Esas No: 2021/7662
Karar No: 2021/12757
Karar Tarihi: 18.11.2021
Danıştay 6. Daire 2021/7662 Esas 2021/12757 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7662
Karar No : 2021/12757
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) ... Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : ..., Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)
2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) ... Petrol Taşıma A.Ş. (...)
VEKİLLERİ : Av. ..., Av. ...,
Av. ... (E-Tebligat)
KARŞI TARAF (DAVACILAR) :
1- ...
...
33- ...
34- ... Körfezi ... Koruma Geliştirme Derneği
35- S.S. ... Turizm Geliştirme Kooperatifi
VEKİLLERİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Edirne İli, Keşan İlçesi, ... Köyü mevkiinde Boru Hatları İle Petrol Taşıma A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Saros FSRU Gemi İskelesi Projesi" ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından verilen ... tarihli, ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 07/07/2020 tarih ve E:2020/3689, K:2020/6850 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak, mahallinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve dava dosyası içerisinde yer alan tüm bilgi ve belgeler ile mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanılan bilirkişi raporunda yer verilen tespitlerin ve itirazların birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu işlemle ilgili olarak bilirkişi raporunda ziraat mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede "Nihai ÇED Raporunun tarımsal açıdan ÇED Yönetmeliğinde tanımlanan içerik için gereken ÇED Raporunun hazırlanarak sunulduğu, ÇED Olumlu karar sürecinin ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütüldüğü" belirtilmesine rağmen planlanan tesisin yer aldığı ve boru hattının geçeceği alanlardaki tarım topraklarına ait analizlerin olmadığı, bu nedenle depolama ve rehabilitasyon çalışmalarında fiziksel ve kimyasal özellikleri bilinmeyen bir toprakla yapılmasının bilimsel olmayacağı, bu bağlamda Nihai ÇED Raporunda görülen eksikliğin giderilmesinin davalı ve müdahil kurumların ileride karşılaşabilecekleri çevre sorunlarının önceden giderilmesi açısından önerildiği dikkate alındığında mevcut alanda boru hattının geçeceği alandan çıkarılan toprağın yine aynı alanda rehabilitasyon çalışmalarında kullanılacağı, fiziksel ve kimyasal özellikleri bilinmeyen bir toprakla rehabilitasyon çalışmalarının yapılmasının söz konusu olmadığı anlaşıldığından ziraat mühendisliğince yapılan olumsuz değerlendirmenin ÇED raporunu kusurlandırıcı nitelikte olmadığı; ancak İnşaat Mühendisliği Yönünden, bölgede detaylı hidrodinamik, oşinografik, deniz suyu kalitesi ölçüm ve değerlendirilmesi, detaylı dalga iklimi çalışması, yeterli sediment örneği ve deniz içi zemin sondajı yapılmasına rağmen buradan elde edilen değerlerin kıyı yapıları ve yakın kıyı bölgesindeki etkilerinin (sediment yığılması ya da kıyı erezyonu ve liman içi sirkülasyonu gibi) raporda değerlendirilmediği, bu muhtemel sonuçlar karşısında yapısal modifikasyonlar/iyileştirme yöntemlerinin açıklanmadığı, bu kapsamda Mart 2019 tarihli Nihai ÇED raporunun kıyı boyu katı madde hareketinin getireceği belirsizlikler, buna karşı alınacak önlemler açısından yetersiz durumda olduğu, ayrıca liman içi sirkülasyon ile ilgili belirleyici bir çalışma ve yapının buna uygun hale getirilmesi ile ilgili çalışma (modelleme) ve değerlendirmelerin yetersiz olduğu, Jeoloji-Hidrojeoloji Mühendisliği açısından ise jeolojik bilgi girdisi üzerine jeolojik ortamın mühendislik tanımlamasının yapılmadığı, mühendislik ortam tanımlaması sonucu kurulacak hidrojeolojik modelin de ÇED raporunda yer almadığı, ÇED raporunda verilen veri girdisinin hidrojeoloji ile ilgili kesin proje aşamasında yapılması gereken çalışmaları kapsayamayacağı dikkate alındığında, Mart 2019 tarihli Nihai ÇED Raporunun Hidrojeoloji başlığı altında verilen bilgilerin kapsam açısından yetersiz olduğu görülmekle, Mart 2019 tarihli Nihai ÇED Raporunda İnşaat Mühendisliği ve Jeoloji-Hidrojeoloji Mühendisliği açısından belirtilen eksikliklerin ÇED Raporunu bu yönlerden kusurlandırıcı nitelikte olduğu anlaşıldığından, proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararında İnşaat Mühendisliği ve Jeoloji-Hidrojeoloji Mühendisliği yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçeyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idare tarafından, ÇED sürecinin usul ve yasaya uygun olarak yürütüldüğü, ÇED Raporunda jeoloji, hidrojeoloji ve inşaat mühendisliği açısından yeterli araştırma ve incelemeye yer verilmiş olduğu, dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare yanında müdahil tarafından, ÇED Raporunda yeterli inceleme ve araştırmaya yer verildiği, dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Dairemizin E:2021/9093 sayılı dosyasında, dava konusu projeyle ilgili olarak, 2009/7 sayılı Genelge uyarınca, ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının verildiği anlaşılmış olup, davalı idare tarafından bu karar verilirken, dava konusu işlemin açıkça geri alınmadığı ve ÇED Raporu üzerinde, yukarıda belirtilen Genelge uyarınca yapılan düzenlemelerin, Mahkemenin ... tarihli, E:..., K:... sayılı iptal kararı doğrultusunda yapıldığı hususları dikkate alındığında, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Edirne İli, Keşan İlçesi, ... Köyü mevkiinde Boru Hatları İle Petrol Taşıma A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Saros FSRU Gemi İskelesi Projesi" ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından, ... tarihli, ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmış; İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptali yönünde verilen ve Dairemizin 07/07/2020 tarihli, E:2020/3689, K:2020/6850 sayılı kararıyla bozulan, 26/02/2020 tarih, E:2019/943, K:2020/270 sayılı kararı doğrultusunda anılan proje revize edilmiş ve revize edilen proje ile ilgili olarak, idare tarafından, ... tarihli, ... sayılı yeni bir "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ''Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış, 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına yer verilmiştir.
13/02/2009 tarih ve 2009/7 sayılı "ÇED Yönetmeliği Uygulamaları" konulu Çevre ve Orman Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü Genelgesinde; "...Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararları hakkındaki yürütmenin durdurulması/iptal kararları, hakkında ÇED Olumlu Kararı verilen ÇED Raporunun bir ya da birkaç bölümüne ilişkin ise ve yürütmenin durdurulması/iptal kararı, ÇED Raporunun diğer bölümlerini olumsuz yönde etkilemiyor, yani Kararın tümünün yeniden ele alınıp değerlendirilmesini gerektirmiyorsa, ÇED Raporunun hazırlanmasına ilişkin tüm sürecin en baştan tekrarlanmasına gerek bulunmamaktadır.
Böyle bir durumda uygulamanın 'yürütmenin durdurulması/iptal kararının gerekçesi dikkate alınarak, sadece eksik veya yetersiz görülen kısımların yeniden düzenlenerek hazırlandığı ÇED Raporunun Bakanlığa sunulmasını müteakip, Bakanlıkça bir toplantı tarihi belirlenerek, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tekrar toplanır ve komisyonca değerlendirilir. Yapılan düzenlemelerin yeterli görülmesi halinde ÇED Raporu Komisyonca nihai edilir. Komisyonun değerlendirmeleri, üyeler tarafından imzalanarak tutanak altına alınır. Bakanlık, proje ile ilgili olarak ÇED Olumlu ya da ÇED Olumsuz Kararını verir. Bu kararı, proje sahibi ile ilgili kurum ve kuruluşlara yazılı olarak bildirir. Valilik, alınan kararın içeriğini, karara esas gerekçelerini uygun araçlarla halka duyurur.' şeklinde yapılması" düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Yönetmeliğin 7. maddesi kapsamındaki bir projenin, çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu ve dolayısıyla projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten ÇED Olumlu kararı alınmadıkça, projenin uygulanamayacağı açıktır.
Diğer taraftan, anılan Genelgeye göre yapılması planlanan projeyle ilgili verilen ÇED Olumlu kararına karşı açılan davada, Mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması veya iptal kararları, ÇED Olumlu kararının dayanağı ÇED raporunun bir veya birkaç bölümüne ilişkinse ve ÇED raporunun tamamını kusurlandırmıyorsa, ÇED raporunun yetersiz görülen bu kısımları yeniden düzenlenmek suretiyle davalı idareye sunulması üzerine, Yönetmelikte öngörülen ÇED sürecinin en başından işletilmeyerek değerlendirme yapıldığı anlaşılmakta olup, davalı idare tarafından söz konusu projeyle ilgili revize ÇED raporu hakkında ikinci bir ÇED Olumlu kararının verilmesi ile ilk ÇED Olumlu kararının, zımni olarak geri alındığının ve dolayısıyla hukuken uygulanamayacağının kabulü gerekmektedir. Nitekim, söz konusu projeyle ilgili ilk "ÇED Olumlu" kararının hukuken geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde, revize edilen ÇED raporuna istinaden verilen ikinci "ÇED Olumlu" kararının da hukuken geçerli olduğu dikkate alındığında, aynı projeyle ilgili iki farklı "ÇED Olumlu" kararının birlikte uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Olayda, Dairemizin E:2021/9093 sayılı dosyasının incelenmesinden; proje sahibi olan davalı yanında müdahil tarafından, bakılmakta olan davadaki İlk Mahkeme kararı olan ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararındaki iptal gerekçeleri dikkate alınmak suretiyle, 2009/7 sayılı Genelge kapsamında ÇED raporunun revize edildiği ve davalı idareye sunulduğu, davalı idarece ... tarih ve ... sayılı (ikinci) "ÇED Olumlu" kararının verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta; her ne kadar İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak, yeniden yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, söz konusu projeyle ilgili ... tarih ve ... sayılı (ikinci) ÇED Olumlu kararının verilmesiyle, aynı projeyle ilgili iki farklı "ÇED Olumlu" kararının birlikte uygulanma olanağının bulunmadığı dikkate alındığında, davalı idarece, dava konusu "ÇED Olumlu" kararının zımni olarak geri alındığının kabulü gerekmekte olup, bakılmakta olan davanın konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı idare ile yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2(i) maddesi uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3. Davacılar tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin, haklılık durumu dikkate alınarak takdir edilen ... TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, söz konusu yargılama giderinin kalan kısmı olan ... TL'nin ise davacılar üzerinde bırakılmasına,
4. Davalı idarece yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen ... TL yargılama giderinin, haklılık durumu dikkate alınarak takdir edilen ... TL'lik kısmının davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, söz konusu yargılama giderinin kalan kısmı olan ... TL'nin ise davalı idare üzerinde bırakılmasına,
5. Davalı yanında müdahillerden Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen ... TL
yargılama giderinin, haklılık durumu dikkate alınarak takdir edilen ... TL'lik kısmının davacılardan alınarak, adı geçen davalı yanında müdahile verilmesine, ... TL'sinin ise anılan müdahil üzerinde bırakılmasına,
6. Davada gelinen son durum itibarıyla, taraflar lehine veya aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7. Kullanılmayan ... TL yürütmenin durdurulması harcıyla ... TL fazladan alınan harcın istemi halinde davacıya iadesine,
8. Artan posta masraflarının istemleri halinde taraflara iadesine,
9. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
10. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 18/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
İptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında; idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edileceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.
İptal davasının amacı, hukuka aykırı idari işlemin uygulamadan kaldırılması, geçersiz kılınması ve işlemin hukuksal geçerliliğine son verilmesidir. Burada sağlanmak istenen, hukuk düzeninde hukuka aykırı işlemlerin bulunmamasını sağlayarak, hukuk devletinin korunmasıdır. İdare Hukuku ilkelerine göre, iptal kararları, iptali istenilen işlemi, tesis edildiği tarih itibarıyla ortadan kaldırarak, işlemin tesisinden önceki hukuki durumun geri gelmesini sağlar.
Diğer taraftan, idari işlemin geri alınması, yargısal yolla iptalinde olduğu gibi yapıldığı tarihten itibaren bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. İdari işlemin idarece geri alınması halinde, yargısal yoldan iptal ile aynı sonuçları doğurduğundan, iptal davasını da konusuz bırakmaktadır.
Dairemizin E:2021/9093 sayılı dosyasının incelenmesinden; söz konusu projeyle ilgili 2009/7 sayılı Genelge kapsamında revize edilen ÇED raporunun davalı idareye sunulması üzerine, ... tarih ve ... sayılı (ikinci) ÇED Olumlu kararı verildiği anlaşılmış ise de, davalı idare tarafından bu karar verilirken, dava konusu işlemin açıkça geri alınmadığı dikkate alındığında, bu haliyle, dava konusu işlemin hukuken geçerliliğini koruduğunda hiçbir duraksama bulunmamaktadır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği oyu ile davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozularak, karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.