL harçtan mahsubu ile kalan 24,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Karşı davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Karşı davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.06/03/2019
Katip ...
E-imza
Hakim ...
E-imza
