23. Hukuk Dairesi 2019/370 E. , 2020/873 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, dava dışı işçinin en son ... firmasında çalışırken iş akdinin feshedildiğini, işçi tarafından müvekkili ajans ile ... firması hasım gösterilmek suretiyle işe iade davası açıldığını, davanın kabulü ile işçinin ... firmasında işe iadesine karar verildiğini, ... firması ile akdedilen sözleşmenin 7-10 maddesine göre iş ve işçilerle ilgili her türlü sorumluluğun tamamen ... firmasına ait olduğunu ileri sürerek müvekkili ajansın ödediği bedellerin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle sorumlulukları oranında davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle görev ve husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin dava konusu yapılan dönemde herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını ve davacıya ait tüm tazminatları ve alacakların müvekkili tarafından kendisine eksiksiz olarak ödendiğini savunarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; fesih anında 19.04.2011 tarihinde hizmet akdinin tarafının ... olduğu, ..."ın kusurlu eylemleri nedeniyle işe iadeden kaynaklı ödemelerin gerçekleştiği, davacının ATK "nın dava konusu ödemelerden kaynaklı sorumluluğu olmadığından alacak talebinde bulunamayacağı, davacının ödemesinin kaynağı iş dosyasına göre işçinin hizmet döneminde 3 ay 19 gün çalıştığı 6 ay kıdemi olmayan işçinin işe iade davası açamayacağından bağımsız ihale sözleşmesi sebebiyle rücuan talep edilir bir alacak görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, davacının ödemesinin dayanağı olan iş mahkemesi dosyasına göre işçinin ... firmasında 3 ay 19 gün çalıştığı anlaşılmaktadır. İş mahkemesi kararı doğrultusunda davacı tarafından ödenen kıdem tazminatından yükleniciler işçiyi çalıştırdıkları süre ile orantılı sorumludurlar. Bu sürenin 1 yılın altında olmasının rücu talebine etkisi yoktur. Bu nedenle işçinin çalıştığı ... firmasının da ödenen bedelden çalıştığı süre ile sorumlu tutulmaması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, yüklenici işçisinin hizmet aktinin feshi sonrasında işveren ve yüklenici aleyhine açtığı işe iade davasında davanın işçi lehine sonuçlandığı, işe iade edilmeme halinde de bir bedel ödenmesine karar verildiği ve işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işverenin işçiye bu bedeli ödediği anlaşılmaktadır.
İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorundadır. İşverinin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesi mümkün değildir. Ayrıca İş Mahkemesince işveren ve yüklenici müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinde bu hususu düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu durumda işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işçiye ödenen bedelden tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerekir.
Uyuşmazlığın yukarıdaki ilke çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup kararın resen bozulması gerekmiştir.
2-İşe iade davasında ATK’ nın taraflar arasında bulunmayışı ve son işveren olmaması nedeniyle işe iadede sorumluluğu olmadığından davacının ATK .. Ltd.Şti ye yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.