10. Hukuk Dairesi 2020/1077 E. , 2020/4704 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davacı Kurum ve davalı ... ... İnş. ve Beton San. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada; davacı kurum 15.04.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralanan sigortalıya ödenen peşin sermayeli gelir, geçici iş göremezlik ödeneği ve tedavi giderinin tahsilini talep etmiş, mahkemece ... Makina Parçaları Endüstrisi A.Ş., ve Tuna İnş. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın reddine, davalı ... ... İnş. ve Beton San. ve Tic. A.Ş. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı ... ... İnş. ve Beton San. ve Tic. A.Ş. cevap dilekçesinde zamanaşımı def"ini ileri sürmüştür.
1) 818 sayılı Yasanın 332/1"inci maddesinde belirtilen işçi - işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çerçevede maddenin 2"nci fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu 506 sayılı Yasanın 26/1"inci maddeyle yapılan ilişkilendirme ile bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımının, işverenler açısından uygulanması gereken Borçlar Kanununun 125"inci maddesine göre on yıl olduğu belirtilmelidir.
506 sayılı Yasanın 26’ncı maddesinde üçüncü kişiler aleyhine açılan rücu davalarının tabi olduğu zamanaşımı süresine ilişkin açık hüküm bulunmamaktadır. Üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki söz konusu değildir. Ancak anılan maddenin ikinci fıkrasında 818 sayılı Yasaya yollamada bulunulmuştur. Hal böyle olunca; üçüncü kişiler aleyhine açılan davaların, 818 sayılı Yasanın 60’ıncı maddesinde gösterilen bir ve on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta olup, bir başka anlatımla, mahkemece kendiliğinden gözetilemeyen ancak yasal süre içerisinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirilmesi gerekir ve başlangıcı da; “zarar ve faile ıttıla” tarihidir. Bilindiği üzere zarar ve faile ıttılanın birlikte gerçekleşmesi gerekir ve sadece birinin gerçekleşmesi zamanaşımı süresinin başlaması için yeterli değildir. Zarara ve faile ıttıla, Kurumun yetkili organının ıttılaı olduğundan, zararın ıttıla tarihi sigortalı ya da hak sahibine bağlanan gelirler yönünden tahsis onay tarihi, masraf ve ödemeler yönünden sarf ve ödeme tarihidir. Faile ıttılanın ise özel bir duyarlılıkla araştırılıp incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada, devam eden ceza davasında verilen mahkûmiyet kararının kesinleştiği tarih, Kurum sigorta müfettişi veya Çalışma Bakanlığı iş müfettişi raporunun Kurumun yetkili makamlarına intikal tarihi ya da ilk rücu davasının açıldığı tarih, faile ıttıla tarihi olarak kabul edilmektedir.
2)506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmünde tanımlandığı üzere taşeron; bir işte ya da bir işin bölüm veya eklentilerinde asıl işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir. Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir. İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenlerde asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş yada işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Somut dosyada; Kaza olayı ... Makine Parçaları End.Tic. A.Ş"ye ait şantiyede hazır beton tedarikçisi ... A.Ş."ne ait beton dökme aracının arka ayağının kırılarak sigortalı Bilgin Sarsık"ın üzerine düşmesi ve sigortalının yaralanması şeklinde meydana gelmiştir. Mahkemece öncelikle davalı ... ... İnş. ve Beton San. ve Tic. A.Ş."nin olaydaki konumunun irdelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalı ... ... İnş. ve Beton San. ve Tic. A.Ş. nin diğer davalı şirketlerle ilişkisi incelenmek suretiyle kaza olayında alt işveren mi yoksa 3. Kişi mi olduğu tereddütsüz bir şekilde tespit edilmelidir.
Davalı ... ... İnş. ve Beton San. ve Tic. A.Ş. tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı def"i ileri sürülmüş ise; dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat zarfı dosya içerisinde bulunmadığından öncelikle tebligat zarfı dosyaya alınarak davalı şirketin süresinde zamanaşımı def"inde bulunup bulunmadığı belirlenmeli, süresinde zamanaşımı def"inde bulunduğunun tespiti halinde alt işveren veya 3. kişi olmasına göre zamanaşımı süresinin geçip geçmediğinin değerlendirilmesi ve elde edilecek sonuç uyarınca karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları dikkate almaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davacı Kurum ve davalı ... ... İnş. ve Beton San. ve Tic. A.Ş. "nin temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ... İnş. ve Beton San. ve Tic. A.Ş."ye iadesine, 22.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.