11. Hukuk Dairesi 2018/3845 E. , 2019/5681 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 17.04.2018 tarih ve 2016/93-2018/310 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı Turban Turizm A.Ş işletmeleri"nden Kuşadası Marina İşletmesi"nde inşa ettirilecek akaryakıt istasyonu ve müştemilatı ile ilgili olarak yapılan ihaleyi alan dava dışı Serdar İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş ile yap-işlet-devret modeliyle akdedilen 05.08.1993 tarihli sözleşmenin davacı şirket tarafından feshedildiğini, bunun üzerine dava dışı Serdar İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından davacı aleyhine açılan tazminat davasının 27.03.1997 tarihli karar ile davacı aleyhine sonuçlandığını, sözleşmenin feshinde davacının kusurlu bulunarak davacının tazminatla sorumlu tutulmasına karar verildiğini, bu şekilde davacının adı geçen şirkete 8.895.023.913,00 TL (eski TL) ödeme yaptığını, davacının uğradığı bu zarardan genel müdür ve yönetim kurulu başkanı olan davalı ..."in Turizm Bakanlığı"ndan gerekli izinler alınmaksızın sözleşmenin imzalanması nedeniyle kusurlu ve bu nedenle davacı şirketin ödediği tazminattan sorumlu olduğunu ileri sürerek; davacının gerçekleşen 8.895.023.913,00 TL (eski TL) zararının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş; davalının kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile dava dışı şirket arasında Kuşadası Marina"da yapılacak akaryakıt istasyonu ve müştemilatı işinin yap-işlet-devret modeli ile yapılmasına ilişkin sözleşmenin davacı şirket tarafından haksız yere feshedilmesi üzerine dava dışı şirket tarafından davacı aleyhine açılan dava sonunda ödemek zorunda kalınan 8.305.503.913,00 eski TL tazminatın 12.03.1998 tarihinde ve 589.200.000,00 eski TL tazminatın 13.03.1998 tarihinde ödenerek toplamda 8.894.703.913,00 eski TL kurum zararının oluştuğu; zarararın gerçekleşmesinde bilirkişi raporunda belirtildiği gibi dönemin genel müdürü davacı ..."in %75 oranında kusurlu olduğu; gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 6.671,03 TL"nin 6.229,13 TL"sine 12.03.1998 tarihinden ve 441,90 TL"sine ise 13.03.1998 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, Şirket genel müdürünün hukuka aykırı işleminden kaynaklanan sorumluluğuna ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Şirket zararı 05.08.1993 tarihli sözleşmenin 15.06.1994 tarihinde haksız olarak feshedilmesinden kaynaklanmakta olup somut olaya olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 309. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Bu bağlamda, 6762 sayılı TTK’nın 309/son hükmünde, zarardan sorumlu olan kimseler aleyhine zararı doğuran olay için ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmediği takdirde, zararın ve mesul olanın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran olayın vukuundan itibaren beş yıl içinde sorumluluk davası açılabileceği öngörülmüştür.
Mahkemece, sözleşmenin haksız feshedildiği 15.06.1994 tarihi göz önüne alındığında, davanın açıldığı 19.12.2000 tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımının dolduğu, davalının eylemi nedeniyle ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı süresinin de öngörülmediği, buna göre usul ve yasaya uygun olarak ileri sürülen zamanaşımı def’i dikkate alınarak davanın bu gerekçeyle reddi gerekirken, zamanaşımı hesabında dikkate alınacak tarihin, zararın ve mesul olan kimsenin öğrenildiği tarih ve bu tarihinde davacı Şirketin Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenen raporun Şirketin dava açılması yönünde emir vermeye yetkili genel müdürüne sunulduğu 06.11.2000 olduğu ve böylece 2 yıllık zamanaşımı başlangıcının 5 yıllık zamanaşımı başlangıcı olarak kabulü ile zamanaşımı def"inin reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı vekili yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.